Şahsıma ait bazı kararlarımı sizlere de aktarmak istiyorum. Bazı kararlar vardır ki hukuka uyarlar ama hakka uyup uymadıkları önemli bir sorundur. Kişiden kişiye değişebilen bir durum yaşayabiliriz.

Eskiden halka açık ama dışarıya kapalı birçok yerde sigara içimi çok serbestti. O tarihlerde insan hakları da çok geçerliydi. Mesela halkın ortak kullanımı otobüslerde sigara içilebilirdi. Küçücük bebekler kapalı otobüslerin içinde fokurdayan sigara tiryakileri arasında saatlerce yolculuk yaparlardı.

İnsan hakkını savunurken aslında insanların canına kıydığımız bir türlü fark edememiştik. Yıllarca sürdü bu sigara işkencesi. Ve nihayet birçok kapalı alanda sigara içme yasağı uygulaya alındı. Ve adım adım yasak genişletilirken aslında insan hakkı öne alındı.

Şimdi konumuza dönelim. Petrol Ofisi bir kamu şirketi olarak 2000 yılında özelleştirildi. Yıllarca iktisat fakültelerinde dahi özelleştirme mantığı içerisinde söylenenlerin nerede ise tersine gelişmeler de bu aşamada yaşanmaya başladı.

Petrol Ofisi'ni satın alan İş Bankası ve Doğan Grubu satın aldıkları milyarlık borçlu şirketi de Petrol Ofisi ile birleştirdi. Bu birleşme yasal açıdan uygun bulundu ama şahsıma göre hiç de uygun değildi.

Özelleştirme mantığında hani devlet satacak, şirket kârı artırıp daha fazla vergi vererek devlet kazanacak denirdi. Ama Petrol Ofisine yüklenen borçlar sayesinde bu şirketin özelleştirmeden satın alma bedeli bir bakıma devletin vergilerine yıkıldı.

Bu örneği hepimiz biliyoruz. Geçmişte bu birleşme aşamalarında yaşanan süreçleri çok kez aktarmıştım. Şimdi bunu neden tekrarlıyorum. Çünkü ben şahsen artık Petrol Ofisi'ni öyle milli bir şirket olarak göremiyorum. Hatta bu şirketin her tabelasını gördüğümde aklıma devletimin eksilen vergi geliri geliyor.

Bugün benzer bir olay daha yaşıyorum. TC Devleti halkına yeni bir kimlik verecek. Bu kimlikleri TÜBİTAK geliştiriyormuş. Yeni kimliklerimizi 2010 yılında kullanmaya başlayacağımız haberleri gazetelerde yer alınca dün borsada en fazla fiyatı yükselen şirketlerden biri de Plastikkart adlı şirketti. Neden?

Yeni kimliklerimiz ile bu şirketin ne alakası var? Veya beni rahatsız eden ne?

Plastikkart şirketi Ağustos 2004'de borsada halka arz edilen bir şirket. Hani geçen haftalarda halka arzı başarısızlıkla sonuçlanan Anel Elektrik'in de içinde bulunduğu grubun hissedarı bir şirket.

Bu şirket Şubat 2005'de yabancı bir firma ile ortaklık yapacağı haberlerini basın toplantısı ile halka duyurmuştu. Ama o ortaklık gerçekleşmedi. Peki ne gerçekleşti? Halka arz sonrası fiyatı hızla yükselmiş olan şirketin hisseleri önce birileri tarafından çok yükseklerden satıldı. Ve bir süre sonra Plastikkart ana ortakları çok yüksek fiyatlardan borsada hisselerini sattılar.

Ve ben kendime hep sordum durdum: Madem büyük bir ortaklığa gidiliyor bu patronlar neden küçük yatırımcılara hisseleri satıyor? Ben bu sorunun cevabını yıllardır bulamadım.

Ama TC kimliklerimizin bize kaç liradan satılacağını, kimin yapacağını da bilmiyorum. TC kimliklerimizde de o borsa operasyonunun bir benzerini yaşar mıyız?

Sayın ilgililer;

Ben şahsen lekesiz bir kimlik istiyorum. Ya siz!

YENİ ŞAFAK