1. YAZARLAR

  2. Haksöz

  3. Türkiye’de Medyanın İşlevi

Türkiye’de Medyanın İşlevi

Mayıs 2001A+A-

Türkiye'de hakim medyanın temel işlevi nedir sorusuna tek kelimeyle cevap verilecek olsa herhalde doğru cevap 'çarpıtma' olurdu. Her gün ve her konuda medyada korkunç çirkinliklere, saptırmalara, yalanlara ve kışkırtmalara imza atılıyor. Neredeyse medyanın tutumuna bakarak doğrunun, gerçeğin yerini şaşmaz bir şekilde tespit etmek mümkün. Yalnız ne deniyorsa tam tersini düşünmek, ne gösteriliyorsa tam aksi istikamete bakmak suretiyle!

Aşağıda Sabah gazetesinin geçen ayki Filistin ile ilgili yayınlarından artık klasik sayılabilecek iki örnek yer alıyor. İkisinde de birer fotoğraf ve bu fotoğraflara ait gazetenin yorumlarını görüyoruz. Fotoğrafların gerçek mahiyeti hakkında elimizde bir bilgi yok ama Sabah gazetesi bize bu fotoğrafları nasıl yorumlamamız gerektiği hususunda haddinden fazla 'yardımcı' oluyor. İlk fotoğrafın üst başlığında Filistinli çocuklar ve saldırı ifadeleri öne çıkıyor. Haberin -buna haber denilirse- başlığında Filistinli çocukların ağzından İsrailli çocuğa 'ölüm' narası ü harfi uzatılarak dramatize ediliyor. Böylece Filistinliler ve çocuklara saldırmaya kadar varacak ölçüde bir gözü dönmüştük imajı yan yana getiriliyor.

Mesaj resim altı yazısında zerk edilmeye devam ediyor. Çocuklar düne kadar sokakta beraber oynamaktalar imiş (işgal gerçeğini saklama). Şimdi ise bir İsrailli çocuk kaykayı ile gezerken üç Filistinli çocuğun saldırısına uğramış (resmi söylemin yaygınlaştırdığı kalleş ve saldırgan Arap imajına atıf). Ve çocuğu İsrailli askerler kurtarmışlar (işgalci kimliğe kurtarıcılık örtüsü). Haberin devamında başka vurgular da göze çarpıyor. Her Cuma olduğu gibi dün yine Filistinliler 'Acı günü' İlan edip (herhalde bu Filistinliler mazoşist olmalı!) sokaklara dökülmüşler (sürü vurgusu).

Ve haberin en son cümlesine sıkışmış küçük bir ayrıntı: "Ramallah kentindeki çatışmada 3 Filistinli açılan ateş sonucu öldü." (Aslında çarpıtma bu en basit haber cümlesinde dahi sırıtıyor. Okuyucu ortada bir katliam değil de çatışma olduğuna yönlendiriliyor ve ayrıca 'açılan ateş sonucu' ifadesiyle adeta Filistinlilerin öldürülmesi faili meçhul sınıfına sokuluyor.

İkinci kare Sabahçıların İsrail muhibliğinde ne kadar dizginsizleşebildikleri ve de iğrençleşebildiklerini daha da net ortaya koyuyor. Burada adeta bir savaş propaganda aygıtının zihin bulandırmaya ve moral çökertmeye yönelik kampanyasının izlerini bulmak mümkün. Resim altı yazısında, başlıkta ve başlık altı yazısında hep aynı tema, Filistinli çocuğun korkusu istihzal bir üslupla vurgulanmakta. İşgal altındaki vatanlarını ellerindeki tek silahlan olan taşlarla kurtarmaya çalışan bu çocuklarla alay etmeye kalkışan bu hastalıklı ruhlara diyecek fazla bir şey yok, başlarına hortumladıkları banka kadar taş düşsün!

BU SAYIDAKİ DİĞER YAZILAR