1. HABERLER

  2. HABER

  3. Putin’in üç hatası
Putin’in üç hatası

Putin’in üç hatası

Fikir Turu için Türkçeye çevrilen makale Ukrayna'da işlerin Rusya için pek iyiye gitmediğinden bahsediyor. Batı için fazla olumlu bir imaj çizse de bölgedeki gelişmelere farklı bir pencereden baktığı için iktibas ediyoruz.

05 Mart 2022 Cumartesi 19:06A+A-

 

Putin’in üç hatası / The Economist

Ukrayna ile Rusya arasındaki savaşın 8’inci günü şiddetli çatışmalara sahne oldu. Oysa iki ülkenin heyetleri ikinci tur müzakereler için Brest’te1 bir araya gelmişti. Taraflar, hiç değilse ‘insani koridor hattı’nda ateşkes ilan etme konusunda uzlaşmışlardı. Hatta, bu gelişmelerden hemen önce Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenski ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin peş peşe açıklamalar yapmıştı. Zelenski, “Putin’in endişelerinin farkındayım, konuşmak zorundayız.” mesajı vermiş, Putin ise “Nazilerle savaşıyoruz!” demişti.

Ancak bir son dakika gelişmesi tüm dünyayı tedirgin etti, diken üstüne oturttu. 3 Mart gecesi, geç saatlerde, çatışmalar Avrupa’nın en büyük santrali olan Zaporijya’ya sıçradı. ABD Başkanı Joe Biden, nükleer santralde çıkan yangınla ilgili Zelenski’yle görüşürken, İngiltere, Rusya’nın bu saldırısı sonrası Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ni acil toplantıya çağırdı.
The Economist’te çıkan makale, hem Putin hem de nükleer tehdit hususunda bize kayda değer bilgiler veriyor.

Yazıdan önemli bölümleri aktarıyoruz:

Zelinski – uyuşturucu bağımlısı Nazi mi?

“Rusya’nın Ukrayna’yı işgali planlandığı gibi gerçekleşmiyor. Ukrayna savunması, ülkenin en büyük ikinci şehri olan Harkov’da büyük bir saldırıyı püskürtmüş gibi görünüyor. Güneyde ise Putin’in kuvvetleri bir miktar toprak ele geçirdi, ancak Ukrayna kasabalarından kısmen uzak durdu. Ukraynalılar Kiev çevresinde birçok saldırıyı durdurdu. Başkentte ise Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenski meydan okuyan bir figür olarak ortaya çıktı. Zelenski, Putin’in konuşmalarında tasvir ettiği gibi uyuşturucu bağımlısı bir Nazi olarak değil de, cesaret ve vatanseverlikle bir araya gelen bir ulusun lideri olarak gönüllerde yer aldı.

Savaş henüz ilk haftasında. Rusya Devlet Başkanı, siviller ve her iki tarafın askerleri için korkunç bir maliyet doğursa bile Kiev de dahil olmak üzere Ukrayna şehirlerini kuşatmak için askeri kuvvetlerinin rezervlerini toplayabilir. Bu hâlâ Putin’in kazanabileceği bir savaş. Zaman içinde Kiev’de veya Sovyet Ukrayna’sının doğal başkenti olan Harkov’da kukla bir hükümet kurabilir.
Ancak daha geniş bir açıdan bakıldığında Putin, böyle bir yıpratma savaşını yürütmek zorunda kaldığı anda zaten kaybetmiş olacaktır. Ukrayna’da şehirlerin ve sakinlerinin hedef alınmasından doğan vatanseverlik ruhu, onun adına hüküm sürecek herhangi bir hükümetin gayri meşru görülmesini sağladı bile. Dünyanın dört bir yanında daha da dışlanacak. Kendi ülkesinde ise yaptırımlarla boğulmuş ve baskıcı rejimi altında çiğnenmiş bir toplumun başında olacak.

Ukrayna – CIA tarafından ortaya çıkarılan sahte bir ülke mi?

Rus seçkinlerinin, Putin’in paranoyak maceracılığı karşısında dehşete düştüğü ve yoksullaştığı her zamankinden daha açık görünüyor. Ukrayna’daki planları ne kadar kötüye giderse, rejimindeki çatlaklar o kadar çabuk ortaya çıkacak ve Rus halkının daha büyük bir kısmı sokaklara dökülecek. Putin, Kremlin’de tutunmak istiyorsa, Rusya’da on yıllardır görülmemiş bir şiddette terör rejimi uygulamak zorunda kalabilir.

