1. YAZARLAR

  2. Ali H. Aslan

  3. Amerikan seçimlerinde tehlikeli saplantılar
Ali H. Aslan

Ali H. Aslan

Yazarın Tüm Yazıları >

Amerikan seçimlerinde tehlikeli saplantılar

13 Ekim 2008 Pazartesi 04:17A+A-

Yer, ABD başkan adaylarından Senatör John McCain'in cuma günü kapalı salon toplantısı yaptığı Minnesota eyaletinin Lakeville şehri. Yaşlı bir teyze mikrofonu eline alıyor ve Cumhuriyetçi başkan adayına şöyle diyor: 'Obama'ya güvenemiyorum. Hakkında okudum ve o, şey değil, ee, şey değil.. O bir Arap. Şey değil..'

Ayrımcı ve karalayıcı bir kampanya yürüttüğü yönünde artan eleştirileri ıskat etmek istercesine hayranının elinden nazikçe mikrofonu alan McCain ise yumuşak ve saygılı bir edayla cevap veriyor: 'Hayır hanımefendi. Hayır hanımefendi. O, temel mevzularda fikir ayrılığı içinde olduğumuz bir iyi aile adamı ve vatandaş. Bu kampanya tamamen bundan ibaret. (O bir Arap) değil.'

Bu arada aynı toplantıda konuşan bir başka Cumhuriyetçi, 'Gerçeği söylemek gerekirse, biz korkuyoruz. Obama'nın başkan olmasından korkuyoruz.' diyor. McCain ona da Obama'nın seçilmesini kendisinin de arzu etmediğini, ancak ondan korkulmaması da gerektiğini vurgulamak durumunda kalıyor. Kalabalıktan yer yer 'yuh' sesleri yükseliyor.

Görüldüğü gibi, Amerika'da süren hararetli seçim kampanyasında durum pek iç açıcı değil. Ama şaşırtıcı hiç değil. Çeşitli merkezlerce yürütülen Müslüman ve siyah karşıtı psikolojik savaş kampanyaları toplum üzerinde etkisini gösteriyor. Son birkaç günde nispeten sorumlu bir çizgi benimsemiş olsalar da, işin bu noktaya kadar gelmesinde McCain-Palin ikilisinin Obama'ya ilişkin bazı beyanları ve tavırları da çok etkili oldu.

Krize giren ekonomiden dolayı Bush yönetimine kızgınlık duyan Amerikan halkının giderek Obama'ya yönelmesinin McCain-Palin ikilisini daha negatif bir kampanyaya yönelteceğini daha önce arz etmiştim. Nitekim Cumhuriyetçi kampanya, geçen hafta Obama'nın eskiden Vietnam Savaşı karşıtı radikal bir Amerikan örgütünde anarşik eylemler yapmış Chicagolu William Ayres'le ilişkilerini nazara verdi. Mitinglerde Obama'nın normalde kullanmadığı orta ismi 'Hüseyin'i karalayıcı bir tarzda üstüne basa basa gündeme getirenler arttı. Ve bunlara dur diyen olmadı. Cumhuriyetçi Parti'ye sempati duyan bir kısım Siyonist, aşırı sağcı ve katı Hıristiyan kesimlerce sürekli pompalanan Obama'nın gizli Müslüman olduğu iddiası da cabası.

Obama'ya eleştiri ortamlarında, 'radikal', 'terörist', 'Müslüman', 'Hüseyin' gibi toplumun sinir uçlarına dokunan bazı kelimeleri genelde dolaylı da olsa sıkça bir araya getiren rakiplerinin gayesi açık. 11 Eylül travmasının etkisinden hâlâ kurtulamayan Amerikan halkının korku damarından girip yine seçim kazanmak. Pazartesi günkü mitingde 'Gerçek Barack Obama kim?' sorusunu gündeme getiren McCain'e kalabaklıktan birinin 'terörist' diye cevap vermesi, maksadın hasıl olduğunu gösteriyordu. Tahrikçilik ve karalayıcılıkta başı çeken Cumhuriyetçi başkan yardımcısı adayı Sarah Palin'in kalabalığı coşturduğu çarşamba mitinginde ise birisinin Obama için 'Kesin kafasını' diye bağırması, 'Obama, Üsame' diye bir pankart açılması gözden kaçmadı.

Bu arada, kökü İsrail'deki yerleşimci Siyonist lobilere dayalı Clarion Fonu'nun 28 milyon Amerikan gazete abonesine promosyon olarak dağıttığı 'Saplantı' (Obsession) adlı propaganda filminde kullanılan psikolojik savaş taktiği ile, McCain kampanyasınınkinin birbirine ne kadar benzediğini de ifade etmeden geçemeyeceğim. Sözde 'belgesel'de büsbütün ırkçı ve karalayıcı duruma düşmemek için dünyadaki Müslümanların çoğunun terörist olmadığı notu düşülüyor. Ama 'İslam', 'Müslüman', 'terörist', 'radikal' kelimeleri sıkça bir araya getirilerek genel olarak İslam kültürü ve Müslümanlarla ilgili korku ve şüpheler şuuraltına işleniyor. Saplantılı filmin dağıtımının zamanlaması, Cumhuriyetçilerin Müslümanların hakkından daha iyi geleceğine inanan bazı Yahudi kesimlerin McCain'e seçim hediyesi olarak da değerlendirilebilir. (Önemli not: İsrail Yahudileri McCain'e daha yakın dururken, Amerikan Yahudilerinin çoğu Obama'yı destekliyor.)

Obama, Amerikan toplumsal şuuraltından henüz tam manasıyla silinmemiş olan siyah karşıtı ırkçılıkla başı belada olduğu sanki yetmiyormuş gibi, Endonezyalı üvey babasının memleketinde çocukken Hıristiyan annesiyle birlikte bir süre yaşadığından belli belirsiz aşina olduğu Müslüman kültürüyle küçük bağlantısından dolayı İslam karşıtlarının da hedef tahtasında.

McCain'e sadece Amerika değil tüm dünyada huzuru bozması muhtemel korkunç olayları tahrik edebilecek tarzda siyaset yapmaktan kaçınması tavsiyesinde bulunanlar artıyor. Çirkin propagandaların etkisiyle Obama seçimi kaybederse, ABD'de siyah, dünyada Müslüman öfkesi patlayabilir. Ekonomisi ve dış politikası zaten derin bir kriz yaşayan ABD, kendini ve dünyayı daha da büyük anaforlara sürükleyebilir.

McCain kampanyasının, Amerikan medyasından ve aydınlarından gelen yerinde uyarıların da etkisiyle, kışkırtıcı söylemlerini son birkaç gündür biraz gemlemiş olması ümit verici. Normalde seviyeli ve sağduyulu bir politika çizgisini temsil eden McCain, belki de muayyen oranda parti yönetiminin ve tabanının oldu bittilerine maruz kalarak, kampanyaya tamamen kendi rengini veremiyor da olabilir. Cumhuriyetçi Parti, Demokratlara salvoları sağcı ve katı dindar tabana hoş gelen Sarah Palin'i kötü polis, McCain'i ise iyi polis olarak kullanıyor. Öte yandan, McCain'in seçim kampanyasında gösterdiği ve göstereceği liderlik, ilerde başkan olursa farklı lobilerden gelecek baskılara karşı iç ve dış politikayı nasıl deruhte edeceği hususunda fikir edinmemize de yardımcı oluyor.

ZAMAN

YAZIYA YORUM KAT