1. HABERLER

  2. ETKİNLİK

  3. Ankara'da "NATO Füze Kalkanını İstemiyoruz!" Eylemi
Ankarada NATO Füze Kalkanını İstemiyoruz! Eylemi

Ankara'da "NATO Füze Kalkanını İstemiyoruz!" Eylemi

Özgür Eğitim-Sen ve Mazlumder, Abdi İpekçi Parkında Müslüman halkları ve tüm Ortadoğu’yu tehdit eden NATO Füze Kalkanının Türkiye’ye kurulmaması uyarısında bulunan bir eylem gerçekleştirdi.

13 Kasım 2010 Cumartesi 18:11A+A-

Özgür Eğitim-Sen ve Mazlumder mensupları bugün 12.30'da Abdi İpekçi Parkında 19-20 Kasım tarihlerinde Lizbon'da gerçekleştirilecek NATO Zirvesinde nereye kurulacağı karara bağlanacak olan "NATO Füze Kalkanı"nın Türkiye'ye kurulmaması çağrısı içeren bir protesto eylemi düzenlediler.

"NATO'ya da Katil Silahlarına da Hayır!" yazılı bir pankartın açıldığı eylemde "NATO'nun Hedefi: İran'a Saldırı, İsrail'e Kalkan!", "Silahlara Rampa Olma Kardeşliğe Darbe Vurma!", "Türkiye NATO'nun Saldırı Rampası Olmasın!" yazılı dövizler taşındı.

I.R.I.B TV'ye de bir açıklama yapan Özgür Eğitim-Sen Genel Başkanı Yusuf Tanrıverdi "son yıllar da Ortadoğu da Türkiye, İran, Suriye, Filistin, Lübnan arasında ciddi bir diplomasi ve yakınlaşma oluşmaya başladı. Bu yakınlaşma ABD'yi ve İsrail'i korkutuyor. Bu ülkeler arasında sağlanacak bir birlik bölgedeki ABD ve İsrail çıkarlarını sarsacak ve bölge üzerin de yeni bir güç olarak ortaya çıkacaklardır. Bunu bilen ABD ve İsrail füze kalkanı projesiyle bu birliği parçalamaya yönelik nifak tohumunu ülkemize yerleştirmeye çalışıyor. Silahların varlığı hem Türkiye, hem İran ve bölgedeki diğer Müslüman ülkeler için bi,r tehdit ve saldırı unsurudur" dedi.

"ABD ve NATO, Ortadoğu Halklarının Düşmanıdır!"

Basın Açıklamasını okuyan Özgür Eğitim-Sen Genel Başkanı Yusuf TANRIVERDİ; Kurulması dayatılan katliam silah rampalarının Ortadoğu'nun kalbine vurulmuş bir hançer olduğunu söyledi.

Hükümete ve yetkililere "NATO'nun Türkiye'ye dayattığı nükleer füze kalkanı kime kalkan olacaktır? Komşularıyla sıfır sorun politikasını dış politikasına eksen olarak koymuş ve komşularıyla tüm sorunlarını çözme diplomasisi içinde olan Türkiye'nin nükleer bir kalkana ihtiyacı olmadığı açıktır. O zaman bu kalkan gerçekte kime kalkan olacaktır? Bölgemizde bir tek nükleer tehdit vardır o da ABD'nin hamiliğini yaptığı İsrail terör devletidir. Bölge ülkelerine ve halklarına tehdit olan İsrail'e karşı olmadığına göre füze kalkanı hangi ülkelere ve hangi kimliğe karşı kimin çıkarına kullanılacaktır? sorularını yönelten TANRIVERDİ konuşmasına; "Adı kalkan olarak telaffuz edilen ve bu telaffuz kurnazlığıyla savunma görüntüsü verilmeye çalışılan füzeler kalkan değil aksine açık bir saldırı ve tehdittir. Bu tehdit Türkiye'ye, İran'a, Irak'a, Suriye'ye ve Filistin'e yöneltilmiş açık bir tehdit ve saldırıdır." sözleriyle devam etti.

"Nato Kalkanı Türkiye'nin İmtihanıdır!"