Putin’in ilk hatası, düşmanını küçümsemek oldu. Belki de kendi propagandasına inanıyordu: Ukrayna’nın gerçek bir ülke olmadığı, CIA tarafından ortaya çıkarılmış sahte bir ülke olduğu ve yönettikleri halk tarafından nefret edilen hırsızlar tarafından idare edildiği propagandası. Eğer Ukrayna’nın, Rus gücüyle ilk karşılaştığı anda çökeceğini umduysa bundan daha fazla yanılamazdı.

Putin’in ikinci hatası ise kendi silahlı kuvvetlerini kötü yönetmek oldu. Onun hava kuvvetleri şimdiye kadar gökyüzüne hâkim olmayı başaramadı. Halkını, Rusya’nın bir savaşta olmadığını, yalnızca bir tür “Nazilerden arındırma” operasyonu gerçekleştirdiği konusunda ikna etmeye çalıştı. Ne yapacaklarından emin olmayan askerler, kurtarıcı olarak karşılanma beklentisiyle Ukrayna’ya girdiler. Eğer askerlerine Ukraynalı akrabalarını katletme emri verirse, askerler bu emre itaat etmeyebilirler. Eğer Ukrayna şehirlerini ele geçirme denemelerinde çok fazla askeri ölürse bunu kendi ülkesinde örtbas edemeyebilir.

Üçüncü hatası ise Batı’yı küçük görmek oldu. Batı’nın, herhangi bir cevap veremeyecek kadar yozlaşmış ve bencil olduğuna inandı belki de.

Ekonomik yaptırımlar nükleer savaş ile eşdeğer

İnsanların demokrasiye olan inancının samimi olduğuna inanmakta zorluk çeken bir diktatör olarak Ukrayna’ya yönelik halk desteğinin bu kadar artması eminim onu şaşırtmıştır. Bu destek kendisini Londralıların Ukrayna milli marşında ayakta durması ve Berlin’deki Brandenburg Kapısı’nın Ukrayna bayrağındaki mavi ve altın renkleri ile aydınlatılmasıyla gösterdi.

Ukraynalıların cesareti ile ilham bulan ve kendi vatandaşları tarafından teşvik edilen Batılı hükümetler sonunda savaşma iradesine sahip oldu. Haklı olarak uçuşa yasak bölge ilan etmek gibi Rusya’ya yönelik doğrudan askeri faaliyetlerden kaçındılar. Bunun yerine, 26 Şubat’taki üçüncü denemelerinde Rusya’nın merkez bankasına ve finansal sistemine yönelik gerçekten güçlü yaptırımlar üzerinde anlaştılar. Bu yaptırımlar Rusya’nın rezervlerine ulaşmasını engelleyebilir ve bankalarını zayıflatabilir.

Bir sonraki gün bu yaptırımlar oldukça öfkeli bir Rus cevabı ile karşılaştı. Askeri yetkililerine danışan Putin, ülkenin nükleer kuvvetlerini teyakkuza geçirdi. Ekonomik yaptırımları nükleer savaş ile eşdeğer görüyordu.

Bu, hem etik açısından yanlış hem de bir felaketi tetikleyecek bir tırmanışın ihtimalini yükseltiyor. Bu, Batı’nın yaptırım uygulamasının bir hata olduğu anlamına gelmiyor. Putin’in bu saldırganlığı, onun ne kadar tehlikeli birisi olduğunun kanıtlıyor. Yapabileceklerinden korkarak geri adım atmak yalnızca ileride büyük krize davetiye çıkaracaktır.

Bunun yerine, Rusya’nın tehdidine, BM Güvenlik Konseyi’ndeki Çin ve Hindistan dahil olmak üzere tüm nükleer güçler tarafından, nükleer tehditlerde bulunmanın kabul edilemez olduğuna dair açık bir bildirge ile karşı çıkılmalıdır.

Aynı zamanda üst düzey Amerikalı subaylar, eylemlerinden şahsen mesul tutulacakları konusunda onları uyarmak için Rus meslektaşları ile yakın temasta kalmaları gerekmektedir. Dünya, Putin’in tekrar ciddi bir hata yapmasını kaldıramaz.”

Etiketler : , , ,

HABERE YORUM KAT