1. HABERLER

  2. HABER

  3. GÜNDEM

  4. “Kürt Bölgesine İlişkin Politikalar, Öngöremeyeceğimiz Sonuçlar Doğurabilir”
“Kürt Bölgesine İlişkin Politikalar, Öngöremeyeceğimiz Sonuçlar Doğurabilir”

“Kürt Bölgesine İlişkin Politikalar, Öngöremeyeceğimiz Sonuçlar Doğurabilir”

​​​​​​​Özgür-Der Diyarbakır Şube Başkanı Süleyman Nazlıcan, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

29 Ekim 2017 Pazar 16:04A+A-

Diyarbakır’dan yayın yapan Radyo Selam’da Zafer Burakmak’ın hazırlayıp sunduğu programda konuşan Özgür-Der Diyarbakır Şube Başkanı Süleyman Nazlıcan, Irak Kürdistan’ında yaşanan süreçte Türkiye’nin yaklaşımı, 15 Temmuz darbe girişimi sonrası yaşanan süreçte hukuk, İdlib, Suriyeli düşmanlığı ve ABD-Türkiye gerginliğine kadar birçok konuda görüş bildirdi.

“TÜRKİYE’NİN KÜRT BÖLGESİNE İLİŞKİN POLİTİKALARI, ÖNGÖREMEYECEĞİMİZ SONUÇLAR DOĞURABİLİR”

Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nin bağımsızlık referandumu sonrası Türkiye’nin bölge siyasetinde ulusalcı bir yaklaşım sergilediğini belirten Süleyman Nazlıcan, “Şuan yürütülen siyaset, uzun vadede büyük sorunlara çözüm olabilecek bir siyaset değil. Tamamen günü birlik, bazı aktörleri saf dışı bırakma, etkisiz hale getirme ve zaman kazanma amaçlı yürütülen bir politikadan söz ediyoruz.” dedi. Ancak bu yöntemin doğru olmadığını belirten Nazlıcan, “Bu coğrafyanın kaderi, bu kadar çabuk tüketilerek ucuz hesaplara kurban edilecek bir noktaya getirilmemeliydi. Bu üzüntü verici. Siyasi aktörlerin maalesef gerçekliğimizle örtüşmeyecek bu tutumları onların ya siyaseten kendilerini tüketmelerine sebep olacak ya da Allah korusun öngöremeyeceğimiz çok farklı sonuçlarla bizi karşı karşıya getirebilir diye düşünüyorum.” ifadelerini kullandı.

“KARDEŞLİĞİMİZİ BESLEYEN POLİTİKALAR UYGULANMALI”

Nazlıcan, Türkiye’nin Kürt yönetimini terbiye etmek için yaptığı kimi yaptırımların Türkiye’ye de zarar verdiğini belirtirken bu zararların salt ekonomik olmadığı uyarısında bulundu; “Bizim de kaybımız var. Ve bu kayıp sadece ekonomik değil. Bu yaklaşım, bizim tarihsel ve toplumsal gerçeğimizden hareketle duygusal kopuşlar oluşturabilir. Son süreç, birbirimizle ilgili duyduğumuz kuşkuları körükleyen ve umutlarımızı törpüleyen bir netice ortaya çıkardı. Düne kadar birlik, beraberlik, ümmet ve ortak coğrafya vurgusu yapmamız bu bahsettiğimiz süreçte çok da gerçekçi bir noktada olmadığımızı gösterdi. Dolayısıyla şuan geldiğimiz nokta itibariyle uygulanan siyasetin, yanlışlığı ortada. Biz bin yıldır Kürtlerle, Türklerle, Farslarla, Araplarla birlikte bu coğrafyada yaşadık ve belki bin yıl daha sürecek. Bu nedenle bizim kardeşliğimizi besleyen siyasetleri ortaya koymamız gerekiyor.”

