1. HABERLER

  2. HABER

  3. Genelkurmay'a Yardım ve Yataklık Suçlaması
Genelkurmaya Yardım ve Yataklık Suçlaması

Genelkurmay'a Yardım ve Yataklık Suçlaması

102 Balyoz sanığını yakalama emri yerine getirmek için harekete geçen kolluk kuvvetlerinin çabaları Genelkurmay'ın tavrı sebebiyle sonuçsuz kalıyor.

30 Temmuz 2010 Cuma 18:17A+A-

Balyoz iddianamesi 19 Temmuz'da kabul edildi. Mahkeme, 4 gün sonra düzenlediği tensip tutanağı ile 102 sanık hakkında yakalama emri çıkardı. Ancak bu emri yerine getirmek için harekete geçen kolluk kuvvetlerinin çabaları Genelkurmay'ın tavrı sebebiyle sonuçsuz kalıyor. Hukukçular, bu durumun 'suçluya yardım ve yataklık suçu'na girdiğinin altını çiziyor.

Darbeye zemin hazırlamak için cami bombalama ve kendi jetimizi düşürme gibi insanın kanını donduran kanlı eylemlerin öngörüldüğü Balyoz darbe planıyla ilgili davada Türk hukuk tarihine geçecek gelişmeler yaşanıyor. 196 sanıklı iddianame 19 Temmuz'da İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından oybirliğiyle kabul edildi. Mahkeme, 23 Temmuz'da düzenlediği tensip tutanağı ile 102 sanık hakkında yakalama emri çıkardı. Ancak yakalama emrini yerine getirmek üzere harekete geçen kolluk kuvvetlerinin çabaları muvazzaf ve emekli generalleri koruyan amirlerinin tavırları yüzünden sonuçsuz kalıyor. Kolluk kuvvetleri, sanıkların evlerine tek tek gitti, ancak hiçbirini bulamadı. Sanıklar adeta hukuktan kaçırılıyor. Sanıkların tebligat almadan YAŞ'a girmesini sağlayarak, terfiler açısından hukuki bir açık oluşturma hesabı yapıldığı belirtiliyor. Stratejinin Karargâh'ta yapılan Adli Müşavirler toplantısında alındığı ifade ediliyor. Bu kapsamda Merkez Komutanlıklarına muvazzaf personel için tebliğ ve teslimat yapılmaması yönünde emir verildiği, tutuklanma riskine karşı da muvazzaf personelin güvenli bölgelerde toplandığı ileri sürülüyor.

Muvazzaf sanıklarla ilgili "yakalama emri"ni uygulama görevi Genelkurmay Başkanlığı'na ve Jandarma Genel Komutanlığı'na ait. Ancak Merkez Komutanlıklarınca mahkemenin kararı yerine getirilmiyor. Bu durumda, "Komutanlıklar, sıralı amirlerinden, mahkeme kararından daha ciddi buldukları emirler mi alıyor?" sorusu akla geliyor.

Bir diğer tartışma konusu hükümetin tavrı. Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu'nun 65. maddesi, "haklarında ağır hapis cezasını gerektiren suçlardan dolayı kamu davası açılanların mensup oldukları bakanlıkça açığa çıkarılabileceklerini" düzenliyor. Balyoz davasında da sanıklar hakkında 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 147. maddesi gereğince "ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası" istenerek dava açıldı. Bu durumda TSK Personel Kanunu'nun 65. maddesinin uygulanması gerekiyor. Yani Milli Savunma Bakanlığı'nın ve İçişleri Bakanlığı'nın halen görevde bulunan sanık askerleri açığa alması gerekiyor. Ancak bakanlıklar nedense harekete geçmiyor. Devlet ciddiyetinin ve sağlıklı yargılamanın şartlarından biri olan "açığa alma" müessesesi işletilmiyor. 'Açığa alma' işleminde yetkinin Milli Savunma Bakanlığı'nda olduğunu hatırlatan hukukçular, sivil iradenin kendisine tanınan yetkiyi kullanması gerektiğini belirtiyor. Söz konusu askerler açığa alındığı takdirde yargılanmalarının daha sağlıklı yapılacağı, böylece mahkeme üzerinde oluşturulmak istenen muhtemel bir baskının engelleneceğini vurguluyor.

Batı'da yanlış yapan general anında görevden alınıyor

-Batılı demokrasilerde darbeye teşebbüs bir yana en küçük itaatsizlikte bile üst düzey komutanlar sivil irade tarafından görevinden alınıyor. Yakın zamanda birçok örnek yaşandı. Amerika'nın Afganistan'daki kuvvetlerinin komutanı Orgeneral Stanley McChrystal, ABD yönetimi ile ordu yetkililerini eleştirdiği için Barack Obama tarafından açığa alındı. Fransız hükümetini bir basın toplantısında eleştiren Harp Akademileri Komutanı General Vincent Desportes, benzer bir kaderi paylaştı. Desportes, tartışmalara sebep olan açıklamasının hemen ardından Savunma Bakanı Herve Morin tarafından görevinden alındı. Rusya Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Vladimir Boldırev ve Kuzey Kafkasya Askeri Birliği'nin Komutanı Sergey Makarov, yolsuzlukla suçlandı. Rusya Devlet Başkanı Dimitri Medvedev'in talimatıyla generallerin görevlerine son verildi. Medvedev, ayrıca 10 askerin öldüğü, 60'a yakın askerin yaralandığı patlamaların olduğu Ulyanovski şehrinde askerî depoda görevli dört üst düzey komutanı ordudan attı.

