1. HABERLER

  2. HABER

  3. GÜNDEM

  4. Murat Yeni: 'Gülen Peygamber Değil' Demek Zorunda Kalıyorduk
Murat Yeni: 'Gülen Peygamber Değil' Demek Zorunda Kalıyorduk

Murat Yeni: 'Gülen Peygamber Değil' Demek Zorunda Kalıyorduk

17 yıl Gülen grubunun yönettiği medyada programlar yapan ve 'Maceracı' ismi ile bilenen sunucu Murat Yeni, bir süre öncesine kadar birlikte hareket ettiği Fetullah Gülen grubunu hedef alan açıklamalar yaptı.

27 Nisan 2016 Çarşamba 20:54A+A-

Samanyolu Televizyonunda yaptığı “Maceracı" isimli program ile tanınan sunucu Murat Yeni ilginç açıklamalar yaptı. 2014 yılının son günlerine kadar paralel yapıyı destekleyen açıklamalar yapan Yeni, kayyum yönetimindeki Zaman Gazetesine verdiği röportajda ilginç açıklamalar yaparak Gülen grubunu hedef aldı.

Murat Yeni şunları söyledi:

"Hepsi ayarlanmıştı"

“Darbe girişimi başarılı olsa Türkiye 50 yıl geriye giderdi. Dershane sürecinin hemen arkasından 17-25 Aralık darbe süreci geldi. Bu olaylar esnasında Hizmet, Twitter ile tanıştı. Daha öncesinde Twitter yasaktı. Televizyon bile cemaatin içinde yasaktı. Sosyal medya aracılığı ile nefret oluşturuldu. Bunların hepsi ayarlanmıştı."

"Paralel yapı kargaşa istedi"

Paralel yapının istediği tek şey kargaşaydı ve 2 yıldır masum insanları kullanarak yapmaya çalıştığı da o zaten. Lakin tek hesap edemedikleri bu milletin Sayın Cumhurbaşkanı'na olan büyük sevgi ve güveniydi.. Başaramadılar.

"Bu hareket ümmeti parçaladı"

Bu Türkiye Cumhuriyeti'ne karşı bir yapı… Bu Tayyip Erdoğan meselesi değil. Bu mesele devlete yönelik bir mesele. Sayın Cumhurbaşkanı'mızın dediği bir şey var ya: 'Ümmeti parçaladı…' Bu hareket ümmeti parçaladı.

"Hizmet'ten çıkanın öleceğine inanılır"

Müthiş bir çember var. Bu çember nasıl yapılmış, nasıl oluşmuş bilmiyorum ama, Hizmet'in içindeki insan buradan çıktığı anda öleceğine inanır. Böyle bütün insanlara enjekte ediliyor. Bana sorarsanız sistemi ayakta tutan en alttaki abi ve ablaların özverisi ile oluyor. Onlara da yukarıdan emirler geliyor. Yukarıyı da bize hep; bir yere kadar bilin, diyorlardı. Bir yerden sonrasını da bilmeyin. Bize hep bu söylendi.

"Gülen peygamber değil demek zorunda kalıyorduk"

"Öyle şeyler oluyordu ki; İslamiyet Hizmet demek, Allah inancını Hizmet biliyorlar. Çevremize Fethullah Gülen peygamber değil, demek zorunda kalıyorduk. Öyle bir algı oluşuyordu ki; Hocaefendi olmadan dua, İslam olmaz, inancı oluşturuldu. Hocaefendi için asla hata yapmaz, inancı oluşturuldu."

"Sosyal Pencere hesabı bize kodlar gönderiyordu"

"Sosyal Pencere diye bir yapı oluşturuldu. Sosyal Pencere her gün başlıklar açıyor, belirli klişeler yazıyor. Bize de bu başlıkları tweet atın, deniliyordu. Biz koyun muyduk? Bu şekilde taban yavaş yavaş hazırlandı. Arkasından 17 / 25 Aralık süreci başlatıldı. Bir süre önce hazırlanan taban, bu süreçten sonra tepki vermesi isteniyordu. Bütün bunlara rağmen Hizmet Camiası Erdoğan'a olan sevgisinden yine tepki vermiyordu. O klik yapı bu işi çok sistematik bir şekilde organize ediyor ayarlıyordu ki, bize resmen kodlar gönderiliyordu. Birçok insan istemeden tweet'ler atmak zorunda kaldı. Sosyal Pencere, Zeybek Havası gibi 10-15 tane klik sosyal medya hesapları oluşturuldu. Bununla birlikte oradan gelen mesajlar tabanda kullanıldı. Ve taban nefret etmeye hazır hale getirildi."

"Erdoğan'ı yıkacağız..."

"Erdoğan yıkılacak. Bizi yıkmaya çalışıyor ama biz onu yıkacağız, söyleniyordu. Allah var ben bunu hiç kabul etmedim. Dershane sorunundan sonra 17 / 25 Aralık Süreci gelince tabana her şeyi hazırlayıp sundular. Her şey çok güzel planlandı ve sunuldu."

"Fakir çocukları devlete yerleştirip biatçı yaptılar"

Hizmet kurumları ücrete tabidir. Hizmet içine girmek için burs almanız gerekir. Bu insanlar özel seçildi. Parasız olanları ve hem de zeki olması gerekir. Ben çok iyi biri olabilirim. Ama zeki değilim. Beni alır iki yıllık okulu bitiririm ama beni kurumlara koyar. Bunlar biatçıdır. Biatçıların akıllı olmalarına gerek yok. Sadece verilen emirlere uyan ihtiyaç sahipleri alınır. Varoşunun, köy çocukları alınır.

"Zeki çocukların nerede görev yaptığı bilinmez"

Hem zeki hem de ihtiyaç sahibi isem beni alırlar, farklı bir eğitimden geçirirler. Bunları biz bilmeyiz. Bu çocuklar okuduktan sonra nerededirler? Nerede görev yapmaktadırlar? Ben çok sorguladım, bu zeki çocuklar nerede, diye kılıf şu: Onları yurt dışına yolluyoruz… Buna da hicret derler. Nerede kim için görev yaparlar bilinmez… İnanılmaz girift bir yapı var. Bu nasıl bir sistemdir anlamak imkansızdır. Kesinlikle bu sistem bizim insanımızın düşüneceği bir sitem değildir. Bu sistemi bu insanlar kurgulayamazlar. Benim milletim açıktır, benim milletim sır saklayamaz. Bu kadar kapalı asla olamaz.

HABERE YORUM KAT

5 Yorum