1. HABERLER

  2. HABER

  3. Türkiye’deki Üstünlerin Hukukuna Bir Örnek
Türkiye’deki Üstünlerin Hukukuna Bir Örnek

Türkiye’deki Üstünlerin Hukukuna Bir Örnek

Ergenekon sanığı Mehmet Haberal, “sağlam” raporu olmasına rağmen 1 gün bile cezaevinde yatmazken, hayalî örgüt üyesi Cengiz Sarıkaya “felçli” ve “başkasının yardımına muhtaç” olmasına rağmen tam 11 yıl 157 gün hapiste yatırıldı.

15 Kasım 2010 Pazartesi 06:19A+A-

Türkiye'de tutuklu sanıklara yapılan ayrımcılığı gözler önüne seriyoruz. Gözaltındayken sağ tarafı tamamen felçli hale gelen ve kafasından aldığı darbe sonucu konuşma güçlüğü çeken hayali İslâmi Hareket Örgütü üyesi Cengiz Sarıkaya, 11 yıl 157 gün boyunca felçli olarak cezaevinde kalmıştı. Tahliyesinden 2 yıl sonra 35 yaşında vefat etti.

Ergenekon Terör Örgütü soruşturması kapsamında tutuklanan Mehmet Haberal ise, sağlık durumunun 'ayakta tedavi edilebilecek' olduğuna yönelik doktor raporlarına rağmen, 581 gündür Silivri Cezaevi'ne gönderilmiyor.

CENGİZ SARIKAYA, CEZAEVİNDE SAĞLIĞINI KAYBETTİ!

Cengiz Sarıkaya, 5 Temmuz 1993 tarihinde Bursa'da gözaltına alındı ve İstanbul'a getirildi. Kafasından aldığı bir darbe ile beyin travması geçirdi. Kartal Devlet Hastanesi'ne kaldırılan Sarıkaya, hastanede polis nezaretinde bitkisel hayat yaşadı.

KOMADA GIYABİ TUTUKLAMA KARARI ÇIKTI

Altı ayı aşkın bir süre komada kaldı, konuşmadığı ve şuuru yerinde olmadığı halde hakkında gıyabi tutuklama kararı verildi. Giyabi tutuklu, felçli ve komadan yeni çıkmış Sarıkaya, sedye ile Bayrampaşa Özel Tip Cezaevi'ne bırakıldı ve oradan cezaevi hastanesine konuldu. Savcı sağlık durumunu dikkate alarak tahliyesini istedi. Mahkeme tahliye etmedi. El ve göz işaretleriyle yapılan duruşmada Sarıkaya'nın gıyabi tutuklanması vicahiye çevrildi.

SARIKAYA'NIN SAĞ KOLU FELÇ

Sağmalcılar Devlet Hastanesi Nöroloji Uzmanı Dr. Cihat Örken tarafından hazırlanan 2 Aralık 1993 tarihli raporda; Cengiz Sarıkaya'nın sağ kolunun felç olduğuna dikkat çekilmişti.

Raporda; "Sarıkaya; 27.9.1993 tarihinde hastanemize sevk edilerek yatırılmıştır. Yatışında sağ hemiparezi ve global afazisi mevcut olan hastanın durumunda oldukça yavaş seyreden bir düzelme gözlenmekte, destekle kısa süreli ayakta durabilmekte, sağ kolunu fonksiyonel olarak kullanamamaktadır. Afasizi kısmen düzelen hasta, basit emirleri anlayabilmekte, okuduğunu anlamakta, yazdığı tek tük sözcüklerle bazı isteklerini anlatabilmektedir. Ancak sözlü ifade etme yeteneği tama yakın bozuk olan hastayla bu nedenle anlamlı bir iletişim kurmak oldukça güçtür" deniliyor.

ORGANİK AKIL BOZUKLUĞU BULUNUYOR

Cezaevinde dengesini kaybederek sıcak suyun içine düşen Sarıkaya'nın vücudunda ileri derecede yanıklar oluştuğu Metris Cezaevi tabibi Metin Semizer tarafından belgelenmişti.

2 Şubat 1999 tarihinde hazırlanan raporda; şu ifadelere yer verilmişti: "Cengiz Sarıkaya isimli tutuklu, organik akıl bozukluğu bulunan ve sık sık geçirdiği depresif ataklarla gerek konuşma, gerekse yürüme ve oryantasyon bozuklukları içinde. Tedavisi devam etmekte iken 1.2.1999 tarihinde vücudunda ikinci derece ve geniş alanı kaplayan kol ve gövde yanıklarıyla tabipliğimize başvurmuş olup, yedi gün istirahatı uygundur. Tedavisi düzenlenmiş olup, durumunu bildiren rapordur."

DOKTOR RAPORUNA RAĞMEN İDAM

Sarıkaya'nın felçli oluşu ve konuşamaması nedeniyle ancak yedi yıl sonra, mahkemede sorgusu yapılabildi. Duruşmada "sözlerinin zor anlaşıldığı, anlamsız beyanlarda bulunduğu, ayakta zor durduğu için sorgusunun oturarak yapıldığı" mahkemece tespit edildi. Buna rağmen, Cengiz Sarıkaya'nın idamı istenmiş, daha sonra cezası müebbet hapis cezasına çevrilmişti.

BU DA TUTUKLU SANIK MEHMET HABERAL

Ergenekon Terör Örgütü soruşturması kapsamında 17 Nisan 2009'da tutuklanan, tutuklandığı gün rahatsızlandığı iddiasıyla İstanbul Üniversitesi Kardiyoloji Enstitüsü'ne kaldırılan Prof. Dr. Mehmet Haberal, sağlık durumunun 'ayakta tedavi edilebilecek' olduğuna yönelik doktor raporlarına rağmen, 581 gündür Silivri Cezaevi'ne gönderilmiyor.

Prof. Dr. Haberal'ın sorgusu, ikinci Ergenekon Terör Örgütü davasının 50. duruşmasında, İstanbul Üniversitesi Kardiyoloji Enstitüsü'nde video konferans yöntemiyle yapıldı. Prof. Dr. Haberal, tedavi gördüğü hastanedeki yatağının kenarında oturarak savunmasını yaptı.

KENAN KIRAN / YENİ AKİT

HABERE YORUM KAT