"Katil NATO Ortadoğu'dan Defol", "NATO'ya Kalkan Olmayacağız", "Zulme Karşı Direneceğiz", "Nato'ya Hayır Katillere Geçit Yok" sloganlarının atıldığı basın açıklaması TANRIVERDİ'nin; " Füze kalkanı dayatması Türkiye'nin NATO üzerinden ABD ve İsrail'le imtihanıdır. Bu dayatmaya boyun eğen Türkiye fiilen ABD ve İsrail'in işgali altına girmiş olacaktır. Artık Türkiye için ne içerde ne de dışarıda bağımsızlıktan söz edilemeyecektir. Topraklarında ABD ve İsrail fiili işgalini kabul etmiş Türkiye'nin bağımsız dış politika sözlerine, komşularıyla sıfır sorun politikasına kimse itibar etmeyecektir. Bölge halkları ve devletleri tarafından topraklarına sahip çıkamayan, topraklarında ki egemenliğini kaybetmiş zavallı ve işbirlikçi bir ülke olarak anılacaktır. ABD ve İsrail NATO üzerinden Türkiye'ye yerleştirecekleri füze kalkanıyla, Türkiye'nin tüm uluslararası ve Ortadoğu da ki itibarını sıfırlama planını gerçekleştirmiş olacaklardır." sözleriyle sona erdi."

Basın Açıklamasının Tam Metni:

EMPERYALİST NATO'YA DA KATLİAM SİLAHLARINA DA HAYIR!

Portekiz'in başkenti Lizbon'da yapılacak NATO Zirvesi Türkiye ve tüm Ortadoğu için tarihi bir karara sahne olacaktır. Soğuk savaşın bitmesiyle birlikte NATO yeni düşman hedefini Müslüman ülkeler olarak belirlemiştir. ABD Ortadoğu'nun zengin ve bakir topraklarını yağmalamak için NATO'yu kullanmaktadır. Batıda üretilen İslamafobi bu yağmayı meşrulaştırma politikasıdır. İslam eşittir terördür ve İslam'ın etkin olduğu tüm topraklar tehdit unsurudur, işgal ve kontrol altında tutulmalıdır zihniyeti NATO'nun yeni stratejisine temel teşkil etmektedir.

NATO'nun Türkiye'ye dayattığı nükleer füze kalkanı kime kalkan olacaktır? Komşularıyla sıfır sorun politikasını dış politikasına eksen olarak koymuş ve komşularıyla tüm sorunlarını çözme diplomasisi içinde olan Türkiye'nin nükleer bir kalkana ihtiyacı olmadı açıktır.

O zaman bu kalkan gerçekte kime kalkan olacaktır? Bölgemizde bir tek nükleer tehdit vardır o da ABD'nin hamiliğini yaptığı İsrail terör devletidir. Bölge ülkelerine ve halklarına tehdit olan İsrail'e karşı olmadığına göre füze kalkanı hangi ülkelere ve hangi kimliğe karşı kimin çıkarına kullanılacaktır?

ABD güdümlü NATO'nun "barış" yalanlarıyla yıllardır Afganistan'da, Irak'ta döktüğü kanların işlediği cinayetlerin haddi hesabı olmadığına şahit olduk. Yine Bosna'da, Filistin'de yaşanan Müslüman kıyımına ve katliamına nasıl seyirci kaldığını ve el altından vahşete destek verdiğine de şahit olduk. Afrika'da üç dolarlık çıkar için kabileleri, ülkeleri birbirlerine kırdırarak işlediği cinayetleri de gördük. Vietnam'da, Kamboçya'da ve Latin Amerika ülkelerinde NATO kalkanıyla ABD'nin işlemediği bir cinayet ve vahşet kalmadı.

Kurulduğu günden beri NATO dünya barışı yalanlarıyla ABD'nin ekonomik ve siyasi yayılmacılığına hizmet eden bir örgüt olmuştur. NATO ve NATO'nun tüm askeri gücü ABD'nin emperyalist projelerine hizmet etmektedir.

