1. HABERLER

  2. YORUM ANALİZ

  3. ABD nasıl bir canavar var etti?
ABD nasıl bir canavar var etti?

ABD nasıl bir canavar var etti?

Abdullah Muradoğlu, ABD başta olmak üzere Batılı ülkelerin Siyonistlere desteğiyle nasıl bir vahşet inşa ettiklerine dikkat çekiyor.

07 Nisan 2024 Pazar 10:00A+A-

Abdullah Muradoğlu / Yeni Şafak

Hep birlikte bir canavar yaptılar!

Gazze’de sivillere gıda dağıtımı yapan Washington merkezli sivil yardım kuruluşu “World Central Kitchen”ın (WCK) 7 personeli İsrail ordusu tarafından öldürüldü. Saldırıda hayatını kaybedenlerin biri Filistinli, üçü İngiliz, biri ABD-Kanada, diğerleriyse Polonya ve Avustralya vatandaşıydı. Ne ABD, ne de İngiltere, İsrail’in bu cinayetleri kasten işlediğini söyleyemiyor. İsrail için Gazze’ye insani yardım, düşmana yardım demek. İsrail Gazze’nin aç, susuz, ışıksız bırakılacağını defalarca duyurmuştu. Netanyahu Hükümeti Gazze’de yaşayan her bir insanı “düşman” olarak görüyor, bu yüzden çocuk, kadın, yaşlı ayırmadan öldürmeye devam ediyor.

“World Central Kitchen”a yapılan saldırı, Gazze’deki yardım kuruluşlarına yapılan ilk saldırı değil. 7 Ekim’den bu yana İsrail Gazze’de çoğu BM personeli olmak üzere yüzlerce yardım görevlisini öldürdü. Açlığı “silah” olarak kullanan İsrail Gazze’de yardım ulaştırmaya çalışan herkese ateş açıyor. Biden Yönetimiyse “WCK”ya yapılan saldırının “kasten” gerçekleştiğini söyleyemiyor. ABD ve İngiltere yönetimleri soykırıma soykırım, katliama katliam, katile katil diyemiyor. Dahası ABD ve İngiltere İsrail’e silah desteğini kesintiye uğratmayacaklarını söylemeye devam ediyor. ABD ve İngiltere’nin eylemleri İsrail’e sitem etmekten ibaret kalıyor. Sitemlerse İsrail’i katliam yapmaktan caydırmıyor, bilakis onu daha da azdırıyor.

World Central Kitchen’ın yönetimi, gıda dağıtımı yapan grup hakkında İsrail’in önceden bilgilendirildiğini, grubun araçlarının da ayırt edilebilir nitelikte donatıldığını vurguluyor. Kuruluşa ait üç araç, ayrı ayrı hedef alınarak vuruluyor. Araçların kime ait olduğu bilinerek vurulduğu aşikar. İsrail “World Central Kitchen”ı Gazze’li bebeklere, çocuklara, kadınlara gıda ulaştırdığı için cezalandırdı. Beyaz Saray sözcüsü John Kirby ise yaptığı açıklamada olaydan üzüntü duyduklarını, ancak İsrail’e koşulsuz destekte bir değişiklik olmadığını vurguluyordu.

ABD Başkanı Joe Biden ise yaptığı açıklamada, aralarında bir Amerikalının da bulunduğu insani yardım grubu çalışanlarının ölümünden dolayı öfkelendiğini, kalbinin kırıldığını söylüyordu. Biden sivillere ihtiyaç duydukları gıda yardımlarını ulaştırmaya çalışan yardım görevlilerini korumak için İsrail’in yeterince çaba göstermediğini belirtmekle yetiniyordu. Hep alttan almaya çalışan bu politika, cinayetlerine devam etmesi için İsrail’i cesaretlendiriyor.

WCK CEO’su Erin Gore yaptığı açıklamada, “Bu sadece WCK’ya yönelik bir saldırı değil, aynı zamanda gıdanın bir savaş silahı olarak kullanıldığı en vahim durumlarda ortaya çıkan insani yardım kuruluşlarına yönelik bir saldırıdır” diyordu. WCK’nın kurucusu Jose And res ise İsrail’in “Yedioth Ahronoth” gazetesinde yayınlanan makalesinde şöyle diyordu: “Başbakan Netanyahu, ‘savaşta böyle şeyler olur’ dedi ancak konvoyumuza yapılan hava saldırıları sadece savaşın sisinde yaşanan talihsiz bir hata değildi. Bu, hareketleri İsrail ordusu tarafından bilinen ve açıkça işaretlenmiş araçlara doğrudan bir saldırıydı”.

İsrail öteden beri Gazze’nin gıda erişimini sistematik olarak engellemeye yönelik insanlık dışı bir abluka politikası izliyor. İsrailli insan hakları örgütü “Gisha Legal Center for Freedom of Movement”ın sözcüsü Shai Grunberg ise yaptığı bir açıklamada, “Politikanın resmi amacı ekonomik savaş yürütmekti” diyordu. Örgüt bu ayın başlarında dört sivil toplum kuruluşuyla birlikte İsrail Yüksek Mahkemesi’ne başvurarak gıdaya ve diğer insani yardımlara konulan engellerin kaldırılmasını istemişti. İsrail hükümetinin toplu cezalandırmayı bir savaş silahı olarak aç bırakmaya varabilecek bir noktaya kadar uyguladığına dikkat çekilen dilekçede “Gazze’nin kuzeyinde çocukların yetersiz beslenme nedeniyle öldüğü ve ölmeye devam ettiği gerçeği, davalıları, İsrail kamuoyunu ve tüm dünyayı temellerinden sarsmalıdır” deniliyordu. Ancak 4 Nisan’da gerçekleşen ilk duruşmadan sade suya tirit bir karar çıktı.

ABD ve İngiltere başta gelmek üzere Batılı ülkelerden temin ettiği silahlarla katliamlarına aralıksız devam eden İsrail, bu ülkelerin vatandaşlarını da öldürmekten çekinmiyor. Daha önce de öldürmüş, bundan dolayı İsrail hukuki bir bedel de ödememişti. Ne yaparsa yapsın İsrail’e arka çıkma politikaları İsrail’in katliamlarına ortak olmayı da beraberinde getiriyor. Hep beraber bir canavar yaptılar ve şimdi bu canavarla ne yapacaklarını bilemiyorlar.

HABERE YORUM KAT