1. HABERLER

  2. HABER

  3. GÜNDEM

  4. Sahibine de Zarar Veren Üslup ve Tutumlar
Sahibine de Zarar Veren Üslup ve Tutumlar

Sahibine de Zarar Veren Üslup ve Tutumlar

Dün Akit TV’de Gelecek Partisi Lideri Davutoğlu'nun da katılımıyla gerçekleştirilen programda yaşanan yakışıksız tutum ve yaklaşımlar, partilerden bağımsız İslami kimlik duruşunun kaybedilmesinden mi kaynaklanıyor sorusunu akıllara getiriyor.

22 Mayıs 2020 Cuma 16:57A+A-

Erkam Kuşçu- Haksöz Haber

Dün gece iftar sonrası başlayıp sahura kadar süren Akit TV özel yayınına katılan Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Yeni Akit Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ali İhsan Karahasanoğlu, Akit TV Haber Yayın Koordinatörü Muharrem Coşkun ve gazeteci-yazar Kenan Alpay’ın sorularını cevaplandırdı.

Aslına bakılırsa üç saati aşan programın ilk kısımlarında sorulan soruları genişçe cevaplandıran Ahmet Davutoğlu, programın ilerleyen saatlerinde ise sebepsiz ve aşırı bir dizi gerilimli muameleyle karşı karşıya kaldığı için tam anlamıyla hiçbir şeyi değerlendiremeyecek durumda kaldı. “Hiçbir şeyi” diyoruz çünkü tam anlamıyla cevaplandıramamasının sebebi ortada tam anlamıyla bir soru olmamasıydı. Abartılı tepkiler ortaya koyan, sürekli sesini yükselten ve sorgulayıp itham eden Ali İhsan Karahasanoğlu karşısında sakinliğini korumaya çalışan Davutoğlu, her ne kadar sebatla Müslümanların ortak hukukunu, usulü ve nezaketi hatırlatmaya çalıştıysa da fayda etmedi.

Kenan Alpay ve Muharrem Coşkun’un programın akışını daha sakin bir düzeyde tutma çabalarıyla ancak bir nebze sükûnet ortamı sağlanabildi. Artık olağan bir şey haline gelen fanatik ve agresif tutumların Müslüman camiada kaybedilen köklü ve kuşatıcı hasletlerimizin nasıl da kolayca harcandığını göstermesi açısından ibret verici bir yayındı. Tarz böyle sıkıntılı sorunlu olunca gerçek sorular da güme gitmiş oldu. Son dönemde tüm siyasi partilerin yarışırcasına izhar etmeye çalıştıkları Atatürkçülük görüntüsü hakkında sorulan sorular da bu gerilim içerisinde arada kaynamış oldu.

Sadece mahkûm etmeye çalışan, anlamaya dönük hiçbir çabası olmayan tavır alışlar vicdanlarımızı yaralıyor, ayırt edici vasıflarımızı da silikleştiriyor ne yazık ki. Akit TV yayınında defalarca yapılan bu tür hatalar sorunlarımızı tespit edip, öz eleştirisini yapabilmeyi de imkânsız hale getiriyor. Bu mesele muhafazakâr dindar iki partinin mücadelesinin çok ötesinde vahim bir duruma işaret ediyor.  Konuk olan siyasetçinin defaatle cevaplandırdığı sorular tekrar önüne sürülüyor. Bir yerde konuk, programı yöneten kişiye (Fatin Dağıstanlı) “moderatör siz misiniz Fatin Bey?” diye sormak durumunda dahi kalıyor (moderatör ise hiç bir şey diyemiyor bu kısımda). Hatta konuğun ev sahibine “ben sizin misafirinizim” diye hatırlatmada bulunduğuna bile şahit oluyoruz.

7 Haziran seçimlerinde Bahçeli'nin Davutoğlu ile koalisyon kurmamasının gerekçesinin, 1 Kasım'da AK Parti'nin kendi başına iktidar olacağını gören “büyük devlet aklından” kaynaklandığı bile söyleniyor mesela. Tuğrul Türkeş’in AK Parti’ye geçmesinin de Devlet Bahçeli’nin emriyle gerçekleştiği iddia edilmesi birinci ağızdan reddediliyor ama bu da yeterli olmuyor.

Suriye meselesinde hükümet için bugün dahi övünç kaynağı olan politikalar hakkında Kemalist-sol yayın organlarının ağzıyla “hiç öz eleştiri yaptınız mı?” gibi yersiz sorular sorulabiliyor. Canlı yayın devam ederken bağlamından kopartılmış sözler kanalın Twitter sayfasından paylaşılıyor. İnsaf! Akit TV’de Doğu Perinçek gibi azılı bir İslam düşmanı, iflah olmaz bir cuntacı defalarca misafir edilip güler yüzle muamele görürken bir Müslümanın neden böyle acayip bir tavırla karşı karşıya kaldığını haliyle merak ediyoruz.

Acaba bu durumun sebebi, partilerden bağımsız İslami kimlik duruşunun kaybedilmesinden mi kaynaklanıyor? Bu program bir kere daha bağımsız kimliğin, sadece adaleti ve ahlakı merkeze alan mücadele fıkhının önemini ortaya koymuştur. Kimse ne Ahmet Davutoğlu ne de siyasi hareketini sevmek, desteklemek durumunda değil ancak Müslümanların bulunduğu bir platformda fikirlerini izah etme hakkının bulunduğunu herkes söylemek durumundadır. Bu bağlamda yaşanan bu vahamete karşı bir şeyler söylemenin, Müslüman kimliğin bir gereği olduğu aşikâr değil mi?!

HABERE YORUM KAT

20 Yorum