Türkiye'ye NATO tarafından dayatılan füze kalkanı Türkiye'nin çıkarlarını korumak ve bölge barışını sağlamak için değil tam tersine İsrail'e kafa tutan Türkiye'yi cezalandırmak ve topraklarımızı kullanarak Müslüman coğrafyayı tehdit altında tutmak içindir.

Adı kalkan olarak telaffuz edilen ve bu telaffuz kurnazlığıyla savunma görüntüsü verilmeye çalışılan füzeler kalkan değil aksine açık bir saldırı ve tehdittir. Bu tehdit Türkiye'ye, İran'a, Irak'a, Suriye'ye ve Filistin'e yöneltilmiş açık bir tehdit ve saldırıdır.

Füze kalkanı dayatması Türkiye'nin NATO üzerinden ABD ve İsrail'le imtihanıdır. Bu dayatmaya boyun eğen Türkiye fiilen ABD ve İsrail'in işgali altına girmiş olacaktır. Artık Türkiye için ne içerde ne de dışarıda bağımsızlıktan söz edilemeyecektir. Topraklarında ABD ve İsrail fiili işgalini kabul etmiş Türkiye'nin bağımsız dış politika sözlerine, komşularıyla sıfır sorun politikasına kimse itibar etmeyecektir. Bölge halkları ve devletleri tarafından topraklarına sahip çıkamayan, topraklarında ki egemenliğini kaybetmiş zavallı ve işbirlikçi bir ülke olarak anılacaktır. ABD ve İsrail NATO üzerinden Türkiye'ye yerleştirecekleri füze kalkanıyla, Türkiye'nin tüm uluslararası ve Ortadoğu da ki itibarını sıfırlama planını gerçekleştirmiş olacaklardır.

Ortadoğu bir bütündür ve kardeştir. ABD, NATO, İsrail ve yerli işbirlikçiler Ortadoğu'dan defolup gitmedikçe bölgemiz barışa, sükûnete ve kalkınmaya hasret kalacaktır. Coğrafyamız yıllardır emperyalist kuşatma, tehdit ve fitnesi altındadır. Emperyalizmin topraklarımızda ileri karakol kurması bölgemizde kaosu, yoksulluğu ve fitneyi daha da körükleyecektir.

İktidara sesleniyoruz; varlığınızı borçlu olduğunuz halkınıza ve kardeşleriniz olan Ortadoğu halklarına sırtını daya ve emperyalizme hayır de! ABD ve İsrail tarafından kotarılan bu alçakça tezgâha boyun eğme! Hem ülken hem de mazlum Ortadoğu halkları nezdinde işbirlikçi damgası yeme! Bu toprakların daha fazla ABD ve tetikçisi İsrail tarafından kirletilmesine izin verme! Yoksa bunun hesabını ne halkınıza ne de Ortadoğu'nun mazlum halklarına veremezsiniz. Hiçbir mazeret ve gerekçeniz sizi işbirlikçilik yapma pozisyonundan kurtaramaz. Hiçbir açıklama size mazeret olamaz.

Bizler yalnızca Türkiyeli değiliz. Aynı zamanda İranlıyız, Iraklıyız, Suriyeliyiz, Afganistanlıyız ve Filistinliyiz. Bizler Ortadoğu'nun kardeş halklarıyız. Birimizin zayıflığı hepimizin zayıflığı, birimizin gücü hepimizin gücüdür. Türkiye'nin Ortadoğu'da rekabet ettiği ülkeler olabilir ancak düşman ülke ya da ülkeler olamaz da, yoktur da. Varlığı iddiası emperyalist fitneden başka bir şey değildir.

Türkiye'nin, soğuk savaş döneminin emperyalizmin ileri karakol ülkelerinden biri haline getirilmesine izin vermeyeceğiz. Topraklarımızın emperyalizm tarafından işgaline izin vermeyeceğimiz gibi topraklarımızın kardeş halklara tehdit ve saldırı rampası olarak kullanılmasına da izin vermeyeceğiz. Bu ülke ve Ortadoğu bizimdir. Tek bir düşmanımız var oda; ABD ve tetikçisi İsrail'dir.

HABERE YORUM KAT

3 Yorum