HUKUKİ SÜREÇLERDE ADALET ÇAĞRISI

15 Temmuz’da yaşanan kanlı darbe girişimi sonrası FETÖ ile mücadele adı altında yaşanan süreçte, tümüyle belirtilen hedeflerle odaklanıp odaklanmadığına dair soru işaretleri olduğunu belirten Nazlıcan, “Yaşanan süreçte şahit olduğumuz birçok örnek, bu işin kıyısından köşesinden bile ilgisi bulunmayanların da sürece dahil edildiğini ve mağduriyetlere neden olunduğunu gösteriyor. İhraç ve açığa almalarda da böyle bir yöntem uygulandı. Bununla beraber ilan edilen olağanüstü durum, Türkiye’yi bambaşka bir algısal noktaya taşıdı. Beka meselesi üzerinden en küçük bir şüphenin dahi büyütülüp komplo teorileri geliştirildiğini ve siyasetin daha çok buna dayandırıldığını görüyoruz. Eğer siz her şeyi beka meselesi üzerinden kodlayarak yapılan her eleştiriyi, sivil toplumu, farklı kesimlerdeki sizin gibi düşünmeyenleri hizaya getirecek bir çaba içerisinde olursanız bu sizin kendinizi güvene aldığınız anlamına gelmez. Aksine kuşkuları artırıp sizi seven ya da sevmeyen kesimlerin daha farklı noktalara taşıyacağınız anlamına gelir. Kendinize düşman üretirsiniz.”

Almanya ya da ABD’nin FETÖ suçlularını teslim etmemesi durumunda Türkiye’nin de buna karşı bu devletlere yakın kesimleri tutuklamasının adil olmadığını belirten Nazlıcan, “Eğer suçu sabitse, darbeyi beslediklerine dair delilleriniz varsa suçlu cezasını çekmeli ama bunca zamana rağmen (Büyükada’daki STK toplantısı tutuklamalarında) yeterli delilleri sunamadıktan sonra tahliye geliyorsa hukuk düzeninin iyi işlemediği görülüyor.” dedi.

Hukukun doğru işletilememesinin tehlikeli olduğunu vurgulayan Nazlıcan, hukukun bir silah olarak kullanılmasının yanlışlığına vurgu yaptı ve bu yöntemin, yarın bunu uygulayanların başlarına da bela olabileceğini söyledi.

İDLİB’TEKİ GELİŞMELER

Astana ile birlikte anlaşmaya varıldığı söylenen çatışmasızlık bölgelerinin aldatıcı olduğunu kaydeden Nazlıcan, Esed rejiminin birçok zamanlar bu taktiğe sığındığını ve çatışmasızlık ilan edilen yerlerde Ruslarla birlikte saldırılarını sürdürdüğünü vurguladı. Nazlıcan, Türkiye’nin Suriye politikasında, geçmişte yaptığı gibi mazlum Suriye halkından yana bir tavır koyması gerektiğini vurguladı.

"SURİYELİ DÜŞMANLIĞI ÖNYARGILARA VE ALGILARA DAYANIYOR"

Polis Akademisinde görevli öğretim üyelerince hazırlanan "Suriyeli Sığınmacılara Dair Tehdit Algısı: Önyargılar ve Gerçekler" başlıklı rapora dikkat çekildiği programda Nazlıcan, raporun Suriyeli düşmanlığının yalanlar ve algılar üzerinden yürütüldüğünü kanıtladığını belirtti. CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu ve MHP’li Sinan Oğan gibi siyasetçilerin, Suriyeli sığınmacılara yönelik saldırgan tutumlarının verilere dayalı olmayan bir düşmanlık algısı üzerinden yükseldiğinin birkez daha kanıtlandığını belirten Nazlıcan, “Suriyeli kardeşlerimizle bugüne kadar ciddi anlamda olumsuz bir şey sudür olmadı bizlere. Ancak siyaseten kullanmak için bilinçli bir algı oluşturulmaya çalışıldı, çalışılıyor.” dedi.

HÜKÜMET, ABD GERGİNLİĞİNE YENİK DÜŞMEMELİ

Türkiye’nin 15 Temmuz darbe girişiminde ABD’nin dahlini açık bir şekilde gördüğünü belirten Nazlıcan, karşı adımların dikkatli bir şekilde yürütüldüğünü gözlemlediklerini söyledi. Darbeye karışmış dış bağlantılı kişilere yönelik soruşturmaların sağlam yürütülmeye çalışıldığını kaydeden Nazlıcan, ABD İstanbul Konsolosluğu çalışanı Metin Topuz’un tutuklanması ardından gösterilen “vize tepkisinin hedefin vurulduğu anlamına geldiğini” belirtti. Hükümetin, ABD ile ilgili politikasının olumlu olduğunu belirten Nazlıcan, bu politikadan geri adım atılmaması gerektiği vurgulandı. ABD ile gerginliğin kısa vadede yaşanan krizlere rağmen orta ve uzun vadede Türkiye’nin lehine olduğunu belirten Nazlıcan, hükümetin bu konuda desteklenmesi gerektiğini kaydetti.

HABERE YORUM KAT

1 Yorum