1. YAZARLAR

  2. Rasim Ozan Kütahyalı

  3. Ahmet Kaya ve Türk solcuları
Rasim Ozan Kütahyalı

Rasim Ozan Kütahyalı

Yazarın Tüm Yazıları >

Ahmet Kaya ve Türk solcuları

11 Aralık 2010 Cumartesi 14:05A+A-

Ahmet Kaya bugün Lütfi Kırdar Kongre Merkezi’nde “Onsuz 10 Yıl” başlığı altındaki bir etkinlikle anılıyor. Ümit Kıvanç’ın Kaya’yı anlattığı Uçurtmam Tellere Takıldı isimli 64 dakikalık çok etkileyici belgeseli de o etkinlikte gösterilecek... Başbakan da bu etkinliğe katılacağını açıkladı. Umuyorum Kılıçdaroğlu da katılır, hükümet ile ana muhalefet bir insanlık ortak zemininde buluşur. Sistemli bir cinayet operasyonuyla öldürülmüş Ahmet Kaya’nın yanında olmak, vicdanın ve insanlığın gereğidir çünkü...

Ahmet Kaya cinayeti olayını defalarca bu köşede yazdım, defalarca televizyonda görüntüleri ve gazete kupürlerini göstererek anlattım... Bu cinayeti anlattığım Hülya Avşar’ın programı Habertürk kanalı tarafından sansürlendi ama bu programı sansürleten derin yapılanma ajanı tip, vicdan mahkemesinde yargılanmaktan ve suçlu bulunmaktan kurtulamadı. Derin yapılanma emriyle iğrenç manşetleri atanlar da sabah akşam günah çıkartmaya kalkıyorlar ama o iş bitti, suçları netleşti ve sabitlendi... Kendi torunları dâhil herkes bu adamlardan utanç ve tiksintiyle bahsedecek...

Ahmet Kaya’ya dair ilk yazımı Taraf’ta 22 Kasım 2008’de “Destansı bir adamdı Ahmet Kaya” diye yazmıştım. O yazıda şöyle diyordum:

“Ahmet Kaya ‘Müziğini seviyorum ama görüşlerine karşıyım’ gibi bir cümleyle geçiştirilecek biri de değil. Bu Kaya’nın gizli hayranları için tipik bir kendini kandırma cümlesi... Kaya’yı duruşundan, tavırlarından ve üslubundan ayırmak mümkün değil. Kaya’nın şarkıları o genel Ahmet Kaya duruşunun tamamlayıcı bir parçasından ibaret... Ahmet Kaya şarkılarını Türklerin, Kürtlerin, Alevilerin, Sünnilerin, gayrımüslimlerin, dindarların yani herkesin dinleyip sevmesinin temel nedeni Kaya’nın yalın ama bir o kadar da sahici isyanıdır bence... Bu sahici isyanı bu toprakların hemen her insanı yüreğinin bir yerlerinde taşıyor... Kaya, sözleri ve ezgileriyle yüreklere dokunabilen ve bu ülke insanlarının gizlenmiş isyanını açığa çıkartabilen bir adamdı...

Ahmet Kaya, sol içinden çıkan diğer sanatsal figürler gibi sadece belli bir cemaat nazarında sevilen ve dinlenen biri değildi. Kaya’ya en karşıt pozisyonda olan insanlar bile açık ya da gizli biçimde Ahmet Kaya müziğini dinlerler ve Kaya’nın coşkun ve destansı üslubundan etkilenirlerdi...

Ahmet Kaya’nın kalpleri fethetmiş, herkesçe bilinen hiçbir parçasında Türk sol literatürüne hep hâkim olmuş yapay ve yavan dil yoktur. O dille şarkı yapanlar zaten sadece belli bir cemaat içinde dinleniyor. Türkiye’nin büyük çoğunluğu tarafından bu yapaylık ânında reddediliyor... Özünde statükoculuk olan o sahte isyan bugün artık kendine solcu diyen birçok insanı da kapsayamıyor... Ahmet Kaya ise ömründe ‘herkesi kapsayayım’ diye asla düşünmemiş, inandığı ve hissettiği şeyleri her zaman ve zeminde yüksek sesle ifade etmiş bir adamdı... Bu sebeple en yakınındakilerin bile çok tepkisini çekmiş, fakat böyle hiç kimseye yaranma derdinde olmayan tavırlar koya koya herkesin gözünde kahramanlaşmış bir adamdı... Eyyam yapmak, diplomatça davranmak Kaya’nın kitabında yoktu gerçekten...

28 Şubat askerî darbesinin en boğucu günlerinde kanal kanal gezip dindar kızların özgürlüklerini herkese karşı savunmuştu. Adına sol çevreler denen o kasttan akıl almaz tepkiler aldığı halde susmamış, her gittiği yerde yüreğini acıtan yasaklara ve baskılara karşı tam bir Ahmet Kaya üslubuyla konuşmuştu...”

Bu yazım üzerine Gülten Abla (Gülten Kaya)’yla ve Melis’le tanışmıştım. Hem Gülten Abla hem de Melis bana “Ahmet Kaya’yı anlatan bugüne kadar okuduğum en güzel yazılardan biri” demişti...

Ahmet Kaya sapına kadar yerli ve sapına kadar hakiki bir adamdı, aynı zamanda devrimci ve sosyalistti. Kendine sosyalist diyen hareketler Türkiye’de hep marjinal destek bulmuşlardı, bu şekilde politik sol müzik yapanlar yalnızca kendi cemaatlerine seslenebilmişlerdi. Geniş kitlelere hitap etme amacındaki müzik adamları hep politik kimliklerini saklama gayretinde olmuşlardı...

Oysa Ahmet Kaya sonuna kadar politik bir müzik yaparak, siyasi fikirlerini öne çıkararak bu kadar geniş destek buldu... Kendine “solcu” demeyenler de Kaya’nın müziğinde kendi isyanını bulmuştu. Öte yandan Kaya hayattayken Kaya’nın müziğine en çok küfredenler de maalesef bu ülkenin sol çoğunluğuydu. Bu toprakların (ve Ahmet Kaya’nın) ruhuna yabancı olan, yapay, kof, sahte ve dandik Türk sol çoğunluğu... Kürt solunun, Türklerin yarattığı dandik sol kültürünün bir versiyonu olmamasını diliyorum. Ahmet Kaya’nın hakikiliği ve vicdanlılığı, kitleselleşmek için de tek çaredir...

Ülken seni çok özlüyor Ahmet Kaya...

TARAF

YAZIYA YORUM KAT