1. HABERLER

  2. ETKİNLİK

  3. Amasya İHH ve Özgür-Der'den Suriye’ye 1 Tır Yardım
Amasya İHH ve Özgür-Der'den Suriye’ye 1 Tır Yardım

Amasya İHH ve Özgür-Der'den Suriye’ye 1 Tır Yardım

Amasya İHH ve Özgür-Der Amasya Temsilciliğinin organizasyonuyla 1 tır insani yardım malzemesi Suriye'ye gönderilmek üzere Amasya'dan yola çıktı.

06 Mayıs 2021 Perşembe 01:42A+A-

İHH Amasya Temsilciliğinin Özgür-Der Amasya Temsilciliği ile Ramazan Ayı’nda müşterek yürüttüğü Suriye’ye İnsani Yardım Organizasyonu ile duyarlı halk kesimleri, işadamları, kurum ve kuruluşların gönüllü bağışlarıyla oluşturdukları 1 tır dolusu insani yardım malzemesi, yapılan basın açıklaması ve duânın ardından, Suriye’deki ihtiyaç sahiplerine ulaştırılmak üzere yola çıktı.

Müslümanların birbirinin ancak kardeş olduğunu ve bu kardeşlik hukuku gereği mazlum coğrafyalardaki kardeşlerimize yardım etmenin Müslümanların sorumluluğu olduğuna dikkat çeken basın açıklamasını Amasya İHH Yurtiçi Yardım Birimi Sorumlusu Mustafa Kazancı okudu. Amasya Genç İHH Gönüllüsü Faruk Bayramoğlu’nun Ümmet coğrafyasında yaşanan zulümlerin son bulmasına ve mazlumların felaha erişmesine ilişkin yaptığı duanın ardından tırlar mazlum Suriye halkına ulaştırılmak üzere yola çıktı.

Yardım tırıyla gönderilen malzemeler Suriye'deki İHH İnsani Yardım Vakfı'nın Lojistik Merkezi aracılığıyla Suriye içerisinde bulunan çadır kentlerde dağıtımı yapılacak. Yardım tırında 26 ton un ile 810 çift bay, bayan ve çocuk ayakkabısı bulunuyor.

Basın Açıklamasının Tam Metni:

İslam Kardeşliği “Kavimler Kardeşliği” Değil “İman Kardeşliğidir”

İslam Müslümanlar arasında manevi bir kardeşlik tesis etmiştir. Bu kardeşlik; biyolojik kardeşlikten daha kapsamlı, tüm Müslümanları birbirlerine gönül bağıyla bağlayan bir kardeşliktir.

Bu kardeşlik “Kavimler Kardeşliği” değil “İslam Kardeşliği”dir. Bu kardeşlik dünyanın neresinde bulunursa bulunsun; hangi renge, ırka, cinse sahip olursa olsun temelinde Allaha teslimiyetin belirleyici olduğu birlik ve beraberlik içinde dipdiri bir İslam Kardeşliğidir.

İslam Kardeşliği bir binanın tuğlaları gibidir, sınır tanımaz. Hatta peygamber efendimiz(sav)  de müminleri bir vücuda benzettiği hadisinde şöyle buyuruyor: “Birbirine karşı muhabbet ve merhamette, müminler, bir vücut gibidir. Vücudun bir yeri rahatsız olunca, bütün vücut, rahatsız, uykusuz kalıp, onun tedavisi ile meşgul olduğu gibi, müslümanlar da birbirlerine yardıma koşmalıdır! “ Bu hadis ışığında bizler için yeryüzünde devletlerin çevrelediği sınırların hiçbir ehemmiyeti yoktur. Mühim olan, çevrelenen sınırların içerisinde müslüman kardeşimin yaşamasıdır, kardeşimin aç olmaması, zulme uğramamasıdır. Bizler için İslam kardeşliği, sınırlar ötesinde, Filistin'de, Doğu Türkistan’da, Myanmar'da, Mısır'da ve yüreklerin yandığı Suriye'dedir.

Çünkü sadece kendi hayatımızı önemsediğimiz bir hayat tarzımız İslami bir hayat olamaz. Sadece ibadetlerimizi yapmakla mükellefiyetlerimizi yerine getirmiş olmayacağız. İbadetlerimiz Rabbimize yaptığımız yolculuğumuzda bizim için bir aydınlıktır. Ancak kardeşlerimizin hak ve hukuklarını ihmal ve ihlal etmek bu yolculuğumuzu sekteye uğratacaktır.

Her devirde muhtaç olduğumuz Muhacir-Ensar kardeşliğini yeniden hatırlama ve hayata aktarma bilinciyle hareket etmemiz gerekir. Çünkü kamil bir Müslüman olabilmenin; dünyada ve ahirette cenneti elde etmenin yolu Müslüman kardeşlerimizin haklarına riayet etmektedir. Keza yüce Allah’ın merhametine nail olmak da bu hukuka riayetten geçmiyor mu ? Rabbimiz Hucurat Suresi’nin 10. ayeti kerimesinde şöyle buyuruyor: “Şüphesiz müminler birbiri ile kardeştirler; öyle ise kardeşlerinizin arasını düzeltin; Allah'tan sakının, umulur ki merhamet olunursunuz.”

