1. YAZARLAR

  2. Ayşe Böhürler

  3. Ilımlı Müslüman out-ekstremist müslüman inn
Ayşe Böhürler

Ayşe Böhürler

Yazarın Tüm Yazıları >

Ilımlı Müslüman out-ekstremist müslüman inn

11 Nisan 2009 Cumartesi 15:11A+A-

12 Eylül sonrasında ılımlı İslam, yeşil kuşak, radikal İslam, İslamcı gibi kavramları ilk duyduğumuzda tepki göstermiştik. Biz Müslümandık, İslamcı falan değil. Hatırlıyorum o yıllarda bu kavramları kullananları nasıl eleştirdiğimizi. Kızdık, tepki gösterdik, bilinçlenmek için tonlarca kitap okuduk ama sonunda alıştık. Tüm gençler gibi, bize bu numaraları yutturamazlar, kül yutmayız derken yaşlandık ve de bu dönemi de bitirdik. Şimdi yeni politikalar, yeni kavramlarla tanışmanın zamanı geldi. Tabii ki artık genç değiliz; öyle kül yutmayız falan diyemiyoruz. Ancak temkin ile harekete edip, bekleyelim görelim demenin de bir mahsuru yok.

“Anlamanın Yeni Yüzyılı” ... Bu slogan geçen hafta Amerika'da yapılan bir Türk festivalinde, FBI'ı tanıtan bir afişte kullanıldı. Afişte yer alan resim ise daha ilginçti.

Bu slogan ile birlikte başörtülü bir kadın ile erkeğin fotoğraflarının yer aldığı afiş haberini okuyunca “Ilımlı İslam” tabiri ile geçirdiğimiz yıllardan daha karmaşık bir dönemin bizi beklediğini düşündüm. Önümüzde daha çetin ceviz kavramlar ve yıllar var. Bir önceki dönemin Müslümanları kategorize eden yaklaşımları, yerini daha sofistike görünen laflara bırakmış durumda…

Obama, ziyareti esnasında verdiği mesajlarda Amerikan dış politikasının İslam dünyasını yönetebilmek için çifter kat kadife eldivenlerini giydiğini anlatıyor.

EKSTREMİST MÜSLÜMAN?

11 Eylül ve ardından 7 Temmuz olayları sonrasında terörist- Müslüman / şiddet- İslam eşitlemesi nedeni ile ortaya çıkan tepkiler, yeni arayışları ve kurumsal yapıları ortaya çıkardı. Bunlardan birisi de, İngiltere'de İçişleri Bakanlığına bağlı olarak çalışan “Ekstremizm ile Mücadele Komitesi”. İngiltere'deki Müslüman kadınlar üzerine yaptığımız çekimler esnasında görüştüğümüz komite üyelerinin verdikleri bilgiler “Anlamanın Yeni Yüzyılı” sloganının içine doldurabilir mi, bilmiyorum!

Bu komitenin çalışmalarını dinlerken işin püf noktasının “ekstremizm” tanımında olduğunu düşündüm. Komiteye göre ekstremizm; şiddet içeren ve suç teşkil eden tüm hareketleri kapsıyor. Ancak çalışmalar Müslümanlar üzerine yoğunlaşmış durumda.

Bu komitenin yöneticilerinden Jenna, amaçlarını şöyle anlatıyor: “Toplumun farklı kesimleriyle diyaloga girerek düşünce tarzlarında ne çeşit aşırı fikirler olduğunu anlamaya çalışıyoruz. Çünkü bazı insanlar şiddet içeren hareketlerde bulunmasalar bile bu çeşit fikirlerin taşıyıcısı olabilirler. Bu fikirleri anlamak ve bu fikirleri ortadan kaldıracak çalışmalarda bulunmak şart.”

Komitede farklı mezhep ve orijinden, Şii ve Sünni gurupları temsil eden Müslüman kadınlar da var. Kadınlar ve gençler için ayrı ekipler oluşturan komite üyeleri toplumun farklı kesimlerinden temsilcilerle, yerel yönetimlerle beraber çalışıyor.

TESCİLLİ İNANÇ LİDERİ

Bu çalışmalar arasında kayıtlı camilerdeki imamların geliştirilmesi amacıyla oluşturulan bir eğitim programı da var. Bu programa katılan imamlar “tescilli inanç lideri” kategorisine girme hakkı kazanıyorlar. İmamların neyi anlatacakları değil nasıl anlatacakları öğretiliyor, kendi İslam anlayışlarını topluma daha etkili bir şekilde anlatabilmeleri için kabiliyet kazandırılması amaçlanıyor. Ayrıca imamlara İngilizce eğitim verilmesi destekleniyor ve camilerde Müslüman kadınlara verilen rol de inceleniyor.

ŞEYHİ OLAN KADINLAR DAHA ZOR UYUM SAĞLIYOR...

İngiltere'de kültürleri birbirinden çok farklı Müslüman topluluklar yaşıyor ve bu gurupların İslam anlayışları da çok büyük farklılıklar gösteriyor. Ekibin bir diğer amacı da, İslam'da ki bu çeşitlilik ile ilgili toplumun farkındalığının arttırılması ve İslam'ın sadece ekstremizm ile özdeşleştirilmesinin önüne geçilmesi. Bu amaçla Müslüman kadınlar arasında bir “ulusal danışma” kurulu oluşturulmuş. Bu grup farklı Müslüman toplulukların temsilcilerinden oluşuyor. Gurubun temsilcileri bakanla düzenli olarak buluşuyorlar ve kadınların toplumdaki rolü üzerine fikirlerini beyan ediyorlar.

Grubun karşılaştığı zorluklardan en önemlisi Müslüman topluluklarda kadının rolü konusunda birbirinden çok farklı anlayış ve beklentilerin var olması. Spektrumun bir ucunda kadınların toplumda hiç bir önemli rolü bulunmaması ve onları ilgilendiren kararların, onlar için başkaları tarafından alınması gerektiğini savunanlar, diğer ucunda ise kadınların toplumda son derece aktif bir rolü olması ve kadınların imam dahi olabilmeleri gerektiğini savunanlar var. Grup, bu iki uç noktadan ikisine de katılmayarak orta bir yol benimsenmesi taraftarı.

İngiltere'de birbirinden farklı Müslüman cemaat liderleri var. Bazıları kadına daha fazla hareket alanı bırakırken, bazıları kadının kısıtlanmasından yana. Müslüman kadınların toplumdaki kendi rolleriyle ilgili fikirleri takip ettikleri “şeyh”e göre değişiklik gösteriyor.

Her hangi bir cemaati takip etmeyen kadınların topluma daha kolay entegre oldukları görülürken, belli bir cemaati takip eden kadınların topluma uyum derecelerinin takip ettikleri şeyhin bu konu üzerindeki fi§nedeni ise, belli bir şeyhi takip eden kadınların liderlerinden gelen talimatları İslami açıdan geçerliliğini sorgulamadan, kabul etmeleri.

Bu analizlerin batının İslam algısındaki değişimini tartıştığımız bugünlerde olan biteni anlamak açısından faydası olacağına inanıyorum.

Bu görüşmelerin çevirisini yapan LSE hukuk yüksek lisans öğrencisi Semanur Çelik'e teşekkür ediyorum.

YENİ ŞAFAK

YAZIYA YORUM KAT