
Fotoğraflarla Filistin: Mayıs 2025
Filistin ve Gazze'deki tanıklıkları fotoğraflarla vermeye devam ediyoruz... Mayıs 2025'te Filistin'de kameralara takılanları sizin için derledik.

12 yaşındaki Rahaf Ayad, 5 Mayıs'ta Gazze'de çekilen fotoğrafında, İsrail'in Gazze geçişlerini tamamen kapattığı bir dönemde yetersiz beslenme ve teşhis edilemeyen hastalıklar nedeniyle kritik bir durumda. (Omar Ashtawy/APA görüntüleri)
İsrail'in saldırılarını arttırdığı mayıs ayı boyunca işgal altındaki Gazze Şeridi'nde yüzlerce Filistinli öldürüldü ve 7 Ekim 2023'ten bu yana bölgede öldürülen Filistinlilerin sayısı 54.000'i aştı.
Ay sonuna doğru Gazze'deki sağlık bakanlığı, büyük bir askeri saldırının başlamasının ardından bölgenin erişilemez hale gelmesi nedeniyle günlük güncellemelerine Kuzey Gazze vilayetindeki kayıpları dâhil etmeyi bıraktı.
Bu arada, BM İnsani İşler Koordinasyon Ofisi'ne göre, İsrailli yerleşimcilerin şiddeti Batı Şeria'da artmaya devam etti ve en az 20 yıldır yerleşimci şiddeti nedeniyle en yüksek yaralanma oranı görüldü.
BM ofisinden yapılan açıklamada, “2025 yılının başından bu yana OCHA, can kaybı ve maddi hasarla sonuçlanan 591 yerleşimci olayını belgeledi - günde ortalama dört olay, kayıtlardaki en yüksek yıl olan 2024'ü yansıtıyor” denildi.
OCHA, “Bu saldırıların şiddeti arttı, ocak ayından bu yana İsrailli yerleşimciler tarafından yaralanan toplam 223 Filistinli, aylık 44 ortalamaya işaret ediyor - OCHA'nın 2005 yılında Batı Şeria'daki kayıpları izlemeye başlamasından bu yana kaydedilen en yüksek rakam” diye ekledi.

Ultra-Ortodoks Yahudi grubu Neturei Karta üyeleri, 1 Mayıs'ta Kudüs'ün Mea Shearim mahallesinde İsrail devletinin varlığının yasını tutan 77. yıllık yürüyüşlerini düzenlediler. Neturei Karta, Yahudi halkının Mesih'in gelişine kadar sürgünde kalmasının dini bir zorunluluk olduğuna inanıyor ve bu nedenle modern İsrail devletini Tevrat'a ihanet olarak görüyor. Gösteri sırasında mahalleye giren çevik kuvvet polisi protestoculara saldırdı ve bir katılımcıyı gözaltına aldı. (Avishay Mohar/AktifStills)
Batı Şeria'nın Ramallah kenti yakınlarındaki Maghayer al-Deir topluluğunun tamamı mayıs ayında yerlerinden edildi. İsrail'in ocak ayında Batı Şeria'nın bu bölgelerinde insanları zorla yerinden ettiği büyük bir askeri saldırıdan bu yana 33,000'den fazla insan yerinden edilmiş ve Cenin, Nur Şems ve Tulkerim mülteci kamplarındaki evlerine dönememiştir.
İsrail ordusu 1 Mayıs'ta Tulkerim ve Nur Şems mülteci kamplarında 100'den fazla evin yıkılmasını öngören yeni yıkım emirleri yayınladı.
BM Filistinli mültecilere yardım kuruluşu UNRWA, yıkım kararlarının yürürlüğe girmesi halinde “Batı Şeria'nın kuzeyindeki binlerce Filistinli mültecinin yerinden edilmesini daha da pekiştireceğini” söyledi.