Bizler Müslüman’ız. Bizler birbirimizin manevi kardeşleriyiz. Birbirimize karşı sorumluluklarımız var. Yapmamız gereken sorumluluklar olduğu gibi yapmamamız gereken sorumluluklar da var.

Bizler Müslüman olarak bize ne yapılmasını arzu ediyorsak Müslüman kardeşimize de öyle davranmamız gerekir. Müslüman kardeşimizin yaşadığı olumsuzluk Türkiye’de de olsa tavrımız, ölçümüz aynı olmalıdır; Filistin’de, Doğu Türkistan’da, Suriye’de de olsa tavrımız aynı olmalıdır. Çünkü insanoğlunun üzerine sınırlar çizerek devletçilik oynadığı dünyayı ve tabii kainatı yoktan var edenin hükmü, bizim için temel ölçüdür!

Yine bir hadisi şerifle bu ölçüye nebevi bir bakış getirecek olursak, Sevgili Peygamberimiz Müslümanlar arasında bulunması gereken kardeşliği bize şöyle bildirmektedir: “Müslüman, Müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez, haksızlık yapmaz, onu düşmana teslim etmez. Müslüman kardeşinin ihtiyacını gideren kimsenin Allah da ihtiyacını giderir. Kim bir Müslüman’dan bir sıkıntıyı giderirse, Allah Teâlâ o kimsenin kıyamet günündeki sıkıntılarından birini giderir. Kim bir Müslümanın ayıp ve kusurunu örterse, Allah Teâlâ da o kimsenin ayıp ve kusurunu örter.”

Bizler de Müslümanlar olarak bu ilahi ölçü ve nebevi işaret üzere bir istikametle mükellefiz. Bulunduğumuz coğrafya ise bizlere Suriye mazlumlarına dair bir mükellefiyet yükledi. 10 yıldır süren savaş ve yaşanan acılar hepimizin malumu. Evlerinden, yurtlarından koparılan; zindanlarda işkencelere uğrayan, namusları çiğnenen milyonlarca insan… İnsanların sadece hayatlarının değil, hayallerinin de çalındığı; misket oynayacak yaşta çocukların üstüne misket bombalarının atıldığı; sadece insanların değil, aslında insanlığın öldüğü/öldürüldüğü coğrafyanın adıdır Suriye!

Evet, Suriye’de insanlık ölüyor… Ve 10 yıldır, ümmet için dertlenen her yürek günbegün dağlanıyor…Zindanlardaki kadınlar, çadırlarda süregelen sefalet, her an ölüm korkusuyla yaşanan bir hayat… Siz hiç “Bugün de bomba sesi duymadım” diye şükrettiniz mi ? Ya da “Bugün de ölmedim!” diye… Bizim çocuklarımız gökyüzünde uçak gördüğünde sevinir ya hani, hatta uçak oyuncakları vardır…Suriye’deki çocukların kabusudur uçak; hele yetim çocukların…Kim bilir kaç çocuk, yetim olarak uyuduğu gecenin sabahına öksüz olarak uyanmıştır düşündünüz mü ? Sahi, Suriye’de savaşın 1 milyon çocuğu yetim bıraktığını biliyorsunuz, değil mi ?

Az önce belirttiğimiz gibi Suriye mazlumları, bizim mükellefiyetimiz ve dahi imtihanımızdır. Bizler de bu sorumluluk bilinciyle 9 yıldır eylemlerimizle, yardımlarımızla mazlum Suriyeli kardeşlerimizin yanında olduk. Bundan sonra da Suriyeli mazlum kardeşlerimizi gücümüz yettikçe desteklemeye devam edeceğiz.

Ramazan ayının son haftasına girdiğimiz bugün de Amasya İHH ve Özgür-Der olarak hayırsever halkımızın katkılarıyla oluşturduğumuz 1 tır insani yardım malzemesini, Allah’ın izniyle Suriyeli kardeşlerimize gönderiyoruz. Bu tırımızı inşallah Suriye'deki İHH İnsani Yardım Vakfı'nın Lojistik Merkezi aracılığıyla Suriye’nin iç hattında bulunan ekmek fırınlarımıza ulaştıracağız. Aynı zamanda unun dışında gönderdiğimiz diğer malzemelerin dağıtımını da çadır kentlerde yapacağız.

Bu yardımlara katkı sağlayan tüm hayırsever iş adamlarına ve halkımıza teşekkür ediyor, ecirlerinin rabbimiz tarafından kendilerine kat kat verilmesini diliyoruz.

Rabbimizden Suriyeli kardeşlerimizin bir an önce feraha erişmesini, Suriye halkına yapılan yardımların amacına ulaşmasını, maddi ve manevi katkı sağlayan herkesin Rabbimizin rızasına erişmesine vesile olmasını niyaz ediyoruz.

HABERE YORUM KAT

1 Yorum