Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, bazı televizyon ve gazetelerin Ankara temsilcileri ile bir araya geldi, gündemdeki gelişmelerle ilgili değerlendirmelerde bulundu. Çözüm sürecinin de koordinasyonunu yürüten Akdoğan, Nevruz'da okunan ve PKK lideri Öcalan'ın örgüte silah bırakma kararının alınacağı bir kongre toplama çağrısının birkaç ay içinde yerine gelmeyeceği görüşünü dile getirdi. Akdoğan, "Şu an PKK'nın kongre toplayarak silah bırakması kısa vadede, şu birkaç ay içerisinde görünmüyor." diye konuştu. 

Akdoğan, çözüm sürecinde kararlılığın sürdüğünü vurguladı. "Başbakanımızın, Cumhurbaşkanımızın ve Hükümetin çözüm sürecindeki kararlılıkları belli. Burada hafife alma, göz ardı etme öyle bir şey kesinlikle söz konusu değil" dedi. Akdoğan sözlerini şöyle sürdürdü:

"İşin ruhu, felsefesi ve temel mantığı var zaten. Sözleşme genel çerçeveyi çizen metinlerdir, temel felsefeyi ortaya koyuyor. Burada elbette ki Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı, orada tarih de açtık, hak ve hukuk ve adalete dayanan eşit vatandaşlık o sözleşmedeki temel vurgulardan biri. Bunun içine her şey giriyor zaten. Başbakan, açıkladığı sözleşmeyle aslında çok ileri bir adım atıyor. Daha önce 2023 vizyon belgesini açıkladı. Vizyon belgesinden sonra toplumsal sözleşme, daha somut, temel çerçeveyi ortaya koyan bir metin. Bu somut tezahürler hep birlikte ortaya koyulacak bir şeyler. Anayasa bağlamında oturulup çalışılacak. 13 yıldır iktidarda olan bir partinin böyle bir muhteva ve deklarasyonla bağlayıcı bir çerçeveyle ortaya çıkması onu yeniden bütün bunları teyit ediyor olması çok değerli bir şey. Yani muhalefet partileri bunu yapamıyor. Yani 'ben bir maaş verecem, iki fazlasını verecem' diye bir şey değil, burada Türkiye'nin geleceğini kuracak bir kavramsal çerçeve var, ilkesel duruş var." 

'HDP'nin oylarına gölge düşer'

Akdoğan, Ağrı Diyadin'de PKK ile asker arasında çıkan çatışmayla ilgili olarak HDP'yi 'silahtan medet ummakla' suçladı: 

"Sen teröristle buluşma şöleni yapıyorsun, silahlı unsurlarla buluşuyorsun ve onlar silah üzerinden bir propaganda yapıyorlar. Yani silahtan medet uman bir yaklaşım, silahın gölgesinde seçime girmek demokrasiye inanmamaktır. Sen silahın gücüyle bir oy almış oluyorsun, bu, HDP'nin oylarına gölge düşürecek, şaibe karıştıracak bir şeydir. Kendisinin bundan uzak durması lazım, HDP'nin çağrı yapması lazım. Silahlı adamların ortada dolaşması ve bulaşmasıyla HDP örgüt partisi durumuna düşer, inandırıcılığı da kalmaz. Batıda üretmeye çalıştığı imaj da yerle bir olur."

'Adamlar açlıktan ölüyor, diaspora bırakmıyor'

Başbakan Yardımcısı Akdoğan, Avrupa Parlamentosu'ndan geçen ve 1915 olaylarının soykırım olarak tanınmasını öngören karara ilişkin de şunları söyledi: 

"Uluslararası zeminde 100. yıl dolayısıyla çok ciddi hazırlıklar yapıldığı anlaşılıyor. Türkiye'yi burada nasıl mahkum edebiliriz, nasıl zor durumda bırakabilirizin peşindeler ama burada bekledikleri olumsuzlukları üretebileceklerini sanmıyorum, bunun işaretlerini de çok görmüyorum. Birtakım şeyler oldu, Papa açıklama yaptı, şimdi kıvranıyor. Çünkü yanlış bir şey bu. Yani biz iyi niyetli olarak bir çağrı yapıyoruz. Gelin arkadaş, kin ve nefret üzerine geleceği inşa edemeyiz. Geçmişte ne yapıldıysa oturup konuşalım, araştırılsın, gereği ne ise yapılsın. Adamlar açlıktan ölüyorlar, diaspora bırakmıyor ki ilişki geliştirelim."

