1. HABERLER

  2. HABER

  3. Merve Kavakçı: "Benim 28 Şubat'ım Sürüyor"
Merve Kavakçı: Benim 28 Şubatım Sürüyor

Merve Kavakçı: "Benim 28 Şubat'ım Sürüyor"

13 yıl sonra ilk kez TBMM'ye gelen Kavakçı, 28 Şubat'ta yaşadıklarını anlattı.

20 Ekim 2012 Cumartesi 00:24A+A-

Merve Kavakçı, 13 yıl sonra tekrar Türkiye Büyük Millet Meclisi'ndeydi. Ancak bu kez milletvekili sıfatıyla değil, bir 28 Şubat mağduru olarak TBMM’ye geldi. Peki Merve Kavakçı, dönemin DSP'li milletvekillerince Genel Kurul'da protesto edilmesini, yaşanan o krizi, o günü, nasıl nitelendirdi?

Yüksek Seçim Kurulu'ndan İstanbul milletvekili olarak mazbatasını almış olan Merve Kavakçı, "O gün yaşananların adı, konulmamış bir darbedir" dedi.

Merve Kavakçı 13 yıl sonra tekrar Türkiye Büyük Millet Meclisi'ndeydi. Başörtüsü ile girdiği Meclis Genel Kurul Salonu'ndan çıkmak zorunda bırakılan 28 Şubat döneminin Fazilet Partisi milletvekili Merve Kavakçı, Darbeleri Araştıran Komisyonu’na konuk oldu.

“Benim 28 Şubat’ım Devam Ediyor''

''İlk defa sade vatandaş olarak davet edilmekten memnuniyet duyuyorum. Benim, 28 Şubatım devam ediyor” diyen Kavakçı, o dönemde genel kurulda yaşanan yemin krizini şu cümlelerle ifade etti:

“Seçilmiş bir milletvekilinin ant içerek görevini yapması engellenmiştir, nefret suçu işlenmiş, adı konmamış darbe gerçekleşmiştir"

“Kutan ‘Yemin Etmeyeceksin Yoksa…”

Recai Kutan'ın kendisini, odasına çağırıp, yemin etmeyeceksin dediğini, aksi halde askeri müdahale yapılacağı duyumunu ilettiğini komisyona anlattı.

Bülent Ecevit’in Genel Kurul’da söylediği “Haddini bildirin” sözleri için Merve Kavakçı, "Kadına haddini bildirin sözleri siyasi linçin startıdır. Medya bu görevi üstlendi” dedi.

“Yalnızlaştırıldım”

Kavakçı, o dönemde yalnızlaştırıldığını ifade ederek, "Devlet makinesi benden kötü örnek çıkarmak istedi. Şahsi itibarsızlaştırma prosüdürünü başlattı” diye konuştu.

O Dönem Ailesine Yaşatılanları da Anlattı

Merve Kavakçı, o dönemde ailesine yaşatılanları ise şu sözlerle dile getirdi:

“Evimin önünde bekleyen basın mensupları parmaklarını hiç çekmeden zile basıyordu. Ben o dönem can güvenliğim tehdit altında olduğu için evden ayrılmıştım. Kızlarımın okullarına gittiler. Başörtülü olup olmadıklarını araştırdılar. Oradaki öğrencilere ‘Türkiye laiktir laik kalacak’ sloganları attırdılar. Bunun üzerine okul yönetimi bana bir süre çocuklarımı okula göndermememi önerdi. Çocuklarımı okula göndermeyince bu kez gerici olmak ve çocuklarımı okutmamakla suçlandım."

TRT Haber

HABERE YORUM KAT