1. HABERLER

  2. HABER

  3. GÜNDEM

  4. Suriye’de Sorunu PKK/PYD’ye İndirgemek Ne Akla Sığar, Ne Adalete! 
Suriye’de Sorunu PKK/PYD’ye İndirgemek Ne Akla Sığar, Ne Adalete! 

Suriye’de Sorunu PKK/PYD’ye İndirgemek Ne Akla Sığar, Ne Adalete! 

İktidar medyasında CHP’nin Suriye toplantısı eleştiriliyor ama Suriye’de yaşanan Esed vahşeti görmezden gelinip, PYD/PKK’yı tek sorun, tek gündem maddesi haline getirerek! 

29 Eylül 2019 Pazar 18:37A+A-

HAKSÖZ HABER

CHP dün İstanbul’da düzenlediği Suriye toplantısıyla bugüne dek izlediği Esed rejimi sempatizanlığında daha ileri bir aşamaya geçtiğini ispatlamış oldu. Şimdiye dek dolaylı biçimde dile getirilen şebbiha siyaseti resmen ve uluslararası boyutuyla ilan edilmiş oldu. Toplantıda Esed rejimi Suriye sorununun çözüm merci olarak işaretlenirken, bu yaklaşımla çeliştiği için Türkiye’nin dış politikası bolca eleştirildi.

Bu tutuma karşı iktidar cenahından güçlü bir karşı çıkış duyulmadığı gibi, iktidara yakın medyada da neredeyse hiçbir itiraz, eleştiri görülmedi. Star’dan Yeni Şafak’a, Sabah’tan Akit’e kadar konuyla ilgili yayınlanan tüm haberlerde Esed rejiminin işlediği suçlar atlanıp, CHP’nin bu insanlık dışı çeteye verdiği destek görmezden gelinip tek dert, tek mesele olarak PKK/PYD konusu öne çıkartıldı. CHP’ye yönelik tüm suçlamalar da PYD/PKK’ya yakın bir ismin toplantıya davet edilmesi ve toplantıda güvenli bölge planına yönelik çekinceler dile getirilmesi üzerinden ifade edildi.    

Olabilir, güvenli bölge planı ve ABD destekli örgütle mücadelenin mevcut iktidar için şu anda acil gündem konusu olarak öne çıkartılması anlaşılabilir. Ama ‘Suriye sorunu’ denilince akla bu işbirlikçi, taşeron örgütten başka bir sorun gelmemesi bunca yıldır İran ve Rusya desteğiyle Suriye’de halka karşı bir tür jenosit uygulayan vahşi rejimin temize çıkartılması anlamına gelmez mi? 

Siyasi iktidarın ihtiyacı, menfaati, karşılaştığı zorluklar ve politika arayışı çeşitli boyutlarda tartışma masasına yatırılabilir, birtakım eylemleri, sesi ya da suskunluğu farklı biçimlerde yorumlanabilir. Ama medya organlarının da adeta dışişleri bürokratı mantığıyla bu politika doğrultusunda konuşup yazmaya başlaması olacak şey midir? 

Katile katil demeyen, diyemeyen; zalimin zulmünü açık bir dille lanetlemekten imtina eden bir bakış açısıyla gazetecilik, habercilik yapılamadığı gibi, İslamilik iddiası da asla sürdürülemez. 

 

HABERE YORUM KAT

1 Yorum