Hükümetin ülkeyi sivilleştirmek ve askeri ait olduğu kışlaya çekebilmek için attığı adımların içeriden sabote edilmeye çalışılmasının altından yine askerler çıktı. Askeri kaynaklardan alınan bilgiye göre; Savunma Bakanlığının skandal görüş ve kararlarının ardında askerler olduğunu, bakanlıktan istenen görüş ve önerilerin neredeyse tümünün Genelkurmay personeli tarafından hazırlanarak bakanlığın görüşüymüş gibi sunulduğu, bakanlığın telefon santralinin bile Genelkurmay'ın personeli tarafından yönetildiği ifade edildi.

Genelkurmay başkanı ve kuvvet komutanlarını Yüce Divan'da yargılayacak yasanın, Milli Savunma Bakanlığının hazırladığı uyum yasası ile by-pass edilmek istendiği ortaya çıkmıştı.

12 Eylül'de kabul edilen referandum paketi ile birlikte, Anayasa'nın 148. Maddesi değiştirilerek Genelkurmay Başkanı ve Kuvvet Komutanları'nın görev suçlarıyla ilgili Yüce Divan'da yargılanması hükme bağlanmıştı. Uygulamanın hayata geçmesi için uyum yasası çıkması gerekiyordu. Bu kapsamda Milli Savunma Bakanlığı da yasa taslağı hazırlayarak Başbakanlık'a göndermişti. Hafta sonu geri gönderilen taslak şoke etti. Taslakla herkesin hesap verebilir olması adına yapılan değişikliğin, Milli Savunma Bakanlığı tarafından by-pass edilmek istendiği, taslağın geneline bakıldığında önemsiz gibi görünen bazı ifadelerin aslında generalleri yüce divandan kurtardığı anlaşıldı. Geçtiğimiz Ağustos'ta toplanan YAŞ'ta da benzeri çıkışlarda bulunarak sivil bir bakanlıktan beklenmeyecek uygulamaların altına imza atan Milli Savunma Bakanlığının bu tavrı, soru işaretlerine neden oldu. Peki, Vecdi Gönül'ün başında bulunduğu Bakanlığın sivil iradeye ters düşen kararların altına imza atmasının nedeni ne?

Askeri kaynaklara göre, ardı ardına patlak veren skandallar Savunma Bakanlığının Genelkurmay tarafından işgal edilmesi ve Vecdi Gönül'ün yanlış yönlendirilmesinden kaynaklanıyor. Akit'e bilgi veren kaynaklara göre Bakanlık neredeyse tamamen Genelkurmay'ın emri altına çalışıyor. Hukuk departmanından ARGE'ye kadar birçok birime askerler başkanlık ediyor. Balyoz terfileri, zorunlu askerlik süresi, TSK'nın yapısı ve son olarak Yüce Divan Yasası ile ilgili hazırlanan skandal taslaklarda Bakanlığın sivil bürokratlarının by-pass edildiği, hazırlanan çalışmaların askerler tarafından yapıldığı, sivil müsteşarlıkların hazırladığı raporların da Genelkurmay hukukçuları tarafından ince ayar çekilmeden ilgili kurumlara gönderilmediği belirtiliyor. Krize neden olan uyum yasası taslağının da Genelkurmay Adli Müşavirliğinde görev yapan askerler tarafından hazırlandığı, Tümgeneral Hıfzı Çubuklu'nun kritik müdahalelerinden geçtiği belirtiliyor.

Aynı kaynaklar Milli Savunma Bakanlığının telefon santrali ve internet sağlayıcısının dahi Genelkurmay'ın denetiminde olduğunu vurguluyor. Genelkurmay Başkanlığının internet sitesinin İP numaraları ile Savunma Bakanlığının İP numaralarının aynı domain kaynaklı olduğu ifade edilirken, Milli Savunma Bakanlığı santralinin bile olmadığı Genelkurmay Başkanlığı operatörünün, arayanları kendi plan ve programı doğrultusunda yönlendirdiği belirtiliyor. Bu durumun teyidi için yaptığımız kısa bir araştırma, iddiaları doğruluyor. Milli Savunma Bakanlığının resmi internet sitesinde bulunan iletişim telefonu arandığında operatör iddia edildiği gibi, 'Genelkurmay Başkanlığına hoş geldiğiniz' şeklinde bir ifade kullanıyor.

Sivilleşme yolunda hızlı adımların atıldığı dönemde, Savunma Bakanlığının Genelkurmay'ın bu kadar etkisi altında olması dikkat çekiyor. Konuyla ilgili görüştüğümüz Adaleti Savunanlar Derneği (ASDER) Onursal Başkanı emekli Tuğgeneral Adnan Tanrıverdi, Milli Savunma Bakanlığının askerin kontrolünde olduğunu söyledi. Milli Savunma Bakanlığında bakandan başka sivil kimsenin olmadığını kaydeden Tanrıverdi, "Bakanın genel sekreteri asker, müsteşarı asker, bütün daire başkanları asker, şube müdürleri askerdir" dedi. Siyasi iradenin, Milli Savunma Bakanlığından bu nedenlerden dolayı istediği gibi bir teklif, inceleme çıkarmasının pek kolay olmadığını belirten emekli Tuğgeneral Tanrıverdi, Bakanlığın muvazzaf asker kadrosundan arındırılması halinde silahlı kuvvetlerin siyaset dışında olmasına imkan verecek kararlar çıkabileceğini ifade etti.

Emekli Subay Mustafa Kahramanyol da, ordunun milli iradeye bağlanması gerektiğini söyleyerek, "Milli Savunma Bakanlığı askeriyenin altında değil ama sistem öyle kurulmuş, yanlış bir sistem üzerine temel atılmış. General Raif Babaoğlu'nun 'Milli Savunma Üzerine Düşünceler' isimli bir kitabı var. Orada bütün detaylar var. Bu kitaptan dolayı Raif Paşa'yı izole ettiler, hiçbir şekilde yanaştırmıyorlar. Çünkü Raif Paşa, bu sistem içindeki yanlışları ortaya çıkarmıştı. Ordunun milli iradeye bağlanması gerekiyor. Milli iradenin orduya hâkim olması gerekir. Medeni bir ülkede herkes milli iradeye tabi olmalıdır, medeni anlayış bunu gerektirir. MSB, en üst merci olmalı, ona bağlı bir Genelkurmay Başkanlığı ve ona bağlı kuvvet komutanlıkları olmalıdır. TSK içinde çok ciddi bir sıkıntı var. Bunu pek gören yok. Kuvvet komutanlıklarında bir çalışma yapılır, Genelkurmay'a izin için gider, aynı birimlerde aynı çalışmalar tekrar yapılır. Yani çifte kurumlar var. Hâlbuki uyumlaştırıcı bir kurum olarak çalışmalıdır. MSB de böyle olmalıdır. Kuvvet komutanlıklarına daha fazla sorumluluk ve yetki yüklenmelidir. Genelkurmay Başkanlığı, daha çok uyumlaştırıcı ve denetleyici bir kurum olarak çalışmalı. Bu, bugün ki mesele değil, Cumhuriyet kurulduğundan belli devam ediyor" dedi.

MURAT ALAN / YENİ AKİT