1. YAZARLAR

  2. Ahmet Varol

  3. ABD’nin Baas’a Saldırısı
Ahmet Varol

Ahmet Varol

Yazarın Tüm Yazıları >

ABD’nin Baas’a Saldırısı

08 Nisan 2017 Cumartesi 13:20A+A-

Suriye’deki katil Baas rejiminin İdlib’in taşrasında bulunan Han Şeyhun kasabasına zehirli kimyasal gazlar içeren bombalarla saldırı düzenleyerek büyük bir katliam gerçekleştirmesinin ardından ABD de görünüşte bu katliama tepki amacıyla Baas rejiminin, Humus yakınında bulunan Şuayrat askeri üssüne bir füze saldırısı düzenledi. 

Suriye’nin resmî kaynaklarının yaptığı açıklamaya göre saldırıda en az yedi kişi hayatını kaybetti. Rusya’nın haber ajansının verdiği bilgilere göre hava üssünde büyük bir maddi hasar meydana geldi. Üste bulunan uçakların tamamen tahrip olduğu ve kullanılamaz hale geldiği de Rus haber ajansının verdiği bilgilerde vurgulandı. 

Fakat Lübnan’dan yayın yapan Meyadin adlı televizyon kanalının verdiği bilgilere göre Baas güçleri saldırıdan önceden haberdar oldukları için askerî üssü tamamen boşaltmışlardı. Dolayısıyla füzeler içi boş askeri üsse atılmış oldu. Hedef alınan üste önceden Rus askerî güçlerinin de bulunduğu ancak onlardan herhangi bir can kaybının olmadığı bilgisi de bu bilgiyi teyit etmektedir. Baas rejimi görevlilerinden yedi kişinin hayatını kaybettiği bilgisi de yine Baas ordusu tarafından yapılan açıklamalara dayanmaktadır. 

ABD yetkilileri tarafından yapılan açıklamada da Rusya’nın önceden bilgilendirildiği vurgulandı. Rusya’nın bilgilendirilmesi ise Baas rejiminin bilgilendirilmesi anlamına gelir. Dolayısıyla saldırı öncesinde Baas rejiminin askeri yetkililerinin bilgilendirildiği ve onların da gerekli tedbirleri almalarının sağlandığı böylece füzelerin boşaltılmış bir üsse atıldığı konuyla ilgili olarak medyaya yansıyan bilgilerden anlaşılıyor. Eğer  Baas ordusu adına yapılan açıklamalar doğru ise bile tahrip gücü yüksek füzelerin kullanıldığı saldırıda can kaybının bu kadar az olması üssün önceden boşaltıldığı bilgisini teyit eder. 

ABD’nin Baas rejimini, gerçekleştirdiği kimyasal katliamdan dolayı güya cezalandırması Bekri Mustafa’nın köye imam olması hikâyesine benziyor. Aynı ABD’nin daha yakın zamanda, 16 Mart 2017 tarihinde El-Kaide örgütü mensuplarını hedef aldığı iddiasıyla insanların yatsı namazı kıldıkları sırada Halep’in Etarib ilçesine bağlı ve muhaliflerin kontrolünde olan Cine köyündeki Hz. Ömer Camisi’ni bombaladığını unutmayalım. O zaman bu katliamından dolayı kimse ABD’yi cezalandırmadı veya cezalandıramadı hatta herhangi bir sorgulama bile yapamadı. Çünkü o kendini dünyanın baş bekçisi olarak görüyor ve istediği gibi saldırı düzenleyebileceğini, istediği gibi katliam yapabileceğini düşünüyor. Suriye’deki katil Baas rejiminin katliamlarını ve cinayetlerini sorgulaması yahut cezalandırması da bu konuda gerçekçi, samimi olduğunu göstermez. 

Yine aynı ABD, bugün Suriye’de hedefindeymiş gibi gösterdiği Baas rejiminin arkasında duran İran’la işbirliği yaparak Musul’da korkunç katliamlar yapmaya devam ediyor. Musul’daki saldırılarında da büyük ölçüde siviller hedef alınıyor. Biz bu konuyu 1 Nisan 2017 tarihinde yayınlanan “Musul’da sivil katliamı” başlıklı yazımızda ayrıntılı bir şekilde ele almaya çalışmıştık. 

ABD’nin Baas rejiminin Şuayrat üssünü vurmasından sonra dünya medyası, Esed rejiminin Han Şeyhun kasabasında gerçekleştirdiği vahşi katliamı büyük ölçüde gölgede bırakacak şekilde Trump’ın saldırısını konuşmaya başladı. Bu yüzden kimyasal katliamın ortaya çıkardığı manzaralar gündemden büyük ölçüde düştü. Böylece kendini “uluslararası toplum” olarak isimlendiren küresel emperyalizm de İdlib katliamı karşısındaki görevini yerini getirdiği mesajı vermiş oldu. Aynı zamanda dünya kamuoyuna ABD’nin bu katliama sessiz kalmadığı mesajı verilmiş oldu. 

Saldırı sonrasında yapılan açıklamada da tepkinin bu kadardan ibaret olacağı ifade edilerek aynı zamanda Baas rejimi rahatlatılmış oldu. 

İşin gerçeğinde bugün Suriye’de Rusya ile ABD siyah adam - beyaz adam rolü oynuyor. Biri katil Baas rejimine her türlü desteği verirken diğeri katliamlara tepki gösteriyor ve yerine göre cezalandırma operasyonları düzenleyerek küresel emperyalizmin imajını kurtarma girişimlerinde bulunuyor. Fakat stratejileri aynı hedefe ve aynı amaca kilitlenmiş durumdadır. 

Yeni Akit

YAZIYA YORUM KAT