1. HABERLER

  2. ETKİNLİK

  3. İskilipli A. Hoca'ya Yönelik İthamlara Protesto
İskilipli A. Hocaya Yönelik İthamlara Protesto

İskilipli A. Hoca'ya Yönelik İthamlara Protesto

Medyada İskilipli Atıf Hoca'ya yöneltilen ithamlar Çorum'da yapılan bir eylemle protesto edildi.

07 Mart 2012 Çarşamba 19:21A+A-

İskilipli Atıf Hoca’ya yönelik medyada yapılan çirkin saldırılara karşı Çorum’daki bazı kuruluşlar bir araya gelerek ortak açıklama yaptılar. Merkez PTT önündeki açıklamaya Memur-Sen Çorum Şubesi, Özgür-Der Çorum Şubesi, İlke-Der ve İlim Yayma Cemiyeti destek verdi. Basın açıklamasını Memur-Sen Çorum Şubesi başkanı Mustafa Başbekleyen yaptı. Başbekleyen açıklamasına, Şehid İskilipli Atıf Hoca’yı anma etkinlikleri çerçevesinde “Resmi ideolojinin sorgulanmasından rahatsız olan zihniyetin karalama ve manipüle çabalarının gözden kaçmadığını” vurgulayarak başladı.

Şehid İskilipli Atıf Hoca’nın yeğenlerinden Mehmet Atıf İmal’in de katıldığı açıklamada, “Özellikle yasalarla, baskılarla kimsenin bu toplumdan uzaklaştırılamayacağını aynı şekilde yasalarla, dayatmalarla da kimsenin zorla sevdirilemeyeceğini düşüncelerinin de benimsetilemeyeceğinin” altı çizildi.

Başbekleyen, “Bu çerçevede 5816 sayılı Atatürk’ü Koruma Kanunu’nun da gözden geçirilmesi gerektiğini ifade ettikten sonra diktatörlük uygulamalarından vazgeçilmesi gerektiğini, toplumun ruh sağlığı açısından baskıcı uygulamaların sona erdirilmesi gerektiğini” vurguladı ve devamında şunları belirtti: “‘Kemalist diktatörlük’ tanımı üzerinden kopartılan fırtınalarla artık gerçeklerin ortaya çıkmasını engelleyemezsiniz. İskilipli Atıf Hoca bu ülkenin en köklü değeri, tarih ve kültürümüzün en temel taşıdır. İskilipli Atıf Hoca’nın bize değil, bizim ve günümüz insanının O’na ihtiyacı vardır. Onun üzerinden İslami kimliğimize ve değerlerimize sahip çıkıp, bu topluma idamlarla, işkencelerle, sürgünlerle, yasaklarla, baskılarla, faili belli cinayet ve katliamlarla acılar yaşatmış olan Kemalist tepeden inmeci zihniyet sorgulanmalı, tarihle yüzleşme ve hesaplaşmanın önünü açacak arşivler halkımızla paylaşılmalıdır. Kimse kirli propagandalarla gerçeklerin üzerini örtmeye, zihinleri bulandırarak hakikatleri karartmaya kalkışmasın. Akıl tutulması içinde olanların halkın aklını bulandırmasına müsaade etmeyeceğiz. Halkımıza ve kamuoyuna saygıyla duyurulur.”

İskilipli Atıf Hoca’ya sahip çıkma eyleminde “Devlet Atıf Hocadan Özür Dilesin!”, “Laik Zorbalık Kesintisiz Sürüyor!”, “Zulüm Tarihiyle Hesaplaşılsın!” yazılı dövizler tutuldu. Eylem “Atıf Hoca Onurumuzdur Koruyacağız!”, “Şehitlerin Yolunu Sürdüreceğiz!”, “Hepimiz Atıf Hocayız!” sloganları ile sona erdi.

Haksöz Haber

img_8054.jpg

img_8056.jpg

img_8052.jpg

img_8055.jpg

Basın Açıklamasının Tam Metni:

Kemalist Manipülasyon ve İftiralar, Gerçeklerin Ortaya Çıkmasını Engelleyemez!

Şehid İskilipli Atıf Hoca’nın anılması ve İstiklal Mahkemeleri hukuksuzluğu üzerinden resmi ideolojinin ve tarih anlatılarının tartışılıp sorgulanması ve hesap sorulması, Kemalist vesayetin takipçilerini oldukça tedirgin etmiş görünüyor!

