Kürtçe’nin Zenginliği ve Dili Doğru Kullanmanın Güzelliği –2
Haksöz sitesinde 29 Eylül günü yayınlanan “Behra Hêşin” adlı şiire yazılan yorumlardan dolayı yazmak zorunda kaldığımız bu yazımızın birinci bölümünde, Kürtçe’de “yeşil” renginin iki ayrı karşılığı olduğunu, bu sözcük Kürtçe’de “kesk” olduğu halde “tabiî yeşil” için “hêşin” sözcüğünün kullanıldığı görmüştük.
Şiire yorum yazıp da bizim Kürtçe’yi yanlış kullandığımızı savunan kardeşlerimizin ileri sürdüğü gerekçelerden biri de, Arapça ve Farsça’da “-i” ve “-ul” şeklinde olan iyelik ekinin Kürtçe’de “-ê” olduğu, dolayısıyla “Yeşil Deniz” isim tamlamasının “Behra Hêşin” olarak değil, “Behrê Hêşin” olarak yazılması ve telaffuz edilmesi gerektiğiydi. Bu yorumları okuduktan sonra, kardeşlerimin, Kürtçe’nin Türkçe, Moğolca, Uygurca, Macarca ve Fince gibi Ural – Altay Dil Ailesi’ne ait bir dil olmadığı, Kürtçe’nin Farsça, Hintçe, Urduca, Almanca, İngilizce ve Fransızca gibi Hind – Avrupa Dil Ailesi’ne ait bir dil olduğu gerçeğini dikkatlerinden kaçırdıklarını, Kürt dilinde, tıpkı Almanca ve İngilizce’de veya Hami – Sami Dil Ailesi’ne mensup Arapça’da olduğu gibi sözcüklerin “erkeklik” ve “dişilik” özelliklerinin olduğunu bilmediklerini fark ettim.
Hayretler içinde kalarak, gıpta ederek okuyacağınız bu bölümde Kürtçe’deki “erkeklik” ve “dişilik” konusunu işleyeceğiz.
KÜRTÇE SÖZCÜKLERDEKİ “ERKEKLİK” VE “DİŞİLİK”, ALMANCA VE İNGİLİZCE’DEKİNDEN ÇOK DAHA KAPSAMLI BİR KONUDUR
Kürtçe sözcüklerde, tıpkı İngilizce ve Almanca sözcüklerde olduğu gibi “eril” (maskulinum) ve “dişil” (femininum) ayrımı vardır. İngilizce ve Almanca’da sözcükler “erkek”, “dişi” ve “nötr” (cinsiyetsiz, neutral) olmak üzere üçe ayrılırlar. Bu durum İngilizce’de “he, she, it”, Almanca’da ise “der, die, das” ve “er, sie, es” artikelleriyle kendini gösterir. Buna mukabil Kürtçe’de “cinsiyetsiz” (nötr) sözcük yoktur, doğada ve fıtratta olanla uyumlu bir şekilde sadece iki cinsiyet vardır; “nêrin” (eril, müzekker) ve “mêhin” (dişil, müennes).
İngilizce sözcüklerdeki cinsiyet konusu aslında çok basittir, küçük bir çocuğun anlayabileceği derecede basit bir şekilde düzenlenmiştir. Onların dilinde “erkeklik” (he) ve “dişilik” (she) ayrımı sadece insanlar arasında vardır. İnsanlar dışındaki bütün canlı (hayvan, bitki) ve cansız varlıklar için “nötr” cinsiyet olan “it” sözcüğünü kullanırlar. İngilizce’deki cinsiyet olayı, üzerinde bilimsel ve gramatik bir inceleme yapmaya değmeyecek kadar basit bir ayrımdır.
Ancak Almanca’da durum böyle basit değildir. İngilizce’nin aksine Almanca’da bu konu, üzerinde ciddî olarak durulması, iyi ve dikkatli bir gramatik tahlile tabi tutulması gereken bir mevzudur. “Sözcüklerde cinsiyet” konusu, Almanca’da, tıpkı Kürtçe’de olduğu gibi, o dilin en zengin, en ilginç ve en çok merak uyandıran unsurudur. Almanca’yı öğrenmeye başlayan bir insan, kişiden kişiye değişebilir, yerine göre altı ay, bir yıl veya en çok iki yıl içinde bunu başarabilir ancak “artikel” ( der, die, das / er, sie, es) olarak adlandırılan cinsiyet konusunu öğrenmesi, sözcükleri cinsiyete göre doğru kullanabilmesi – hiç abartmasız - 15 – 20 yılını alabilir ki bugün Almanlar’ın kendileri bile bu konuda sıkıntıya düşmektedirler.
