
Hain Abbas, Cenin operasyonuyla Siyonistlerden aferini kaptı!
Abbas yönetiminin Cenin’deki askeri operasyonu, bölgedeki güvenlik ve siyasi gerilimi artırırken Siyonistler operasyondan oldukça memnun.
Filistin Yönetimi’ne bağlı güvenlik güçlerinin, Cenin Mülteci Kampı’na yönelik “Vatanı Koruma” adı verilen askeri operasyonu üçüncü haftasında da sürüyor.
Mahmud Abbas başkanlığındaki Filistin Yönetimi, söz konusu operasyon ile “kanun kaçakları” olarak tanımladığı kişilerin hedef alındığını savunarak, kampın kontrolünü bu kişilerden geri almayı hedeflediklerini öne sürüyor.
Öte yandan Hamas ve İslami Cihad’a bağlı Cenin Taburu liderleri, operasyonun kamptaki tüm silahlı Filistinli direniş gruplarını hedef aldığına inanıyor. Bu da bölgede görüş ayrılıklarına yol açarak gerilimi tırmandırıyor.
Güvenlik kontrolü
Uluslararası toplumun “gerginliği sona erdirme ve diyaloğu teşvik etme” çağrıları arasında Cenin’de süren güvenlik operasyonu, zaman zaman patlamaların yaşandığı silahlı çatışmalara sahne oluyor.
Operasyon sırasında şu ana kadar, kamptan bir çocuk ve genç ile İsrail güçleri tarafından aranan Cenin Taburu liderlerinden Yezid Ceyş’in yanı sıra Filistin Yönetimi güvenlik biriminden bir kişi olmak üzere dört kişi öldü. Çok sayıda Filistinli de göz altına alındı.
Yazar ve siyasi analist Muhammed el-Akhras, Filistin Yönetimi’ne bağlı güvenlik güçlerinin Cenin Mülteci Kampı’ndaki operasyonun hassas bir siyasi ortamda gerçekleştiğine dikkat çekti.
Fokus Plus’a konuşan Akhras, Donald Trump’ın yeni ABD başkanı olarak seçilmesinden bu yana Filistin Yönetimi’nin “bekle ve gör” politikası benimsediğine dikkat çekti.
Akhras, bu durumun Filistin Yönetimi’nin ulusal birlik çabalarına katılmaktan ve bölgesel çabalarla, özellikle de Mısır’ın iç uzlaşıyı sağlamaya yönelik girişimlerine uzak durmasıyla açıkça görüldüğünü vurguladı.
Filistin Yönetimi’nin, Gazze Şeridi’ni yönetmesi planlanan “Toplumsal Destek Komitesi” konusundaki müzakerelerden çekildiğini ve Filistin içi uzlaşı çabalarına katılmayı reddettiğini dile getiren Akhras şunları ekledi:
“Filistin Yönetimi, İsrail’in Gazze’ye yönelik savaşının sonuçlarını beklemeyi tercih ediyor ve bunun sonucunda kendisine Gazze Şeridi’nde güvenlik ve hükümet kontrolünü ele geçirme fırsatı verileceğini umuyor.”
Yönetimin mesajları kime?
Siyasi analist Akhras’a göre, Ramallah’taki Filistin Yönetimi, Cenin’deki operasyon aracılığıyla ABD yönetimi ve İsrail’e siyasi mesajlar göndermeyi amaçlıyor.
Hatta Filistin Yönetimi bu sayede, Batı Şeria’da güvenlik kontrolünü dayatabileceğini, direniş yapısını dağıtabileceğini ve “savaşın ertesi günü” algısının bir parçası olarak Gazze’de gelecekte neler yapabileceğine dair bir model sunabileceğini düşünüyor.
Akhras açıklamasında, Filistin Yönetimi’ne bağlı güvenlik makamlarının Batı Şeria’daki politikalarının, silahlı direniş eylemlerini tamamen reddeden bir doktrine dayandığını söyleyerek şunları ekledi:
“Bu yaklaşım, siyasi ve saha değişimlerine rağmen son yıllarda herhangi bir geri adım atılmadan tutarlı bir şekilde sürdü. Bu tutum, Filistin Yönetimi’nin silahlı direniş eylemlerinin uzun vadeli siyasi ve güvenlik stratejisiyle çeliştiği yönündeki görüşünü yansıtıyor.”
Akhras, İsrail’in son yıllarda kampa ve Batı Şeria’nın kuzeyine tekrarlanan saldırılarla direnişi ortadan kaldırmak için “çimleri biçme” stratejisini benimsediğini dile getirdi.

