1. HABERLER

  2. YORUM ANALİZ

  3. AK Parti'yi Kemalizm’i tahkim edecek noktaya getiren “iktidar” gerçeği CHP’yi dindarlaştırır mı?
AK Parti'yi Kemalizm’i tahkim edecek noktaya getiren “iktidar” gerçeği CHP’yi dindarlaştırır mı?

AK Parti'yi Kemalizm’i tahkim edecek noktaya getiren “iktidar” gerçeği CHP’yi dindarlaştırır mı?

Ali Osman Aydın, iktidar hırsının partilerde oluşturduğu değişimin seçmendeki karşılığının ise hiç beklenmedik olabileceğine dikkat çekiyor

06 Nisan 2024 Cumartesi 14:00A+A-

Ali Osman Aydın / Yeni Akit

Geçtiğimiz haftaya dair

Antalya’da 85 yaşındaki bir kadın evinin önündeki köpekler tarafından parçalanarak öldürüldü geçen gün. Bu zavallı kadın Ankara’dan kimsenin annesi ya da nenesi olmadığı için olay dikkat çekmedi. 

İnsanların sokaklarda köpekler tarafından parçalanması bu ülkedeki karar vericilerin umurlarında değil, ikna olduk. Fakat insanların insanlar tarafından öldürülmesi de karar vericilerin umurlarında değil.

Galiba seçimler ve makamlar dışında çok az şey siyasilerin umurunda! Ama vatandaşın hayatı bu “çok az şeye” dahil değil.   

***

Seçim sonrasında CHP’li belediye başkanları arasında, dini semboller yarışı çıktı resmen. Balıkesir Belediye Başkanı şükür namazı için Zağnos Camiine gitti sabah namazında. Manisa’dan bir başkan elinde Kur’an, kamu malıyla ilgili ayet ve hadisler okuyarak görevi devraldı. İmamoğlu mazbatasını aldıktan sonra, hoca efendinin duaları eşliğinde göreve başladı. Kadir gecesi, CHP’li belediyeler kandil mesajları yağdırdılar vatandaşa. 

Eskiden olsa CHP’nin basbaya irticai hareket olarak yorumlayacağı seremoniler bizzat CHP tarafından yapılıyor. CHP’nin seçim zaferine bakarak Türkiye sekülerleşiyor, cumhuriyet değerleri iktidar oldu diyenler vardı. 

Türkiye sekülerleşiyor mu, dindarlaşıyor mu? Sınırlı da olsa CHP’deki bu üslup değişimine CHP’liler ne diyecekler bakalım…

Bununla ilgili şimdiden bir şey söylemek zor. Çünkü dualar, kandil mesajları, hadislere atıfla konuşmak bir dindarlık göstergesi değil. Fakat önümüzdeki dönemde dinin bir referans değer olarak CHP’lilerin de söylemini belirleyeceğinin göstergesi… 

CHP halkın değerlerine saygı duymak gibi bir noktaya geldi mi; yoksa, bir siyasi ajandanın “gereği” olarak mı bu sembollere tevessül etti, zamanla anlaşılacak.

Olmaz demeyin! AK Parti de konsensüsü esas alan anti Kemalist bir parti olarak zuhur etmişti. Fakat uzun iktidar dönemi sonunda Kemalizm’i amaç ve söylemleriyle tahkim eden bir noktaya savruldu.

Diyeceğim o ki, iktidar şişede durduğu gibi duran bir şey değil! Belki mesele iktidar da değil. Mesele, siyaset mühendislerinin Türkiye’nin geleceğini tasarlarken hangi partiye nasıl bir rolü biçtikleri! Hangi parti eliyle milleti neye ikna etmek istedikleri… 

AK Partiyi Kemalizm’i tahkim edecek noktaya getiren “iktidar” gerçeği CHP’yi dindarlaştırır mı? Ömrümüz olursa, kimin neye dönüştüğünü yaşayıp göreceğiz.

***

Mecidiyeköy’deki yangın bir yurtta çıksaydı, laikçi çevreler ayaklanırdı diye yapılan yorumlar, bana kalırsa haklı yorumlar. O yangın bir yurtta olsaydı ve aynı şekilde 29 can kaybedilseydi, Tarkan başta olmak üzere sanatçısı, siyasetçisi, aşırı muhalifi hep bir ağızdan “bütün yurtlar ve Kur’an kursları kapatılsın” diye kampanya yaparlardı. Ama yangın bir yurtta değil, bir barda çıktı.

Bu yüzde ağızlarını bıçak açmıyor. Bu olay olmamış gibi davranıyorlar. Bu konuyu konuşsalar bile “AK Partili belediyelerin bir ihmali, kusuru var mı” zaviyesinden konuşuyorlar. 

Olması gereken, ne o ne bu aslında. Yangın bir yurtta da çıkabilir bir barda da… Yurtta çıktığında ortalığı velveleye verenler, yurtları barlardan daha çok düşünüyor değiller. Onların hesabı, işin politik ekmeğini yemek. “Yangından mal kaçırmak.”

Yangın yangındır oysa. Yangında ölenlerin hepsi bizim insanımızdır. Yangınları önleyecek sistemi kurmak, işletmek hepimizin görevidir. Yangınlar üzerinden kavga çıkarmak, politik çıkar sağlamak, insana yakışan bir tutum değildir! Bence bu işin olgunluk noktası burası.

***

Van’da yaşananlar her açıdan tam bir skandal. Yargı içinde belli ki hala etkin bir takım güç merkezleri var ve bunlar skandal kararlarla ülkeyi karıştırmak istiyorlar.

Fakat ben daha çok işin şu kısmındayım. “PKK’nın Askerimizi tükürüğüyle boğabileceğini” söyleyen biri nasıl olur da Türkiye’de siyaset yapabilir? Bu nasıl normalleştirilebilir! “Normal, bu ülkeye düşmanlık yapılabilen bir alan olamaz.”

Bayrağı altında yaşadığı ülkenin askerini düşman belleyip, terör örgütünü hami kabul eden bir figüre siyaset yolunun açık olması bu ülke insanına, onun değerlerine açık bir saldırıdır. Bu sözü ifade eden birinin hiçbir şekilde bu ülkede siyaset yapamaması gerekir.

Yanlış, seçildikten sonra onu görevden almak değil, onu seçim yarışına sokmaktır!  

Düşman beslemek demokrasi değil. Düşmana makam vermek özgürlük değil. Meşru siyasetin yolu da, yöntemi de bellidir. Bu çerçeveyi aşarak millete alenen düşmanlık besleyenlerin meşru siyaset düzleminde yerleri olmamalıdır.

HABERE YORUM KAT

3 Yorum