Kur’an’ın nasıl bir kitap olduğu hususunu anlatarak sunumuna başlayan Şenbaş, bu başlık altında; ilahı kaynaklı bir kitap olduğu, çelişkisiz bir kitap olduğu, korunmuşluğu, Mübin olması, eksiksiz olması, müfessir özelliği olması, Arap dili ile indirildiği, beyyine olduğu, belağ (kusursuz, düzgün ayetlerden, hitaplardan) olduğu, aceben (ilginç, kendine özgü, diğer kitaplara, din ve ideolojilere benzemez) olduğu üzerinde durdu.

Kur’an’ı nasıl okuyacağımız hususuna değindiği başlık altında şunlardan bahsetti; Kur’an’ı amacına uygun okumalıyız, kulak vererek okumalıyız, sürekli okumalıyız, Kur’an’ı  gereğince düşünmek, kavramak, şuurlanmak, maksadıyla okumalıyız, iyi niyetle okumalıyız, Kur’an’ı parçacı atomik  değil bütüncül okumalıyız, programlı okumalıyız, uygulamaya geçirilmek maksadıyla okumalıyız.

Sonuç olarak; Kur’an’ı anlamanın en doğru yolu, yöntemin Kur’ani olmasından geçer. Çünkü bir hazine olan Kur’an ‘da anlama ve okuma usuli ile klavuz sayılabilecek esaslar vardır. Kur’an’dan malumat elde etmek için yararlanmak mümkündür. Ancak bu bilgiler, asıl amacı hidayet olan kitabımızın gayelerini, gönülleri ısıtan nurunu, aydınlığını yakalamaya yetmeyebilir. O halde kaynağı ilahi olan kitabi ameli endişelerle sorunlarımızın çözüm kaynağı olarak, uygulamaya dönük okumalıyız. diyerek bitirdi.