1. YAZARLAR

  2. Alain-Gerard Slama

  3. 'Amerikan Rüyası'nın sonuna doğru
Alain-Gerard Slama

Alain-Gerard Slama

Yazarın Tüm Yazıları >

'Amerikan Rüyası'nın sonuna doğru

06 Ekim 2008 Pazartesi 05:45A+A-

Bizim ülkemizde de, seçmekte yeteneksiz ve La Fontaine'in yarasasına benzeyen sosyalist muhalefet, kendini, dünya finansal krizinin felaket getiren ya da mutluluğa sevk eden her türlü tesirine hazır olarak görüyor.

Buna karşılık, ABD'den ise daha fazla güven vermesini bekliyorduk. Temsilciler Meclisi üyeleri, başta Çinliler olmak üzere yatırımcılara güven vermek için elzem olan Paulson planının öneminin farkındaydılar. Gelişmiş demokrasilerin ve gelişmekte olan ülkelerin ekonomilerinin kaderinin kendilerinin kararına bağlı olduğunu biliyorlardı. Her şey, açıklandığı ilk andan itibaren dünyanın finans merkezlerini yeniden umutlandıran bu planı kabul etmeye yönlendiriyordu. Oysa popülerliği en alt düzeylerde dolaşan Başkan Bush'un tavsiyelerine karşın, ilk planı 228'e 205 oyla, açık bir çoğunlukla reddettiler. Teksas eyaleti temsilcilerinden Cumhuriyetçi John Culberson sinizmi "Zamanımızı kullanalım, düşünmek için kendimize zaman verelim" diyecek kadar ileri bir noktaya götürdü. Daha da inanılmaz bir tavır sergileyerek yükselen kaygıya duyarsız kalan Temsilciler Meclisi, yeniden hazırlanan planın görüşülmesini Musevi Yeni Yıl dinî törenlerini bahane ederek geçtiğimiz perşembe gününe erteledi.

Parlamenterler planı reddetmelerini meşrulaştırmak için planın ulusal ekonomi üzerinde daha önceleri benzeri görülmemiş bir devlet müdahalesi anlamına geliyor olmasını bahane ettiler. Bu tavır, Roosevelt'in 1930'lu yıllarda New Deal çerçevesinde yapmış olduğu büyük yatırımların maliyetini unutmak anlamına gelmektedir. Ayrıca, 2000 ile 2004 yılları arasında Amerikan ekonomisinin durağanlaşmasıyla mücadele etmek için Amerikan yönetiminin yaptığı 500 milyar dolarlık harcamayı görmezden gelmek demektir. Aslında yakında yenilenecek olan Temsilciler Meclisi üyeleri iç siyasi kaygılara göre hareket etmekteler. Temsilciler, seçmenlerinin kendilerini izlemeyecekleri kaygısına kapıldılar. Haftalardır orta sınıfta ve yoksul kesimlerde yükselen gerilim kolayca algılanabilir bir düzeye erişti. En yoksul kesimler ya evlerini kaybettiler ya da kaybetmekten korkuyorlar. Paulson planını finanse etmek için yeniden ödeme yapmayı reddediyorlar ve görüldüğü kadarıyla öngörülen yeni tedbirlerin kendilerine yardımcı olacağına ikna olmadılar. Orta sınıfa gelince, orta sınıftan Amerikalılar, kendileri için öngörülen vergi yükünün en varlıklı kesime göre daha yüksek olacağını biliyorlar. Amerikan orta sınıfı bile şu anda vermeleri isteneni ileride geri alabilme olasılığından, diğer bir deyişle, planın başarısından kuşkulu.

1930'larda olduğundan daha da fazla, "We the People", [Biz Halk] birlik, toplumsal olanın önceliği karşısında geri adım atmış görünüyor. Kuşkusuz, Amerikan Rüyası birçoklarının hayallerini süslemektedir ve Amerika sosyalist olmaya yaklaşmamaktadır. Ama daha şimdiden ulusun geleceğinin, kurucu ataların coşkusuna gönderme yapan muhafazakâr McCain ile sosyal güvenlik sistemi programı yaşlı Avrupa'dan esinlenen iradeci Obama için aynı olmadığını görüyoruz. Belki de "Amerikan Rüyası"nın bu başkanlık kampanyalarında şimdiye kadar görülmediği oranda dile getirilmesinin nedeni bu rüyanın hiçbir zaman şimdi olduğu kadar tehdit altında olmamasıdır. Diğer rüyanın, Martin Luther King tarafından dile getirilen Obama'nın kendine mal ettiği ırksal çatışmanın aşılması rüyası bile kendini gitgide artan sayıda siyahta kriz algısı ve proleterleşme duygusu arasındaki eşzamanlılığının karşısında bulmaktadır. Katrina kasırgasının yıktığı New Orleans dramı karşısında Bush yönetiminin beceriksizliği ve Batı yakasında Asyalıların gitgide daha ezici hale gelen rekabeti artık aşıldığı düşünülen etnik çatışmaların yeniden ortaya çıkması için bir zemin hazırladı. "Sistemin" sarsılmasının etkisiyle ağırlaşan bu iç rahatsızlık etkenleri, Süper Güç'ün yöneticileri için hiç de yabancı olmayan, finansal krizin çözümü için olduğu kadar dünya barışı için de tehlikeli olan izolasyoncu bir yaklaşımın denemesine yol açabilir.

ZAMAN

YAZIYA YORUM KAT