Sahip olduğu devasa askeri cephaneliğe rağmen, İsrail’in bu konudaki hedeflerine ulaşamadığının altını çizen Akhras, Filistin Yönetimi’nin, İsrail işgal güçlerinin yapamadığını başarma kabiliyetine şüpheyle yaklaştı.
Filistin Yönetimi’nin Cenin’deki operasyonunun, sürdürülebilir güvenlik hedeflerine ulaşmaktan ziyade, siyasi kazanımlar elde etmeye ve ABD ile İsrail’i tatmin etmeye yönelik bir girişim olarak görüldüğünü de ekledi.
Güven Krizi
Siyasi analist, bu operasyonun Filistin Yönetimi’nin statüsü ve halk nezdindeki meşruiyeti üzerinde olumsuz yansımaları olacağına dikkat çekti.
Akhras, Filistinlilerin yönetime bağlı güvenlik güçlerinden “kendilerini yerleşimciler ve İsrail’in saldırılarından korumasını ve direnişçi gençleri hedef almamasını” beklediğini söyledi.
Bu politikanın devam etmesinin Filistin yönetimi ile toplum arasındaki güven uçurumunu artıracağını ve yönetimin meşruiyetini daha da zayıflatacağını da vurguladı.
Siyasi analist, Filistin Yönetimi’nin önündeki en büyük zorluğun, Filistin toplumunun güvenini yeniden nasıl kazanacağı ve Filistin halkının çıkarlarına ve ulusal hedeflerine hizmet edecek şekilde çabalarını nasıl yönlendireceği olduğunu da belirtti.
İsrail’den gelen tepkiler nasıl?
Filistinli siyasi araştırmacı ve İsrail işleri uzmanı Imad Ebu Avad ise, her ne kadar Filistinliler arasında çatışma çemberini genişletmese de, askeri operasyonun olumsuz yansımaları olduğunu belirtti.
Konuya ilişkin Fokus Plus’a konuşan Ebu Avad, söz konusu operasyonun Filistinliler üzerindeki psikolojik etkilerinin, özellikle de Filistin liderliği ile halk arasındaki mevcut uçurumun genişlemesiyle birlikte önemli olacağını söyledi ve bu uçurumun artmasının muhtemel olduğunu vurguladı.
İsrail’in operasyona ilişkin tutumuna değinen Ebu Avad, İsrail’de Filistin liderliğinin yaptıklarını olumlu gören ve bunun güvenlik performansında önemli bir gelişme olduğunu düşünen bir eğilim olduğunu söyledi.
Bu eğilime sahip olanların, bu yaklaşımı güçlendirmek için Filistin Yönetimi liderliğini desteklemeye devam edilmesi gerektiğini düşündüğünü de ekledi.

Ancak Filistin liderliğinin rolünü güçlendirecek ya da ona sahada pratik bir nüfuz kazandıracak her türlü adıma karşı çıkan, İsrail’deki aşırı sağın başını çektiği bir akımın varlığına da dikkat çekti.
Ebu Avad, İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich’in temsil ettiği bu akımın, Filistin Yönetimi’nin güvenlik açısından güçlendirilmemesini ve güvenlik konularını doğrudan veya dolaylı olarak İsrail’in üstlenmesini talep ettiğini de sözlerine ekledi.
Batı Şeria’nın kuzeyinde bulunan Cenin Mülteci Kampı, İsrail’in 7 Ekim 2023’ten sonra tırmanan, onlarca Filistinlinin ölümüne ve kampın altyapısının tahrip edilmesine yol açan operasyonları nedeniyle dört yıldır gerilim yaşıyor.
İsrail’in sık sık gerilim yaşanan kampa 2002 Nisan ayında düzenlediği operasyonda, 52 Filistinlinin yanı sıra 23 İsrail askeri öldü ve kamptaki binalar yerle bir edildi.
Bu durum, Cenin’in Filistin direnişinin merkezi olarak stratejik önemini gösterdiği gibi İsrail ve Filistin Yönetimi’nin kampa yönelik operasyonlarının devam etmesini de açıklıyor.





HABERE YORUM KAT