1. HABERLER

  2. İSLAM DÜNYASI

  3. TUNUS

  4. Kays Said yetkiyi mi kullanıyor gücü mü?
Kays Said yetkiyi mi kullanıyor gücü mü?

Kays Said yetkiyi mi kullanıyor gücü mü?

Ahmet Varol, Mısır'daki darbeye özenen Kays Said'in attığı son adımları ve Tunus'taki gelişmeleri değerlendiriyor.

01 Nisan 2022 Cuma 13:30A+A-

Ahmet Varol / Yeni Akit

Kays Said yetkiyi mi kullanıyor gücü mü?

Mısır’da askeri darbe yoluyla iktidarı ele geçiren sonra da silahın gücünü kullanarak tam bir diktatörlük tesis eden Abdülfettah Sisi’ye özenerek Tunus’ta, Burgiba ve Bin Ali dönemindeki gibi tek adam diktatörlüğünü geri getirmeye çalışan Kays Said 25 Mayıs 2021 tarihinde gerçekleştirdiği sivil darbede, Anayasanın 80. maddesinin kendisine verdiği yetkiyi kullandığını iddia etmişti. Ülkenin en yetkili hukukçuları söz konusu maddenin ona bu yetkiyi vermediğini bütün ayrıntılarıyla ve delilleriyle ortaya koymuş, biz de muhtelif yazılarımızda onların yaptığı açıklamalardan söz etmiş, verdikleri bilgilerin bazı özetlerini aktarmıştık. 

Ancak Kays Said, söz konusu darbede parlamentonun çalışmalarını askıya almış ve Anayasanın kendisine parlamentoyu ilga yetkisi vermediği için bu yola başvurduğunu söylemişti. Böyle bir açıklama yapmasının iki yönü vardı. Birinci yönü kendisinin Anayasanın verdiği yetkinin sınırlarını aşmadığı mesajı vermekti ki aslında burada da çarpıtma yaptığı bilinmektedir. Çünkü daha önce muhtelif yazılarımızda da dile getirdiğimiz üzere bu maddenin cumhurbaşkanına tanıdığı yetki, ülkenin geleceğiyle ilgili ciddi tehlike ortaya çıkması durumunda başbakan ve meclis başkanına danışarak olağanüstü hal ilan etme yetkisidir ve bu da bir aylık süreyle sınırlandırılmıştır. Bu sürenin dolmasından sonra, cumhurbaşkanının değil parlamento üyelerinden 30 kişinin Anayasa Mahkemesi’ne başvurmasıyla ancak bu mahkeme tarafından uzatma kararı verilebilir. Ama tabii, Said’in Anayasa Mahkemesi’nin kurulmasını bile engellemesi işlerin çetrefil hale gelmesine sebep olduğu için o bu mahkemenin yetkilerini de çalışmaları askıya alınan parlamentonun yetkilerini de hiçbir hukuki gerekçeye dayanmadan kendi eline aldı. 

Fakat Said’in, Anayasanın kendisine parlamentoyu ilga etme yetkisi vermediğini söylemesi bir diğer yönüyle de itiraf niteliği taşıyordu. Bu itirafını bir kere yapmadı. Muhtelif vesilelerle defalarca tekrar etti ve bütün bu itiraflarının kayıtları hukukçuların ve basın mensuplarının arşivlerinde mevcuttur. 

Ne var ki, Meclis Başkanı Raşid El-Gannuşi’nin başkanlığında 28 Mart’ta toplanan Meclis Ofisi üyelerinin çağrısıyla parlamento üyelerinin 30 Mart 2022’de düzenledikleri çevrim içi toplantıda, olağanüstü döneme ait kararların iptaline dair teklifi görüşüp kabul etmesi üzerine Said, parlamentoyu feshettiğini açıkladı. Böylece, kendi ağzıyla defalarca itiraf ettiği üzere Anayasanın kendisine kesinlikle yetki vermediği bir konuda karar vermiş oldu. Bu da hukuku bütünüyle askıya aldığını, tamamen mafya yöntemiyle hareket ettiğini, yetkiyi değil gücü kullandığını gözler önüne seren yeni bir gelişme oldu. 

Said, şimdi de adeta daha önce gözünden kaçan bir şey keşfetmiş gibi hareket ederek Anayasanın 72. maddesinin kendisine verdiği yetkiyi kullandığını söylüyor. Geçmişte defalarca kez, Anayasanın kendisine böyle bir yetki vermediğini itiraf eden bir Anayasa profesörünün bugün kalkıp da 72. maddenin verdiği yetkiyi kullandığını söylemesi tam bir saçmalıktır. Anayasayı adı gibi bilmesi ve yorumlayabilmesi gereken bir “Anayasa profesörü” şimdiye kadar 72. maddeyi görememiş de, parlamentonun kendisini rahatsız eden toplantısından sonra keşfetmiş! 

Zaten Tunus’un en etkili hukukçuları da söz konusu maddenin cumhurbaşkanına böyle bir yetkiyi kesinlikle vermediğini, hatta parlamentonun feshine dair hiçbir içeriğe sahip olmadığını, Cumhurbaşkanının devletin birliğinin sembolü, bağımsızlığının güvencesi olduğu  ve Anayasayı korumakla sorumlu olduğu hakkında genel bir hüküm içerdiğini, parlamentonun feshi konusuna hiç değinmediğini dile getiriyorlar. 

Hukukçuların dikkat çektiği bir diğer saçmalık ise Said’in, parlamento üyelerinin çevrim içi toplantılarını “başarısız bir darbe girişimi” olarak tanımlaması. Oysa bütün herkesin gördüğü üzere asıl darbe parlamentonun çalışmalarının dondurulması ve parlamentodan güvenoyu almış hükümetin görevden alınması suretiyle tek adam diktatörlüğüne gidilmesidir. 

Etiketler : , ,

HABERE YORUM KAT