HAKSÖZ HABER
25 Ocak 2011 tarihinde Tahrir Meydanı’nnda başlayıp Mısır’ın tamamına yayılan isyanın bugün 6. yıldönümü. 6 yıllık süreç sadece Mısır’da değil, tüm Ortadoğu’da büyük bir toplumsal hareketliliğe sahne oldu.
Despotik iktidarlara karşı halkın özgürlük ve adalet talebiyle başlattığı isyanlar bir yönüyle diktatörlüklerin çürümüşlüğünü belirginleştirirken, aynı zamanda küresel ikiyüzlülüğe de ışık tuttu. Statükonun muhafazası adına hiçbir zorbalığa başvurmaktan çekinmeyen baskıcı iktidarlar halk ayaklanmalarının neticesinde islami kadroların etkinlik kazanmasından korkan küresel güçlerin de desteğiyle zulüm, baskı ve katliamda sınır tanımadılar.
Bugün itibariyle Mısır Sisi cuntasının icraatları sayesinde büyük bir açık hava hapishanesi görünümünde. Darbeyle iktidardan uzaklaştırılıp cezaevlerine tıkılan İhvan kadrosu başta olmak üzere on binlerce İslami hareket mensubu ağır koşulların hüküm sürdüğü zindanlarda direnişlerini sürdürüyor. Ama sadece İslami kadrolar değil, Sisi darbesine hizmet etmiş farklı renkten muhalifler de bugün susturulmuş durumda. Medya üzerinde de ağır bir sansür hüküm sürmekte.
Ama tüm bu tabloya rağmen cunta kendisini asla rahat hissetmiyor. 2011 İntifadasının meydana getirdiği korkuyu iliklerinde hissettiğinden olsa gerek, her türlü aykırı sesi daha kaynağında boğma çabası içinde. Ama her şeye rağmen Mısır umutsuz değil!
Her şey bir yana 25 Ocak’ta hiç beklenemedik bir anda sokaklara dökülüp diktatörlüğe meydan okuyan halk gerçeği Sisi cuntasının da tüm despotların da korkulu rüyası olmayı sürdürüyor.