Almanca sözcüklerin cinsiyet özellikleri, o sözcükle kastedilen nesnenin yapısına göre düzenlenmiş değildir; aksine, sözcüğün kendisinin yapısına göre düzenlenmiştir. Başka bir ifadeyle, sözü edilen nesne değildir dikkate alınan. Sözcüğün ince mi kalın mı olduğu, kulağa nasıl geldiği, kaba mı yoksa zarif mi bir sözcük olduğu gözönünde bulundurularak o sözcüğün “erkek” (männlich), “dişi” (weiblich) veya “cinsiyetsiz” (geschlechtslos) olduğuna karar verilmiştir.
Misal vermek gerekirse: Almanca’da masa için erkek, gözlük için dişi, ev için de nötral artikel kullanılır:
der Tisch: masa (erkek)
die Brille: gözlük (dişi)
das Haus: ev (cinsiyetsiz)
Dikkat edilecek olursa, böyle bir ayrım yapılırken, o sözcüklerle kastedilen nesnelerin yapısı kesinlikle dikkate alınmamış, “Tisch”, “Brille” ve “Haus” sözcüklerinin ince mi yoksa kalın mı olduğuna, bu sözcüklerin kulağa nasıl geldiğine bakılarak gruplandırma yoluna gidilmiştir. (Dünya üzerinde konuşulan dillerin ilginç özelliklerine meraklı olanlar için küçük bir not: Almanca’da “isim” olan bütün sözcükler büyük harfle başlarlar, bunun illa da “özel isim” olması şart değildir. Almanca’da sadece “fiil, sıfat, edat, bağlaç” gibi sözcükler küçük harfle başlanarak yazılırlar. Yani bizim Türkçe’de küçük harfle yazdığımız “masa, gözlük, ev, sandalye, kapı, taş, bulut, yağmur” gibi sözcüklerin hepsi Almanca’da özel isimmiş gibi büyük harfle başlanarak yazılırlar.)
Bu durum, özel isimlerde daha çok kendini belli etmektedir. Aynı şeyler olan nesnelere farklı cinsiyetler addedilmiştir.
Ülke isimlerini ele alalım. Almanca’da bir ülkenin ismi erkek, bazı ülkelerin isimleri dişi, büyük çoğunluğunun isimleri de cinsiyetsizdirler:
der Iraq: Irak (erkek)
die Türkei: Türkiye (dişi)
die Mongolei: Moğolistan (dişi)
die Tschechei: Çek Cumhuriyeti (dişi)
die Niederlande: Hollanda (dişi)
die Schweiz: İsviçre (dişi)
die Vereinigte Staaten Amerika: Amerika Birleşik Devletleri (dişi)
die Vereinigte Arabische Emirate: Birleşik Arap Emirlikleri (dişi)
Deutschland: Almanya (cinsiyetsiz)
Frankreich: Fransa (cinsiyetsiz)
Österreich: Avusturya (cinsiyetsiz)
Syrien: Suriye (cinsiyetsiz)
Ägypten: Mısır (cinsiyetsiz)
İran: İran (cinsiyetsiz)
Pakistan: Pakistan (cinsiyetsiz)
(Dünya üzerinde konuşulan dillerin ilginç özelliklerine meraklı olanlar için küçük bir not daha: Yeryüzünde 200’den fazla ülke vardır. Almanca’da sadece bir ülke için “erkek” artikel kullanılır ki o da Irak’tır. Koca gezegende sadece Irak “erkek”tir. Aralarında Türkiye’nin de bulunduğu “dişi” ülkelerin sayısı ise iki elin parmakları kadardır. Geri kalan bütün ülkeler cinsiyetsizdirler. Bunun niçin böyle olduğuna dair herhangi bir izahat da yoktur. Öyledir işte, sebepsiz.)
Dikkat edilirse, Irak erkek, Türkiye dişi, İran ise cinsiyetsizdir. Halbuki o da ülkedir, o da, öbürü de. Ancak dediğimiz gibi, bu ayrım yapılırken, sözcükle kastedilen ülkenin yapısı değil, sözcüğün yapısı dikkate alınmıştır.