İspanya ordusunun Kara Kuvvetleri Komutanlığı'nın 2. adamı olan General Jose Mena Aguado, Katalonya Özerk Yönetimi'nin sunduğu yeni özerk statüsüne karşı çıkarken, "Gerekirse İspanya'nın bütünlüğü için kışlamızdan çıkarız." açıklamasını yaptı. Hükümetin bu sözlere cevabı gecikmedi ve general azledildi. Yunanistan'da 1967'de idareye el koyan cuntacı albaylar, 1974'te yönetimi devralan siviller tarafından yargılanarak ömür boyu hapse mahkum edildi.

Alt rütbedeki personel de rahatsız

-Balyoz sanığı askerleri kurtarma formüllerinin TSK'da da rahatsızlığa yol açtığı belirtiliyor. Emekli Askerî Hakim Faik Tarımcıoğlu, sanıkların görev süresinin uzatılmasının alt rütbedeki askerleri rahatsız edeceğini belirtiyor. Askerlikte apoletin çok önemli olduğunu söyleyen Tarımcıoğlu, bir sanığın emekli edilmemesi ile başka bir askerin önüne set çekileceğine dikkat çekiyor. Tarımcıoğlu, "Balyoz sanıkları emekli edilmezse terfi alamayacak askerlerin ailelerinin bakışı değişecek. Normal bir süreç yaşamıyorlar. Haklarında darbe iddiası olanlar sebebiyle kendi yakınlarının terfi edilmemesini hoş karşılamazlar." diyor.

Bakanlık, Genelkurmay'ın emrindeymiş gibi çalışıyor

Bilal Çalışır (Boğaziçi Avukatlar Derneği Başkanı): Haklarında dava olanları bakanlık açığa alabilir. Ancak bakanlık, Genelkurmay Başkanlığı'nın emrindeymiş gibi çalışıyor. Söz konusu askerlerin açığa alınması halinde daha sağlıklı bir yargılama yapılır. Bu sayede mahkemenin üzerinde oluşturulmaya çalışılan baskıların önüne geçilmiş olur.

Askerleri tutuklayıp hakim karşısına çıkarmamak suçtur

Doç. Dr. Ömer Özkan (Doğuş Üniversitesi Hukuk Fakültesi üyesi): Herhangi bir memurun bu cürümleri işlediği iddia edildiğinde kesinlikle açığa alınır. Askerlerin bir ayrıcalığı mı var? Bu kişiler YAŞ'ta emekliye sevk edilmeli. Başbakan'ın buna yetkisi var. YAŞ'tan çıkacak karar ne olursa olsun Cumhurbaşkanı ile birlikte darbecilikle anılan tüm askerleri açığa alması gerekir.

Savunma Bakanı, açık bir şekilde ayrımcılık yapıyor

Sinan Kılıçkaya (Hukukçular Birliği Vakfı Başkanı): Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni yıkmak gibi çok ağır bir itham var. Terfi edilmeyi bırakın, görevinin başında kalmaları bile düşünülemez. Bakanlık, açığa alma görevini yerine getirmemekle açık bir şekilde ayrımcılık yapıyor. Kamuoyunda TSK'ya ayrıcalıklı davranılıyor şeklinde bir algı gelişiyor.

Kanunlar herkese aynı şekilde uygulanmalı

Yard. Doç. Dr. Adnan Küçük (Kırıkkale Üniversitesi Öğretim Üyesi): Kanunlar herkese eşit şekilde uygulanmalı. TSK personeli de devlet memuru. Eğer haklarında tutuklama kararı varsa kendileri gelip teslim olmadıklarına göre yakalanıp adliyeye getirilmeli. Aksi takdirde askerler fiilî bir imtiyaza sahip oluyor ki bunu hukuk devletinde kabul etmek mümkün değil. Bazı çevreler "çağrılsalardı gelirlerdi" diyor. Gelmediler işte.

TSK'nın disiplini için sanıkların açığa alınmaları şart

Adnan Tanrıverdi (Emekli Tuğgeneral): Gelinen nokta itibarıyla açığa alma kaçınılmaz. Hem yargı kararlarına uyulması hem de TSK disiplininin temini için bu kişilerin açığa alınmaları şart. Mahkeme iddianameyi kabul etmişse suçlarla ilgili değerlendirme yapılır. Görevde kalmaları disiplini sarsıyorsa açığa alma işlemi bakanlıkça resmen yapılır.

Elinde silah olana hukuk farklı mı uygulanıyor?

Avukat Hüseyin Biçen (Çağdaş Hukukçular Derneği): Tam anlamıyla bir hukuk garabeti yaşanıyor. Hukuk, elinde silah olana farklı mı uygulanacak? Terör ve darbe suçları katalog suçtur. Bu kişilerin tutuklanmaması düşünülemez. Savunma Bakanı, bu kişileri açığa almalı. Emniyet'te haklarında çeşitli iddialar olan polisler açığa alınıyor. Bunlar da tutuklanıp açığa alınmalı.

Yakalanmamalarını acziyet olarak görüyorum

Avukat Cüneyt Toraman: Şu anda tutuklanması istenenler firaridir. Genel-kurmay'ın, bulunduğu garnizonların, komutanlıkların iznine gerek yoktur. Türkiye Cumhuriyeti adına yakalanamamalarını acziyet olarak görüyorum. Hakkında kuvvetli suç şüphesi bulunan muvazzafların derhal görevden el çektirilmeleri lazım.

AKTİFHABER

HABERE YORUM KAT