1. HABERLER

  2. HABER

  3. HUKUK

  4. Mısır Çarşısı'ndaki patlamaya ilişkin Pınar Selek ve Abdülmecit Öztürk hakkındaki beraat kararı bozuldu
Mısır Çarşısı'ndaki patlamaya ilişkin Pınar Selek ve Abdülmecit Öztürk hakkındaki beraat kararı bozuldu

Mısır Çarşısı'ndaki patlamaya ilişkin Pınar Selek ve Abdülmecit Öztürk hakkındaki beraat kararı bozuldu

Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 1998'de Mısır Çarşısı'nda 7 kişinin öldüğü, 127 kişinin de yaralandığı patlamaya ilişkin davada, sanıklar Pınar Selek ve Abdülmecit Öztürk hakkında verilen beraat kararlarını bozdu.

22 Haziran 2022 Çarşamba 09:47A+A-

AA muhabirinin edindiği bilgiye göre kurul, İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesinin sanıklar Selek ile Öztürk hakkında verdiği beraat kararına ilişkin incelemesini tamamladı.

Kurul, yerel mahkemenin direnme kararı üzerine verdiği beraat kararını yerinde bulmayarak sanıkların eylemlerinin, olay tarihinde yürürlükte olan 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 125. maddesinde belirtilen "devlet güvenliğine karşı suç" kapsamında olduğu gerekçesiyle bozdu.

Bu kararın ardından sanıklar, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle yeniden yargılanacak.

Yargıtay Ceza Genel Kurulunun kararının gerekçesi daha sonra yazılacak.

Davanın geçmişi

İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi, Eminönü'ndeki Mısır Çarşısı'nda 1998'de 7 kişinin öldüğü, 127 kişinin yaralandığı patlamaya ilişkin davada, "patlamaya bombanın mı yoksa LPG'nin mi neden olduğunun kesin tespitinin yapılamadığı" gerekçesiyle Pınar Selek hakkında beraat kararı vermişti.

Yargıtay 9. Ceza Dairesi, Selek'in "sosyolojik araştırma yapma" adı altında silahlı terör örgütü üyeleri ile irtibata geçtiği, örgütün amacı doğrultusunda bombayı yerleştirdiğinin anlaşıldığını belirterek, beraat kararını bozmuştu. Daire, eylemin, örgütün ülke genelindeki organik bütünlüğü ve toplumdaki etkinliği de nazara alındığında suç tarihinde yürürlükte bulunan 765 sayılı TCK'nin 125. maddesinde tanımlanan "devlet güvenliğine karşı suç"u oluşturduğuna hükmederek, Selek'in bu madde kapsamında ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmasını istemişti.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, dairenin kararına itiraz etmesi üzerine dosya, Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gelmişti. Başsavcılığın itiraz başvurusunda, patlamanın nedeninin tam olarak tespit edilemediği savunularak, İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesinin beraat kararının yerinde olduğu savunulmuştu. Başsavcılığın itirazını reddeden Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 2010 yılında 9. Daire'nin bozma kararının yerinde olduğuna hükmetmişti.

Bunun üzerine davayı tekrar gören İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi, 9 Şubat 2011'deki duruşmada, Yargıtay 9. Ceza Dairesinin, sosyolog Pınar Selek ile Abdülmecit Öztürk hakkında verilen beraat kararının bozulması yönündeki kararına karşı direnmiş, diğer sanıklar Kadriye Fikret Sevgi, Heval Öztürk ve Maşallah Yağan açısından ise bozma ilamına uyulmasını kararlaştırmıştı. Mahkeme, 22 Kasım 2012'deki duruşmada ise Pınar Selek ve Abdülmecit Öztürk hakkındaki beraat kararında direnmekten vazgeçmişti.

İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi, 24 Ocak 2013'te görülen son duruşmada, tutuksuz yargılanan Selek'in "devletin hakimiyeti altındaki toprakların bir kısmını devlet idaresinden ayırmaya matuf eylemde bulunmak" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmasına karar vermişti. Heyet, Selek hakkında yakalama kararı da çıkarmıştı.

Mahkeme Başkanı Vedat Yılmazabdurrahmanoğlu ise Selek'in beraat etmesi gerektiğini belirterek karara muhalif kalmıştı.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı 2 Ocak 2014 tarihli tebliğnamesinde, Selek hakkındaki hapis cezasının onanmasını istemişti. Yargıtay 9. Ceza Dairesi ise 11 Haziran 2014'te dosyayı usul yönünden bozarak yerel mahkemeye göndermişti.

İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesinin yeni yasayla kapatılması üzerine dava dosyası, İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesine gelmiş ve bu mahkemenin ilk duruşmasında, Selek ile ilgili verilen yakalama emri kararının kaldırılmasına hükmedilmişti.

İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi, 19 Aralık 2014'te sanıkların atılı suçu işlediklerine dair mahkumiyetlerine yetecek ölçüde kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği gerekçesiyle sanıkların beraatine karar vermişti.

 

 

HABERE YORUM KAT