Tunceli'nin Hozat İlçesi'ne bağlı Sarıtaş Karakolu'nda nöbet tuttuğu sırada alnından tek kurşunla vurulmuş halde bulunan ve ailesine "intihar ettiği" açıklanan Antalyalı Er Murat Oktay Can'ın devre arkadaşları, terhis olduktan sonra soluğu baba Oktay Can'ın yanında aldı. Kendilerine zorla ifade verdirildiğini ve delillerin karartıldığını belirten Can'ın arkadaşları "intihara inanmıyoruz" dedi. Acılı baba, bu gelişme üzerine 300 bin TL tazminat talebiyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) başvurdu.

Geçtiğimiz günlerde Antalya'da baba Oktay Can'ı ziyaret eden beş asker, olayın intihar olmadığını ve komutanların kendilerine zorla ifade verdirdiklerini söyledi. Delillerin karartıldığını belirten askerlerden M.Ö ise Murat Can'ın avukatına verdiği yazılı ifadede askeri tutanaklara yansımayan ayrıntılardan bahsetti. Can'ın şüpheli ölümündeki sis perdesini aralayacak olan ifadede M.Ö, "Raporlarda, Murat Can'ın G3 piyade tüfeğinde 97 kurşunun olduğu ve kendi silahıyla intihar ettiği geçiyor. Ancak biz olaydan önce atış talimi yapmıştık ve herkes üç el ateş etmişti. Silahında eksik kurşunun bulunmasının nedeni budur. Sonuç olarak Murat'ı vuran kurşunun kimin silahından çıktığı belli değil. Murat'ın intihar ettiğine inanmıyoruz. Zaten kendisi gayet neşeli hayata bağlı bir çocuktu" dedi.

Raporlar çelişiyor

Taraf'a konuşan baba Oktay Can, çocuğunun devre arkadaşlarının dava sürecinde mahkemeye ifade vereceklerini belirterek, "Oğlumun ölümüyle askerler tarafından hazırlanan raporlar ve ifadeler çelişkilerle dolu. Oğlumla son olarak telefonla konuştuğumda bana 'baba geliyorum' diyordu. Çok neşeliydi. Ölümünün ardından Komutan Uğur Ragıp Çengel ve Piyade Yüzbaşı Erdem Gökçe beni tehdit etti. Fotoğraflarda oğlumun elinde bir G- 3 piyade tüfeği var. Oysa komutanların elindeki fotoğraflarda oğlumun elinde tüfek yoktu. Tüfek sonradan oğlumun eline konmuş" iddiasında bulundu.

Dosya AİHM'de

Elazığ 8. Kolordu Askeri Mahkemesi'nde görülen davaya "kovuşturmaya yer yok" kararının ardından Türkiye'deki tüm yargı yollarının kapandığını vurgulayan ailenin avukatı Ahmet Çevik, 300 bin TL tazminat talebiyle AİHM'e başvurdu. Dosyanın kabul edilmesinin ardından delillerin yeniden toplanıp değerlendirileceğini söyleyen avukat Çevik "Davanın peşini bırakmayacağız" dedi.

(Fırat Alkaç / Taraf)