Aynı şekilde nehir isimlerini ele alalım. Bazı ırmak isimleri erkek, bazıları ise dişidirler:
der Rhein: Ren (erkek)
der Main: Main (erkek)
der Nil: Nil (erkek)
der Euphrat: Fırat (erkek)
die Donau: Tuna (dişi)
die Wolga: Volga (dişi)
die Tigris: Dicle (dişi)
Dedik ki, Almanca’da “erkeklik” ve “dişilik” ayrımı yapılırken, kullanılan sözcüklerle kastedilen nesneler değil, sözcüklerin kendisi dikkate alınmıştır. Kürtçe’de ise tam tersi, sözcüklerin incelik ve kalınlık durumları değil, o sözcüklerle kastedilen nesnelerin yapısal özellikleri dikkate alınarak bir gruplandırmaya gidilmiştir.
İşte bu yüzden, Kürtçe’deki “erkeklik” ve “dişilik” konusu, diğer Hind – Avrupa dilleriyle kıyas bile edilemeyecek derecede bilimsel, zengin ve fıtrata, akla ve mantığa uygundur.
Kürtçe sözcükleri bu açıdan bir incelemeye tabi tuttuğunuzda, bu dile adeta hayran kalacaksınız. Çünkü tabiattaki denge olduğu gibi korunmuştur. Kürtçe öyle bir dildir ki, bilim adamları bu dilin yapısını inceleseler, bilimin henüz keşfetmediği şeyleri bile keşfedebilirler. Tıpkı bir önceki bölümdeki “hêşin” örneğinde olduğu gibi.
Kürtçe’deki “cinsiyet” konusu, bu konudan haberdar olan herkeste Kürtçe öğrenme arzusu doğuracak olan çok enteresan ve cazibe sahibi bir konudur.
KÜRTÇE’DE “ERKEKLİK VE DİŞİLİK”:
Kürt dilindeki “erkeklik ve dişilik” konusunu işleyeceğimiz bu haftaki dersimizde, dersimizin konusunu üç ayrı başlık altında ele alacağız:
1 – Şahıs zamirlerinde erkeklik ve dişilik,
2 – Sözcüklerin yalın halinde erkeklik ve dişilik,
3 – Sözcüklerin çekim halinde erkeklik ve dişilik.
Ele alacağımız ilk iki başlıkta cinsiyet (sexuality) özelliğinin Kürtçe’deki eksistansiyalitesi Almanca ve İngilizce’deki varoluşun aynısıdır. Arada hiçbir fark yoktur. Bu bölümde konuyu takip ederken, Almanca veya İngilizce dersini takip eder gibi yapacaksınız.
Siz sevgili okuyucularımızı hayretler içinde bırakacak, dersi gıpta ederek takip etmenize yol açacak olan, dersin son bölümüdür. Sözcüklerin çekim halinde erkeklik ve dişilik konusunu işleyeceğimiz üçüncü bölümü okuyan herkes okudukları karşısında büyük şaşkınlık yaşayacak, dersi gıpta ederek takip edecek, o bölümü okuyan hiç kimse bir kez okuyup geçmeyecek, o bölümü tekrar tekrar okuyacak ve kendisinde mutlaka ve mutlaka Kürtçe öğrenme arzusu doğuracaktır.
A - Şahıs Zamirlerinde Erkeklik ve Dişilik:
Bir dili – hangi dil olursa olsun – öğrenmeye başlayan kişinin, üzerinde çalıştığı o dille ilgili olarak en kolay, en rahat ve hiç zorlanmadan öğrenebileceği konu, “şahıs zamirleri” konusudur. Bu husus, öğrenmeye başlanan dilin sadece en basit konusu değil, aynı zamanda mutlaka ilk öğrenilen hususlar arasında olur.
Kürtçe’deki şahıs zamirleri ile ilgili olarak bilmemiz gereken iki nokta var:
1 - Kürtçe’deki şahıs zamirlerinde, tıpkı Almanca ve İngilizce’de olduğu gibi “üçüncü tekil şahıs” zamirinde “erkeklik ve dişilik” ayrımı vardır. Bu zamir (“o” zamiri) Almanca ve İngilizce’de “erkek, dişi ve cinsiyetsiz” olmak üzere üç şekilde karşımıza çıkar (Almanca’da “er, sie, es”, İngilizce’de ise “he, she, it” şeklinde). Ancak yukarıda da belirttiğimiz üzere nötral cinsiyetin bulunmadığı Kürtçe’de “üçüncü tekil şahıs”, iki ayrı cinsiyette, “eril” ve “dişil” olarak kullanılmaktadır.
