1. YAZARLAR

  2. Ayhan Aktar

  3. 13 eylülü düşünmek...
Ayhan Aktar

Ayhan Aktar

Yazarın Tüm Yazıları >

13 eylülü düşünmek...

30 Ağustos 2010 Pazartesi 19:00A+A-

Artık sözün bittiği yere geldik. 12 Eylül referandumu ile ilgili olarak HAYIR ve BOYKOT cephesindekilere söyleyecek söz kalmadı. Çünkü, bu cenah için referandumda hukuk, toplumsal değişim veya reform oylanmayacak. Referandumun sonucunu korkular ve ataerkil şartlanmalar belirleyecek.

HAYIR diyenlerin önemli bir kısmı, bu tasarı sırf AKP Meclis Grubu tarafından hazırlandığı için koskoca bir HAYIR’ı hak ettiğini düşünüyorlar. Onların gözünde, tasarının içeriğinin hiçbir önemi yok! Siz istediğiniz kadar, “Yahu, askerlerin sivil mahkemelerde yargılanmasının, memurlara grev hakkı verilmesinin, yüksek yargıdaki Kemalist-Alevi cuntasının dağıtılmasının ve son olarak TBMM’nin tepesinde bir senato gibi davranan ve zırt vırt parti kapatan Anayasa Mahkemesi’nin gücünün tırpanlanmasının ne zararı var?” diye tartışın. Bir şey değişmez!

Cam gibi gözlerle dinliyorlar. Daha sert laflar ederseniz de “Ay valla, sen de Fethullahçı olmuşsun!” gibilerden bir cevap alıyorsunuz. Koskoca bir file “sıfır numara saçma” ile ateş eden bir gariban avcı konumuna düşüyorsunuz. Hayvan, üstünü silkeleyip ormanın karanlıklarına doğru yürüyor...

Sanki lunaparktaki korku tüneline girmiş gibiler. Sürekli korkuyorlar ve çığlıklar atarak tünel içinde dönüp duruyorlar. Bunlar, genellikle eğitimli, iyi para kazanan ülkenin batısında oturan kentli kesimler. Kürt dendiğinde “Aman, PKK’lılar geliyor” diye zıplayan ve İzmir’de DTP konvoyuna taş atan “çağdaş görünümlü” kızlar da bu gruptan. Muhalefet, referandumu “AKP’nin politikalarına EVET veya HAYIR diyenler” olarak sunduğu için saflarını seçtiler.

12 eylül gecesi yaşayacakları hüsrana doğru doludizgin koşuyorlar. Benzer şokları, Kasım 2002’de ve Temmuz 2007 seçimlerinden sonra da yaşamışlardı. 13 eylül sabahı kendi aralarında toplanıp, “bu millet adam olmaz!” veya “Abi, yine kömür dağıttılar!” gibi bildik lafları terennüm edip kendilerini rahatlatmaya çalışacaklar. İçlerinde zengin olanlar ABD’nin “Green Card” piyangosuna katılıp, ülkeyi terk etmenin hayallerini kuracaklar. Ama bir yere gidemezler! Hiçbir yerde, Türkiye’de olduğu gibi kolay zengin olma imkânları yoktur. Ayrıca, hazretlerin yabancılar nezdinde itibarlı bir meslekleri olmadığı için, onlar sadece göç hayali kuracaklardır.

Tabii ki küçük kasabalarda da HAYIR cephesinden insanlar var. Bunlar daha çok toplumsal değişimden korkan, Alman romancı Hans Fallada’nın “Küçük Adam” olarak özetlediği tipler. Eğitimli kesim “Şeriat geliyor, hayat tarzımız tehlike altında” diye çığlık atarken, bunlar da “ülke bölünüyor” diye bağırıyorlar.

Bence BOYKOT cephesinin durumu daha da trajik. Bir yanda eski solcu olup, 12 Eylül rejiminin balyozunu yemiş kişiler var. Bunlar 12 Eylül Anayasası’nın değişmesini istiyorlar. Ama gel gör ki, değişiklik önerisi AKP’den geldi. Koskoca eski solcular, AKP’nin tasarısına EVET diyebilir mi? Bu arkadaşlar şimdi HAYIR deseler, Kemalistlerle aynı kefeye konmuş olacaklar. O da hoş değil! Kıldan tüyden sebeplerle BOYKOT diyerek, ara çözüm buldular. Murat Belge’nin dediği gibi, koyu HAYIR cephesine, BOYKOT diyerek utangaç destek veriyorlar. Murat Belge, geçen gün durumu şöyle özetliyordu:

"‘Meğerse ben Kemalist’mişim, bunu yeni anladım’ deseler, tamam, olay hepimiz için daha ‘anlaşılır’ olacak. Çok yadırganacak bir durum da değil, bu toplumda bu tavrın özellikle eğitim görmüş (ve belirli bir çevreden gelen) birilerinin DNA’larına, ‘gen’lerine yerleşmiş olması.” (Taraf, 28 ağustos)

Murat Belge’nin bahsettiği “gen” meselesini veya benim “ataerkil şartlanmalar” dediğim süreçleri hiç yabana atmayın. 1970’lerde “Tek Yol Devrim” sloganları atmış olan bir dostum, durumu “Hocam haklısın, ama ben EVET veremem!” diyerek özetledi. EVET oyu kullanırsa kurmay albay olan merhum babasının rüyasına gireceğini, koyu hayırcı eşinin boşanmaya kalkacağını, Ankara Kolejli arkadaşları tarafından aforoz edileceğini anlattı. Zavallının hâline acıdım.

Diğer yanda da Kürt milliyetçileri (BDP) var. Sürekli olarak AKP’nin kendilerini “Adam yerine koymadığını” söylüyorlar. “Peki, AKP sizleri muhatap almaya kalktığında Muhatap İmralı’dır! diyen siz değil misiniz” diye sorduğumda gevrek gevrek gülüyorlar. “Yahu, siz bir siyasi parti misiniz, yoksa Apo’yu Sevenler Derneği misiniz?” diye yazdığımız zaman, kızıp Taraf’ı boykot ediyorlar. Sokaktaki Kürtlere söz geçiremeyeceklerini anladılar, şimdi bölgede EVET oyu vereceklere tehditler savuruyorlar. Bakalım, 12 eylül günü Kürt bölgesindeki katılım oranları ne olacak?

Evet, vaziyet ve manzara-i umumiye böyle. Artık referandumu hasretle bekliyorum. 12 eylül akşamından itibaren “şen ve esen saatler” geçireceğimizden emin olabilirsiniz.

[email protected]

TARAF

YAZIYA YORUM KAT

1 Yorum