Ehud Olmert, İsrail'in müstafi başbakanı. Hakkındaki yolsuzluk iddialarından sonra başbakanlıktan istifa etti geçtiğimiz 21 Eylül'de. Ancak, İsrail Anayasası'na göre "yeni" hükümet kuruluncaya kadar görevinin başında kalmak zorunda. O da yeni hükümetin bir an evvel işbaşı yapmasını bekliyor zaten.

Fakat "devlet" işleri beklemeye gelmiyor. "Topal ördek" durumunda olsa da başbakanlık koltuğunu terk etmeden önce "önemli" temaslarda bulunuyor Ehud Olmert.

İşte onlardan biri, bugün Rusya'ya yapacağı iki günlük ziyaret...

***

Moskova'da Devlet Başkanı Dmitri Medvedev, Başbakan Vladimir Putin ve Dışişleri Bakanı Sergei Lavrov'la görüşecek olan Olmert'in gündeminde tek bir konu var:

- Rusya'nın İran ve Suriye'ye yapmayı planladığı silah satışları...

Her iki ülke de gelişmiş Rus silah sistemleri satın almak istiyor. Peşinde oldukları silah ise S-300 füzeleri...

Karadan havaya fırlatılan S-300'ler, ülke savunması için hayatî öneme sahip. İsrail, böyle bir satış gerçekleştiği takdirde Ortadoğu'daki güç dengesinin değişeceğinden endişe ediyor.

Şüphesiz kendi açılarından haklı bir kaygı bu...

İran ve Suriye'nin bu silahlara sahip olması, İsrail'in "güçlü" hava taarruz gücünü büyük oranda zayıflatacak çünkü...

Halbuki İsrail, Suriye'ye karşı caydırıcılık vasfını kaybetmek istemiyor.

İran'ın nükleer tesislerini havadan vurmak istediğinde karşısına S-300 savunma füzelerinin çıkmasını da...

***

İsrail, bu konuda Rusya'yı ikna edebilir mi peki?

Sanırım bu konuda kendilerine güvenleri tam. Çünkü ilk adımı Gürcistan'a silah satışlarını durdurma kararı alarak attıklarını düşünüyorlar.

Biliyorsunuz geçen ağustosta Gürcistan'a giren Rus ordusu, İsrail yapımı silah ve askerî teçhizat ele geçirmişti. Bunun üzerine İsrail'i, Gürcistan'a askerî araç, patlayıcı sağlamak ve Gürcü askerlerini eğitmekle suçlamıştı Rusya. Moskova'yı karşısına almak istemeyen İsrail de Gürcistan'a yaptığı silah satışlarını askıya almıştı.

Kısacası, İsrail, benzer bir jesti Rusya'dan bekliyor şimdi.

Moskova'nın bu talebe nasıl karşılık vereceğini zaman içinde göreceğiz.

Fakat burada İsrail'in iki ayaklı bir stratejiyi hayata geçirmek istediği anlaşılıyor.

Bunlardan ilki, Suriye ve İran'ın silahlanmasını engellemek...

Diğeri de Rusya'nın yeniden Ortadoğu'ya "başat" ülke olarak geri dönmesini önlemek...

Malumunuz, Rusya ile Gürcistan arasındaki savaştan sonra ABD'nin Karadeniz'de bayrak göstermesinden rahatsız oldu Moskova. Ardından Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra çekildiği Akdeniz'e geri dönme kararı aldı. Rus donanmasının kullanımı için de Suriye'deki Tartus Üssü'nü yenilemeye başladı.

Rusya'nın askerî gücüyle yeniden Ortadoğu'ya dönmesi İsrail'i oldukça rahatsız etmiş durumda.

İsrail, Moskova'nın siyasî olarak da bölgeye nüfuz etmesinden kaygı duyuyor şimdi. Sovyetler Birliği döneminde olduğu gibi İsrail ve Amerikan karşıtı ülkeleri, grupları yeniden örgütlemesinden çekiniyor yani.

Pek haksız da sayılmaz.

***

Biliyorsunuz Rusya, Filistin ile İsrail arasındaki barış görüşmelerine taraf olan Uluslararası Ortadoğu Dörtlüsü'nün bir üyesi. ABD, AB, Rusya ve BM'nin oluşturduğu grup, Ortadoğu'da kalıcı barışın tesisi için çaba sarf ediyor.

Rusya, geçen yıl kasım ayında ABD'nin Annapolis kentinde yapılan İsrail-Filistin müzakerelerine doğrudan katkı yapmak istiyor. Bu amaçla da 2009 yılında gerçekleştirilecek müzakerelere ev sahipliği yapmak istiyor.

İsrail ise bu gelişmeye sıcak bakmıyor.

Rusya'nın askerî ve siyasî aktör olarak Ortadoğu'ya geri dönmesini istemiyor çünkü...

Bu dönüşü engellemek için de elinden gelen gayreti esirgemiyor. Müstafi başbakanla müzakere yapmak pahasına olsa da...

ZAMAN