2 – Dünyanın bütün dillerinde (tanıdığımız, bildiğimiz dilleri baz alıyoruz; hiç duymadığımız ve hakkında en ufak bilgimizin olmadığı diller hakkında yorum yapmayız) sadece bir çeşit “şahıs zamirleri” vardır. Hiçbir dilde ikinci bir çeşit “ben, sen, o, biz, siz, onlar” bulunmuyor. Oysa Kürtçe’de bir değil, iki çeşit “şahıs zamirleri” vardır ve KÜRT DİLİ, TANIDIĞIMIZ DİLLER İÇİNDE BÖYLE BİR ZENGİNLİĞE SAHİP OLAN YEGÂNE DİLDİR. Kürtçe’deki bu “çifte zamirler”, dikkat çekici özelliklere sahiptirler, “birinci derece şahıs zamirleri” ve “ikinci derece şahıs zamirleri” adı altında iki ayrı grupta incelenirler.
Şimdi bu şahıs zamirlerini inceleyecek, bu incelemede hem üçüncü tekil şahıstaki cinsiyet ayrımını, hem de Kürtçe’nin iki ayrı çeşit zamirlerini biribirinden ayıran unsurların ne olduğunu tetkik edeceğiz:
Kürtçe’nin birinci derece şahıs zamirleri:
ez (اﺯ): ben
tû (ﺘ۔ﯘ): sen
ew (اﮦ ﻭ): o (erkek)
ewa (اﮦ ﻭا): o (kadın)
em (اﻢ): biz
wûn (ﻭﯘن): siz
ewan (اﮦ ﻭان): onlar
Kürtçe’nin ikinci derece şahıs zamirleri:
mın (ﻤ۔ن): ben
te (ﺘ۔ﻪ): sen
wi (ﻭﻯ): o (erkek)
wê (ﻭﺉ): o (kadın)
me (ﻤ۔ﻪ): biz
we (ﻭﮦ): siz
wan (ﻭان): onlar
Görüldüğü üzere üçüncü tekil şahıslarda erkeklik ve dişilik ayrımı, “ew / ewa” ve “wê / wi” zamirleriyle ifade edilmektedir. Kürtçe’de “o geldi, o gitti, o biliyor, o akıllıdır, o öldü” dediğiniz zaman, bahsettiğiniz kişinin erkek mi yoksa kadın mı olduğunu ayrıca belirtmenize hiç gerek olmadan sadece zamire bakarak anlayabilirsiniz. Birkaç örnek vermek gerekirse:
ez dûxwinım (ﺩﯘﺨ۔ﻭﮃﻧ۔۔ﻢ اﺯ): ben okuyorum
tû dızani (ﺩﻩ ﺯاﻧ۔ﯥ ﺘﯘ): sen biliyorsun
ew bazdıde (ﺑ۔ﺎﺯﺩﺩﻩ اﻩﻭ): o koşuyor (koşan kişi bir erkek)
ewa bazdıde (ﺑ۔ﺎﺯﺩﺩﻩ اﻩﻭا): o koşuyor (koşan kişi bir kadın)
em gerê bıçın (ﺑ۔ﭽ۔۔ﻦ ﮔ۔ﺮﺉ اﻡ): biz gitmeliyiz
wûn tıştek famnakın (ﻓﺎﻤﻧﺎﻜ۔ﻦ ﺘﺸﺗﮏ ﻮﺆﻦ): siz hiçbir şeyi akledemiyorsunuz
ewan gelki zanane (ﺰﺍﻧﺎﻧ۔ﮫ ﮔﻠﮑ۔ﻰ ﺍﻩﻮﺍﻦ): onlar bilinçli bir halktır
mın bızanyane ha dıkır (ﺪﮐﺮ ﻫ۔ﺎ ﺑﺰﺍﻨﻴﺎﻨﺎ ﻤﻦ): ben bilseydim öyle yapar mıydım
te gotınek xweş got (ﮔﯘﻮﺖ ﺨﻮﺶ ﮔﯘﻮﺘﻨﮏ ﺘ۔ﻪ): sen çok hoş bir söz söyledin
wi qe şermnekır (ﺷ۔ﺮﻤﻨﮑ۔ﺮ ﻘﻪ ﻮﻰ): o hiç utanmadı (utanmayan kişi bir erkek)
wê qe şermnekır (ﺷ۔ﺮﻤﻨﮑ۔ﺮ ﻘﻪ ﻮێ): o hiç utanmadı (utanmayan kişi bir kadın)
me bawerê vi dozêkıriye (ﺪﻮﻮﺯﻴﮑ۔ﺮﻴﻴﻪ ﭭﻰ ﺑ۔ﺎﻮﺮﻲ ﻤﻪ): biz bu dâvâya inanmışız
we heya nha çıkır (ﭽ۔ﮑ۔ﺮ ﻨﻬﺎ ﻫﻴﺎ ﻮﻩ): siz şimdiye kadar ne yaptınız
wan neqarinın (ﻨﻘﺎﺮﻴﻨﻦ ﻮﺍﻦ): onları kızdırmayın
Kürtçe’de “şimdiki zaman” ve “gelecek zaman” fiilleri için birinci derecedeki, “geçmiş zaman” fiilleri içinse ikinci derecedeki şahıs zamirleri kullanılır.