Türkiye'nin kaynaklarını ve arşivlerini defalarca açtıklarını belirten Akdoğan, iddiada bulunanların herhangi bir kaynak gösteremediğini söyledi. Avrupa Parlamentosu'nun Türkiye'den arşivlerini açmasını istemesi için de 'büyük bir cehalet örneği' dedi:

"Boş konuşuyorlar, dünyadan haberleri yok, tarihi safsatalar ve lobi faaliyetleri üzerinden işler yapmaya çalışıyorlar. Bu düzeyde bir cehalet ben görmedim. Türkiye'nin bu konuda yaptıkları belli, Ermenistan'a yaptığı çağrı belli, attığı adımlar belli. Ermenistan hangi adımı attı? Sözünde durmadı. Bundan dolayı Türkiye iyi niyetini ortaya koydu. Herkes geri adım atarken Türkiye ileri adımlar attı. Bunu kale almamak, görmemek büyük haksızlık. Arşivler burada toplansın, AP, turistik tur düzenleyelim, gelsinler baksınlar arşivlere." 

Türkiye'nin pozitif kampanlaran üretmeye, doğruları anlatmaya çalıştığını söyleyen Akdoğan, "Ermenistan'la, diasporayla uğraşacak halimiz yok. Biz komşuyuz, ileriye doğru bakmamız lazım ve birlikte geleceği inşa etmemiz lazım. Yoksa kin ve nefretle yeni nesiller büyürse bu sorun nasıl çözülecek" dedi.

ÇÖZÜM SÜRECİ NE AŞAMADA?

Çözüm sürecinde 28 Şubat'ta Başbakan Yardımcısı Akdoğan ve HDP heyeti yaptıkları ortak açıklamayla önemli bir adım atmıştı. İstanbul Dolmabahçe'deki Başbakanlık ofisinde yapılan bu ortak açıklamada, HDP heyeti, Abdullah Öcalan'ın PKK'ya bahar aylarında olağanüstü kongre çağrısı yaptığını duyurdu. Bu kongrede PKK'nın silah bırakma kararı alması bekleniyor. Dolmabahçe açıklamasında Öcalan tarafından müzakerelere geçilmesi için hazırlanan 10 maddelik taslak metin de okundu. 

Ancak, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bu ortak açıklamayı, oluşturulması planlanan izleme komitesini ve Öcalan'ın 10 maddesini de eleştiren açıklamalar yaptı, bunları doğru bulmadığını söyledi. Erdoğan'ın bu açıklamaları, hükümet ile cumhurbaşkanı arasında görüş ayrılığı yorumlarına yol açtı. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, cumhurbaşkanın her aşamada bilgilendirildiğini söylerken, Erdoğan, "Hükümetle Cumhurbaşkanı her an her konuyu görüşüyor diye bir şey yok. Orada kendi tasarruflarını kullanmışlar. 'Hayırlı olsun' demek düşer bana. Ama ben de, bu durumdan rahatsız olduğumu söyleme hakkına sahibim." diye konuştu. 

Öcalan'ın 21 Mart'ta Diyarbakır'daki Nevruz kutlamasında okunan mesajında, PKK'ya silah bırakması için kongre toplaması çağrısı yer aldı ama bir tarih verilmedi. Bu tarihin Cumhurbaşkanının açıklamaları sonrası çıkarıldığı iddiaları gündeme geldi. 

Çözüm sürecinde Ağrı Diyadin'de PKK'lılarla asker arasında 11 Nisan günü yaşanan çatışma da son kriz sebebi oldu. 

AA