The Electronic Intifada'nın icra direktörü Ali Abunimahcumartesi günü öğleden sonra Zürih'teki bir konuşma etkinliği öncesinde İsviçre polisi tarafından tutuklandı.

Şu anda gözaltında tutuluyor ve avukatıyla görüştürülüyor.

Tutuklama Abunimah'ın bir konuşma turu için Zürih'e gelmesinden bir gün sonra gerçekleşti.

Cuma günü Zürih havaalanına gelen Abunimah, ülkeye girişine izin verilmeden önce polis tarafından bir saat boyunca sorgulandı.

Abunimah'ın tutuklanması, Batılı hükümetlerin Filistin halkıyla dayanışma ifadelerine karşı giderek artan tepkisinin bir parçası gibi görünüyor.

Geçtiğimiz yıl İngiltere'de çok sayıda aktivist ve gazeteci “terörle mücadele” yetkileri kullanılarak tutuklandı, baskınlara uğradı ya da suçlandı. Bunlar arasında evi basılan ve bilgisayarları ile telefonlarına el konulan The Electronic Intifada'nın yardımcı editörü Asa Winstanley de bulunuyor. Winstanley herhangi bir suçla itham edilmedi.

Elektronik İntifada ekibi Ali Abunimah ile dayanışma içindedir. Filistin'deki adaletsizliğe karşı konuşmak suç değildir. Gazetecilik suç değildir.

Bu makale The Electronic Intifada'dan Ali Abunimah'ıncumartesi günü öğleden sonra İsviçre'de tutuklanmasından önce kaleme alınmıştır. Yazı Haksöz-Haber tarafından tercüme edilmiştir.

İsrailli soykırım faillerinin adalet önüne çıkarılması gerekiyor / Ali Abunimah

Hind Rajab Vakfı'nın kurucularından Dyab Abou Jahjah'a göre İsrail, Gazze'deki soykırımla ilgili suçlamalar nedeniyle tutuklanmasından korktuğu bir askerini Kıbrıs'tan kaçırdı.

Belçika-Lübnanlı siyasi aktivist ve yazar Abou Jahjah, bu hafta The Electronic Intifada canlı yayınına verdiği demeçte, kuruluşunun son 15 ay içinde on binlerce erkek, kadın ve çocuğun katledilmesine karışan İsrail askerlerinin adalet önüne çıkarılması için tüm dünyada çabalarını artırdığını söyledi.

Abou Jahjah ile yapılan röportajı ve bu haftaki programın tamamını yukarıdaki videodan izleyebilirsiniz.

Gazze'den konuşan Elektronik İntifada katılımcısı Donya Abu Sitta, ateşkesin ardından insanların, özellikle de harap olmuş evlerine dönen ve sevdiklerinin kalıntılarını bulan insanların nasıl başa çıktıklarını anlattı.

Soykırım boyunca eğitmeye devam ettiği küçük çocukların umut ve korkularından esinlenerek yazdığı bir şiiri paylaştı.

Ateşkese rağmen İsrail Gazze'nin bazı bölgelerinde Filistinlilere saldırmaya devam etti. Yardımcı Editör Nora Barrows-Friedman'ın haber özetinde yer alan gelişmeler arasında bu durum ve vahim insani durumu hafifletme çabaları da vardı.

İsrail'in soykırım savaşı Gazze'de yaklaşık 40,000 çocuğu yetim bıraktı.

Katkıda bulunan editör JonElmer son ateşkes gelişmelerini ve ateşkese giden süreçteki direniş operasyonlarını ele aldı.

Ayrıca ABD Başkanı Donald Trump'ın İsrail'i ateşkese uymaya zorlayıp zorlamayacağını ve yaklaşımının son göstergelerini tartıştık.

Ve bu yazar Washington Piskoposu Mariann Edgar Budde'ye eleştirel bir bakış attı.

Yeni başkan Washington'daki Ulusal Katedral'de onun vaazını dinlerken, Donald Trump'ı marjinal grupların haklarına saygı göstermeye çağırdığı için bir kahraman olarak selamlandı.

Ancak Budde son 15 ay boyunca İsrail'in soykırımı meşrulaştıran vahşet propagandasını papağan gibi tekrarladı ve eski Başkan Joe Biden'ın toplu katliamdaki kilit rolünü defalarca kınamadı ve İsrail'e silah göndermeyi durdurması çağrısında bulunmadı.

Savaş suçlularının peşine düşmek

Kıbrıs'taki asker vakasında Hind Rajab Vakfı şikâyette bulundu ve ilk tereddütlerin ardından Avrupa Birliği ülkesindeki adli makamlar asker hakkında soruşturma açtı.

“Soruşturma açıldığında İsrailliler askeri Kıbrıs'tan kaçırdı” diyen Abou Jahjah, bu olayın türünün ilk örneği olduğunu söyledi.

Abou Jahjah, “Kaçırma derken abartmıyorum, çünkü özel bir jetle götürüldüğüne dair elimizde bilgiler var” diye ekledi.

Vakıf adını, Gazze'de İsrail saldırısından kaçmaya çalışırken aile fertleriyle birlikte bir arabada bulunan 6 yaşındaki Filistinli kız çocuğu Hind Receb'den alıyor.

