1. HABERLER

  2. HABER

  3. DÜNYA

  4. Avrupa’da Ayrılıkçılık Neden Moda Oldu?
Avrupa’da Ayrılıkçılık Neden Moda Oldu?

Avrupa’da Ayrılıkçılık Neden Moda Oldu?

​​​​​​​Avrupa’daki ayrılık taleplerini Avrupa medyası nasıl okuyor?

24 Ekim 2017 Salı 23:17A+A-

Katalanlar bağımsızlık talep ediyor, Kuzey İtalya'da insanlar daha fazla özerklik istiyor, İskoçyalılar ise Büyük Britanya'dan ayrılmanın peşinde. Bölgesel milliyetçilikler rönesans dönemini yaşıyor. Yorumcular bu çatışmaların ortak noktasını araştırıyor.

Eurotopics sitesi batı medyasındaki görüşleri derledi:

Güçsüzlük ulusal çabaya dönüşüyor

Kuzey İtalya'da yapılan referandumların ve Katalonya'nın bağımsızlık çabasının altında, Avrupa'yla değişken bir ilişki olması yatıyor, diyor siyaset bilimci Marc Lazar, La Repubblica'da:

“Bölgeselciler demokratik bir huzursuzluk içinde olduklarını belirtiyor. Siyasetçilere karşı beslenen genel güvensizlikten, ulusal siyasetin verdiği güçsüzlük hissinden ve Avrupa'nın çok uzakta olduğu izleniminden yararlanıyorlar. Yurttaşların, kendilerine yakın duran bir karar merciine duydukları gereksinime yanıt veriyorlar. Tüm bu hareketlerin Avrupa ile değişken bir ilişkisi bulunuyor. Bir yandan açık ekonomi adına kendilerini Avrupalı ilan ederken ... diğer yandan yerel gerçekliklerine ve özelliklerine geri dönme çabasındalar.”

Zengin ayaklanması

Köşe yazarı Bojko Lambowski, Sega'daki yazısında Katalan hareketini 19. yüzyılın sonunda Bulgarların Osmanlıya karşı ayaklanmasına benzetmiş:

“Ayrılıkçığın fitilini ateşleyen nedir? Devlet iktidarının yarattığı kölelik, haksızlıklar ve yerel halkın soyulması mı? Yoksa kazandıklarını yoksul ve 'tembel' bölgelerle paylaşmayıp kendilerine saklayan 'zenginlerin bencilliği' mi? ... Tarihçi Nikolay Gençev'e göre, 1876 yılında Bulgaristan'da gerçekleşen Nisan Ayaklanması'nın nedeni, Osmanlıların Bulgar halkına baskı uygulaması değil, halkın kendine güveninin artmış olmasıydı. Koprivnica, Batak ve Panagürişte gibi tam da ekonomi, kültür ve eğitimde daha güçlü olan yerlerden yükselen bağımsızlık çığlıklarının daha yüksek çıkması tesadüf değil.”

Ekonominin merkezleri ihmal edilmemeli

Financial Times'a göre, Lombardiya ve Veneto'nun yanı sıra Barselona vakaları gösteriyor ki, yükselmeye çalışan kentsel merkezler her geçen gün siyaset tarafından daha çok yalnız bırakıldığını hissediyor:

“Tüm bulgular büyük kentlerin, ülkenin kalan kısmıyla ilişkileri sürekli kötüleştiği için daha çok özyönetim talep ettiğini gösteriyor. Ülkenin kalan kısmının kentlere gereksinimi var, ancak bir yandan da bu kentlerin başarısından rahatsız oluyor. Muhafazakarlar ulus devlete gerçekten değer veriyorsa memnuniyetsiz vilayetler için tek yönlü bir lobi olmaktan kaçınmaları gerek. Bir anlamda bir suistimal bu ve bir devlet böyle işleyemez. Ulusal birliğe yönelik uzun vadedeki en büyük tehdit, yurt içinde peşinden gelen bölgelere bakıp beraberinde bir ceset sürüklediğini düşünen üretken, dışa dönük bölgelerden kaynaklanıyor.”

Avrupa'nın geleceği bölgesel yurtseverlikte

Barselona'dan yayılan özerklik hareketi tüm Avrupa'yı sarabilir, diyor Jakob Augstein Spiegel Online'daki köşesinde:

“İspanya'da, günün birinde tüm kıtayı saracak bir süreç başlayabilir: Ulus devletlerin sonu, bölgelerin rönesansı, yeni bir Avrupa'nın doğuşu. Bu durum gerçekten de yaşanacak olursa ne âlâ! Uluslar yaşamaya devam etmeli ancak ulus devletler ölebilir. Artık onlara gereksinimimiz yok. ... İşin aslı şu ki, ulus devlet modeli bir zamanlar moderndi ama artık miadını doldurdu. Günümüzde ulusal sınırlar içerisinde halledebileceğiniz tek bir önemli konu dahi yok. Egemenlik dünyadaki birçok devlet için bir hayal zaten, hele ki Avrupa devletleri için.”

HABERE YORUM KAT

2 Yorum