Barack Obama, Amerika'nın ilk siyahî başkanı. Geçmişinde 'ırk ayrımcılığı' ayıbı bulunan bir ülkenin zirvesine Afro-Amerikalı birinin tırmanması şüphesiz tarihî bir olay.

Seçim kampanyasını 'değişim' kavramı üzerine kuran Obama, sadece Amerikalı seçmenlerin değil, dünyanın dört bir yanındaki milyonların da gönlünü fethetti.

Herkes 'yeni' bir Amerika bekliyor ondan.

O da bu gerçeğin farkında...

"Değişim Amerika'ya geldi." dedi teşekkür konuşmasında. Bir de Martin Luther King'in o meşhur cümlesine atıfta bulundu:

-Rüya gerçek oldu.

Bu rüyadan kasıt, ten rengi siyah olan birinin Beyaz Saray'da ülkeyi yönetecek olması elbette.

Ancak bir başka 'rüya' daha var ki o bir süredir onulmaz yaralardan mustarip. Amerikan rüyası yani.

***

Bush yönetiminin son sekiz yılda yaptığı hatalardan büyük 'darbe' aldı Amerikan rüyası.

Demokrasinin, özgürlüğün, refahın simge ülkesi, 11 Eylül saldırılarından sonra bambaşka bir kimliğe büründü.

Şimdi...

Yeni başkanla, kibirli ve mağrur devlet görüntüsünden uzaklaşarak 'eski' günlerine dönmek istiyor.

ABD'nin yeniden 'umut' haline gelmesi büyük ölçüde yeni başkanın alacağı kararlara bağlı...

En başta da vaat ettiklerini yerine getirerek.

***

Gündemi hayli yoğun Obama'nın.

Ekonomik krizin atlatılması, vergilerin azaltılması, sağlık sigortası gibi konular 'iç' kamuoyunun beklentileri arasında.

Dışarıda da çözüm bekleyen onca sorun var.

Irak ve Afganistan'daki savaş bunların başında geliyor. İran'ın nükleer silah elde etme çabaları, İsrail ile Filistin arasındaki problem, Rusya, Çin ve Avrupa Birliği ile ilişkiler de ele alınacak belli başlı konular arasında.

Özetle beklentiler yüksek.

Obama'nın elinde ise 'sihirli değnek' yok, karşısında duran 'devasa' sorunları çözmek için.

Zaten bahsi geçen sorunları kısa vadede çözüme kavuşturması da mümkün değil.

Onun için oluşturulan illüzyona bakarak 'ham' hayallere kapılmamak lazım.

***

Obama'nın vakit kaybetmeden atabileceği adımlar da yok değil. Mesela, 11 Eylül saldırılarından sonra Başkan Bush'un başlattığı 'terörle savaş' politikasının simgesi olan Küba'daki Guantanamo hapishanesini kapatma kararı alabilir.

El Kaide, Taliban ve bunlarla ilintisi olduğu iddia edilen yaklaşık 775 'yabancı' yıllarca burada tutuklu kaldı. Ağır sorgulamalardan geçirildi.

Amerikan Savunma Bakanlığı'nın verilerine göre Guantanamo'da sorgulananlardan 520'si ülkelerine geri gönderildi. Hâlihazırda yargı önüne çıkartılmadan tutulanların sayısı ise 255.

Obama'nın en önemli vaatlerinden biri Guantanamo'nun kapatılması.

Buradaki tutukluların tutukluluk hallerine itiraz edebilmelerine izin verilmemesini eleştirmiş, Bush yönetimini askerî yargı ve adalet sistemi oluşturma ihtiyacını görmezden gelmekle suçlamış, Amerikan Yüksek Mahkemesi'nin Guantanamo konusunda sivil mahkemeler lehine verdiği karardan duyduğu memnuniyeti dile getirmişti.

***

Dünyaya bir 'jest' yapabilir mi Obama?

Bence yapabilir. Çünkü Guantanamo'nun kapatılması onun için bir 'samimiyet testi' niteliğinde.

Bu kararı hiç vakit geçirmeden almalı ki kendisine verilen krediyi, sorunları çözmek için rahatça kullanabilmeli.

Aksi takdirde Amerika'da bir siyahın 'başkan' olması, gerçekleşen ama kötü yorumlanan bir 'rüya' olarak tarihe geçebilir.

ZAMAN