“Nıvısandın” (yazmak) fiilinin “şimdiki zaman” fiil çekimi önündeki şahıs zamirleri birinci derecedekilerdir:
ez dınıvsinım (ﺪﻨﭭﺴﯿﻨ۔ﻡ ﺍﺰ): ben yazıyorum
tû dınıvsini (ﺪﻨﭭﺴﯿﻨﻰ ﺗﯘ): sen yazıyorsun
ew dınıvsinê (ﺪﻨﭭﺴﯿﻨﺊ ﺍﻩﻮ): o yazıyor (yazan kişi bir erkek)
ewa dınıvsinê (ﻨﭭﺴﯿﻨﺊ ﺍﻩﻮﺍ): o yazıyor (yazan kişi bir kadın)
em dınıvsinın (ﺪﻨﭭﺴﯿﻨﻦ ﺍﻡ): biz yazıyoruz
wûn dınıvsinın (ﺪﻨﭭﺴﯿﻨﻦ ﻮﯘﻦ): siz yazıyorsunuz
ewan dınıvsinın (ﺪﻨﭭﺴﯿﻨﻦ ﺍﻩﻮﺍﻦ): onlar yazıyor
“Nıvısandın” (yazmak) fiilinin “geçmiş zaman” fiil çekimi önündeki şahıs zamirleri ise ikinci derecedekilerdir:
mın nıvısand (ﻨﭭﺴ۔ﺎﻨﺪ ﻤﻦ): ben yazdım
te nıvısand (ﻨﭭﺴ۔ﺎﻨﺪ ﺘﻪ): sen yazdın
wi nıvısand (ﻨﭭﺴ۔ﺎﻨﺪ ﻮﻯ): o yazdı (yazan kişi bir erkek)
wê nıvısand (ﻨﭭﺴ۔ﺎﻨﺪ ﻮﺉ): o yazdı (yazan kişi bir kadın)
me nıvısand (ﻨﭭﺴ۔ﺎﻨﺪ ﻤﻪ): biz yazdık
we nıvısand (ﻨﭭﺴ۔ﺎﻨﺪ ﻮﻩ): siz yazdınız
wan nıvısand (ﻨﭭﺴ۔ﺎﻨﺪ ﻮﺍﻦ): onlar yazdı
Şahıs zamirlerinde erkeklik ve dişilik konusunu bu şekilde izah ettikten sonra, şimdi de “isim” olan sözcüklerde cinsiyet konusuna geçelim.
B – Sözcüklerin Yalın Halinde Erkeklik ve Dişilik:
Bu konu, yine dilin en basit konularından biridir ve Arapça veya Almanca’daki cinsiyet konusu gibidir. Türkçe’de böyle bir durum olmadığı için, mesela “öğretmen” dediğiniz zaman bunun erkek mi yoksa bayan mı olduğunu anlayamazsınız. Bunu anlatabilmeniz için, “öğretmen” isminin önüne “erkek” veya “bayan” sıfatını koymak zorundasınız. Bahsettiğiniz kişiyi cinsiyetiyle beraber tarif etmek istediğiniz zaman, Türkçe’de minimum iki kelime sarfetmek durumundasınız. Oysa Arapça, Almanca ve Kürtçe’de bunu “tek kelimeyle” yapabilirsiniz:
Arapça’da “öğretmen”:
muallim: öğretmen (erkek öğretmen)
muallime: öğretmen (bayan öğretmen)
Almanca’da “öğretmen”:
lehrer: öğretmen (erkek öğretmen)
lehrerin: öğretmen (bayan öğretmen)
Kürtçe’de “öğretmen”:
mamoste: öğretmen (erkek öğretmen)
mamosta: öğretmen (bayan öğretmen)
Görüldüğü gibi bu üç dilde sadece “öğretmen” dediğinizde bile kastettiğinizin erkek öğretmen mi yoksa bayan öğretmen mi olduğu anlaşılıyor. Bunu izah edebilmek için isim olan “öğretmen” sözcüğüyle birlikte “erkek” veya “bayan” sıfatlarını kullanmaya gerek yoktur.
YAZIYA YORUM KAT