1. HABERLER

  2. ETKİNLİK

  3. Suriye’de İnsani Kriz ve Suriyeli Muhacirler
Suriye’de İnsani Kriz ve Suriyeli Muhacirler

Suriye’de İnsani Kriz ve Suriyeli Muhacirler

İstanbul Üniversitesi öğrenci kulüplerinden olan Adalet ve Erdem Kulübünün tertip ettiği konferans gazeteci Adem Özköse ve Dr. Öğretim üyesi Süleyman Kablan’ın katılımıyla İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde gerçekleşti.

21 Kasım 2019 Perşembe 07:37A+A-

Adalet ve Erdem kulübü üyelerinden Sümeyye Mermer yaptığı açılış konuşmasında Haşr suresi 9. Ayeti bağlamında Türkiye halkının muhacir ensar kardeşliğine ve Suriye direnişine sahip çıktığını lakin birtakım milliyetçi çevrelerin bu kardeşliği idrak edemediği ve Suriyeli muhacirlere yönelik ırkçı saldırılarda bulunduğunu belirtti. Konferansı düzenleme nedenlerinin de son dönemlerde artan milliyetçi söylemlere karşı muhacirlerle dayanışmak olduğunu belirterek sözü konuşmacılara devretti

Ardından sözü alan Dr. Süleyman Kablan Suriye’deki insani krizin geçmişinin mevcut savaştan çok daha eskilere dayandığını, 1982 Hama olaylarına hatta 1946’dan sonra art arda gelen askeri darbeler dönemine ve krizin Hafız Esed ailesinin başa geldikten sonra sünni Müslümanların adeta ikincil vatandaş olarak konumlandırılmasına dayandırılabileceğini, Baas rejiminin ırkçı ve dini açıdan ayrımcı politikalarının bugünkü durumu hazırladığını söyledi.

Müslümanlar olarak yaşanan olaylara İslam zaviyesinden bakmamız gerektiğini belirten Kablan, Suriye’deki insani krizi İslam’ın insana verdiği temel haklar çerçevesinde değerlendirmemiz gerektiğini belirtti. 10 milyon insanın yerinden edildiği, binlerce sivilin katledildiği, sayısız insanın hapishanelerde işkenceler altında can verdiği, kimyasal silah kullanımından kaynaklı olarak doğan çocukların yüzde 78’inin özürlü doğduğunu belirten Kablan, camilerin yıkıldığını, İslami eğitimin kısıtlandığını, dini eğitim kurumları anlamında İslam coğrafyasının en köklü merkezi olan Suriye’nin bu işlevini yitirdiğinin altını çizdi.

Son olarak Suriye’deki insani krizin aşılması veyahut en azından hafifletilmesi için önerisinin dilde ve düşüncede sahihleşmeye gidilmesi olduğunu belirtti ve Suriyeli değil muhacir tabirini kullanmamız gerektiği örneğini vererek sözlerini sonlandırdı.

Kablan’ın ardından sözü alan Adem Özköse ise meselenin Türkiye ayağını muhacirler açısından değerlendirdi.

Muhacirliğin her şeyden evvel bir zorunluluk hali olduğunu söyleyen Özköse, Türkiye’deki ırkçı bakış açısına sahip insanların Suriyeliler için kullandığı söylemlerin aynılarının Almanya’da Türkler için kullanıldığına şahit olduğunu belirtti.

Muhacir karşıtlığının her dönem yaşandığını ve her belanın onlardan kaynaklandığına olan inancın çok eskilere dayandığının altını çizen Özköse, bereket kavramına değinerek muhacirlerle her türden paylaşımımızın gerek sofralarımıza gerekse Türkiye’ye bereket getireceğini ifade etti.

Muhacirlerin psikolojik açıdan yaşadığı sorunlara da değinen Özköse, son söz olarak yurtsuzluk hissiyatı gibi zor bir imtihanla sınanan kardeşlerimize maddi yardımların yanı sıra tebessüm göstererek yakınlık kurarak da yardımcı olmamız gerektiğini vurguladı.

img-20191120-wa0027.jpg

Haber: Ahmet Kerim Artuk

Fotoğraf: Çağrı İslam

HABERE YORUM KAT