Arabada tek başına mahsur kalan, etrafı ölü akrabalarıyla çevrili Hind'in telefonda kurtarılması için yalvarışının ve Filistin Kızılayı tarafından kaydedilen konuşmasının hikâyesi, İsrail'in soykırımı sırasında işlenen en dokunaklı ve yüzsüz suçlar arasında yer alıyor.

Abou Jahjah'a göre, Filistinliler için adalet aramaya kararlı avukatlar ve aktivistler, İsrail'i sorumlu tutma çabalarında doldurabilecekleri bir boşluk tespit ettiler: Gazze'de işledikleri suçların kanıtlarını sosyal medyada paylaşan bireysel askerlerin peşine düşmek.

Örgüt, gönüllüler ve hukukçulardan oluşan ve giderek büyüyen küresel ağıyla yaklaşık 1.000 İsrail askeri hakkında kanıt toplamayı başardı ve bu kanıtlar Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne teslim edildi.

Kıbrıs'ta olduğu gibi yurtdışına seyahat eden İsrail askerlerine karşı dava açmanın yanı sıra Brezilya, Tayland ve İtalya'daki diğer yakın tarihli örnekler de vakfın ana odak noktalarından birini oluşturuyor.

Abou Jahjah, “Çifte vatandaşlarla ilgili olarak, herhangi bir zaman kısıtlaması altında değiliz,” diye açıkladı. “Örneğin, eğer Belçikalıysanız, Belçika'nın sizin üzerinizde yargı yetkisi vardır.”

Abou Jahjah'a göre ikinci vatandaşlıklarından vazgeçmek bu askerleri koruyamaz çünkü mahkemeler iddia edilen suçun işlendiği tarihteki vatandaşlıklarını dikkate alacaktır.

Abou Jahjah zamanla savaş suçlularının adalet önüne çıkarılacağından emin. Örgüt ayrıca çalışmalarını Amerika Birleşik Devletleri'ne genişletmeyi ve failleri sorumlu tutmak için hukuk davalarını kullanmayı da tartışıyor.

Hiç şaşırtıcı değil ama İsrail ve dost hükümetler Hind Rajab Vakfı'nın çalışmalarına karşı çıkıyorlar ve Abou Jahjah şu anda polis koruması altında yaşıyor.

Abou Jahjah, “İşler biraz ağır ama bu çalışmalarımızı aksatmayacak,” dedi. “Vakfın çalışmalarının bir kişiye bağlı olduğunu düşünmeleri biraz saflık.”

“Gezegenin dört bir yanında hukuk ekiplerimiz var, çok yetenekli insanlar. Verilerimiz tüm gezegene yayılmış durumda,” diye ekledi Abou Jahjah. “Yapabilecekleri hiçbir şey yok. Bu gerçekleşiyor.”

Direniş raporu

Elmer direniş raporunda, ateşkesten önce gerçekleşen ancak Hamas'ın askeri kanadı Kassam Tugayları tarafından ancak ateşkesin yürürlüğe girmesinden sonra yayınlanan operasyon videolarını analiz etti.

Elmer ayrıca 25 Ocak Cumartesi günü dört İsrailli kadın asker karşılığında yaklaşık 200 Filistinli mahkûmun serbest bırakılmasını da değerlendirdi.

Trump İsrail'i ateşkese ikna edebilecek mi?

Başkan Trump'ın baskısı İsrail'in neredeyse bir yıldır reddettiği ateşkes anlaşmasını kabul etmesinde kilit rol oynadı. PekiTrump yönetimi bu baskıyı sonuna kadar sürdürecek mi?

Trump'ın geçtiğimiz günlerde gazetecilere ateşkesin devam edeceğinden emin olmadığını söylemesi ve aynı zamanda ilginç bir şekilde İsrail'le arasına mesafe koyması karışık mesajlar içeriyor. “Bu bizim savaşımız değil, onların savaşı.”

Bu yorumların yanı sıra Başkan'ın elçisi Steve Witkoff tarafından ifade edilen anlaşmanın uygulanmasına yönelik yenilenen taahhüdün bize neler bekleyebileceğimiz konusunda neler söylediğine bir göz attık.

Yardımcı editör Asa Winstanley'in de belirttiği gibi, “bu ateşkes hiçbir şey değil.” Direniş İsrail ordusunu yıprattığı için gerçekleşti ve Witkoff'un ABD'nin Hamas'la konuşmaya bile açık olabileceğine dair açıklamaları dikkatle izlenmeyi hak ediyor.

Büyük ölçüde sessiz

Piskopos Mariann Budde, kendi itirafına göre, Gazze'deki soykırım konusunda, İsrail propagandası yaptığı ya da Filistinlilerin kitlesel katliamı ve açlığa mahkûm edilmesinin faillerini açıkça kınamadan, ABD'nin bunu mümkün kılan silah akışını durdurmasını talep etmeden ya da hesap sorulmasını istemeden “barış” ve “sevgi” hakkında muğlak, liberal el ovuşturmalarıyla meşgul olduğu zamanlar dışında “büyük ölçüde sessiz” kalmıştır.

Bu tür bir kaçamak hiç kimseye hizmet etmez.