Son günlerde Atıf Hoca ile ilgili iftira ve manipülasyonlara, din bezirgânları ve resmi tarihçilerden sonra meclis içerisinden kimi vekillerin de can hıraş katıldığına tanık olduk. Atıf Hoca’ya ait mahkeme zabıtlarının ve belgelerin devlet eliyle gizlendiği, mezarının da onlarca yıl saklandığı bir Kemalist gelenek ile karşı karşıyayız. Tıpkı Said Nursi’lerin, Şeyh Said’lerin ve Seyid Rıza’ların ‘hainlikle’, ‘bölücülükle’, ‘çapulculukla’ suçlanıp mezarlarının gizlenmesi gibi.

Dolayısıyla bizler bu açıklama ile Şehid İskilipli Atıf Hoca’ya iade-i itibar ve ona atılan iftiraları ‘belgeler ile temize çıkartma’ ihtiyacı ve kaygısı içinde değiliz.

Kanunlarla insanlar ve düşünceleri yasaklanamaz, yok edilemez ya da zorla benimsetilemez, sevdirilemez.  İstiklal mahkemeleri ile haksız hukuksuz bir şekilde idam edilen Şehit İskilipli Atıf Hoca da hiçbir surette bu halkın gözünden düşürülemez, bağlarından koparılamaz ve değersizleştirilemez. 5816 sayılı Atatürk’ü Koruma Kanunu’nun ne kadar işlevsel ve anlamlı olduğu ise bu vesile ile tartışılması gereken bir uygulamadır.

İskilipli Atıf Hoca Hak ve hakikate şahitliğini düşünceleri ve amelleri ile ortaya koymuş, bedelini canı ile ödemiş şehid bir âlimdir. Rabbimiz katında da, eserlerinde ve mücadelesinde onun İslami kaygılarını idrak eden bizler nezdinde de Atıf Hoca, ona atılmaya çalışılan iftiralardan beridir!

Ancak burada, İskilipli Atıf Hoca ve İstiklal Mahkemeleri her gündeme geldiğinde Mustafa Kemal ve yetkilendirdiği kurumların ısrarla tartışma dışı bırakılması gayretkeşliği dikkatlerden kaçmamaktadır. Aynı kurnazlığa Dersim katliamı üzerinden yaşanan tartışmalarda da tanık olduk.

Ülke yönetiminin ‘faşizm ve şeflik’ modelinde şekillendiği ve dolayısıyla da devletin önemli aygıtlarının ‘ebedi şef’ kararları doğrultusunda hareket ettiği, tek belirleyici otoritenin de yine kendisi olduğu gerçeği, meclis üzerindeki belirleyiciliği ve İstiklal Mahkemelerinin görevine son veren otorite olması, devrim ya da inkılâp adı altında toplumu ve değerlerini hedef alan tüm uygulamalar apaçık ortada iken bu gayretkeşliği anlamak mümkün değildir.

Kuzey Kore’nin ölen diktatörleri ardından baskıyla ağlama yarışına sokulmaları ve gevşek davrananların fişlenip cezalandırılmaları diktatörlük uygulamaları değil midir? Böyle bir toplumun ruh sağlığının bozulmamasına imkân var mı? Aynı şekilde Suriye’de Baas diktatörü Esad’ın fotoğrafının yer aldığı posterlere insanların secde etmeleri ne ile izah edilebilir? Antlar, törenler, büstler eliyle kutsallaştırılan bir kişiye müfredat gereği minik çocuklara mektuplar yazdırılması veya kabrinde defterlere şikâyetler yazılmasının; komik fakat acı diktatörlük uygulamalarından ne farkı vardır?

‘Kemalist diktatörlük’ tanımı üzerinden kopartılan fırtınalarla artık gerçeklerin ortaya çıkmasını engelleyemezsiniz. İskilipli Atıf Hoca bu ülkenin en köklü değeri, tarih ve kültürümüzün en temel taşıdır. İskilipli Atıf Hoca’nın bize değil, bizim ve günümüz insanının O’na ihtiyacı vardır. Onun üzerinden İslami kimliğimize ve değerlerimize sahip çıkıp, bu topluma idamlarla, işkencelerle, sürgünlerle, yasaklarla, baskılarla, faili belli cinayet ve katliamlarla acılar yaşatmış olan Kemalist jakoben zihniyet sorgulanmalı, tarihle yüzleşme ve hesaplaşmanın önünü açacak arşivler halkımızla paylaşılmalıdır.

Kimse kirli propagandalarla gerçeklerin üzerini örtmeye, zihinleri bulandırarak hakikatleri karartmaya kalkışmasın. Akıl tutulması içinde olanların halkın aklını bulandırmasına müsaade etmeyeceğiz. Halkımıza ve kamuoyuna saygıyla duyurulur.

Memur-Sen Çorum Şubesi/Özgür-Der Çorum Şubesi/İlke-Der/İlim Yayma Cemiyeti

 

HABERE YORUM KAT