İsrail güçleri 2 Mayıs'ta Batı Şeria'nın El Halil kentinin güneyindeki El Zahiriye'de Filistinlilerin el konulma tehdidi altındaki arazilerine erişimini engelledi. (Mamoun Wazwaz/APA görüntüleri)
Özgürlük Filosu Koalisyonu tarafından organize edilen ve Gazze'ye insani yardım taşıyan bir gemi 1 Mayıs günü Malta açıklarındaki uluslararası sularda insansız hava araçları tarafından saldırıya uğradı. Organizatörler, bombalandığında gemide 30 kişinin bulunduğunu söyledi.
İsrail komandolarının Mayıs 2010'da uluslararası sularda bir gemiye baskın düzenleyerek filonun Gazze kuşatmasını kırmasını engellemesinin ardından on kişi hayatını kaybetmişti.
Yine 2 Mayıs'ta - Dünya Basın Özgürlüğü Günü - BM Filistin İnsan Hakları Ofisi “7 Ekim 2023‘ten bu yana Gazze'de 28’i kadın gazeteci olmak üzere 211 gazetecinin öldürüldüğünü bağımsız olarak doğruladığını” açıkladı.
Bu gazetecilerin yaklaşık 50'si öldürüldüklerinde görevlerinin başındaydı. BM ofisi, Filistin Tutuklular ve Eski Tutuklular İşleri Komisyonu'na atıfta bulunarak, 29 Nisan itibariyle yaklaşık 50 Filistinli gazetecinin İsrail tarafından gözaltında tutulduğunu ekledi.
Bu arada BM ofisi, İsrail'in “ordu kontrolündeki sınırlı ziyaretler” dışında yabancı gazetecilerin Gazze'ye girişine izin vermediğini kaydetti.

Filistinliler, önceki gece (2 Mayıs) İsrail güçleri tarafından öldürülen 29 yaşındaki Alaa Khader'in Batı Şeria'daki Beita köyünde düzenlenen cenaze törenine katıldı. Cinayet, güçlerin Nablus yakınlarında bulunan köyü tamamen kapattığı sırada meydana geldi. (Wahaj Bani Moufleh/AktifStills)
6 Mayıs'ta İsrail ordusu, Euro-Med Monitor'un 24 yaşındaki Muhammed İyad Tabasi'yi Gazze'nin güneyinde kaldığı göçmen kampı yakınlarında “doğrudan hedef aldığını” söylediği bir insansız hava aracı saldırısında öldürdü.
Euro-Med Monitor'e göre İsrail istihbaratı, bir sahra hastanesinde sağlık görevlisi olan Tabasi ile öldürülmesinden önceki haftalarda birkaç kez temasa geçerek “kendileriyle işbirliği yapmasını talep etti”.
Hak grubu, “İsrail istihbaratıyla işbirliği yapmayı reddettikleri için yakınları kasten öldürülen veya hedef alınan ailelerden çok sayıda tanıklık aldığını” söyledi.

40 yaşındaki Firas Wishah, Gazze'nin merkezindeki al-Bureyj mülteci kampında yıkılan evinin kalıntıları üzerine kurduğu çadırda yaşıyor. 3 Mayıs'ta fotoğraflanan Wishah, İsrail'in evlerini hedef alan hava saldırısında ailesinin 18 üyesini kaybetti. Enkaz altında hâlâ kayıp olan diğer akrabalarının cesetlerini aramaya devam ediyor. Kurtardığı birkaç şey arasında, çadırın dışına yerleştirdiği çocuklarının oyuncakları da var - kaybettiklerinin anısını korumak için küçük bir girişim. (Moiz Salhi/APA görüntüleri)
7 Mayıs'ta bağımsız BM insan hakları uzmanları, üçüncü devletlerin “şiddeti sona erdirmek için hemen harekete geçmeleri ya da Gazze'deki Filistin nüfusunun yok oluşuna tanıklık etmeleri gerektiğini, bunun ortak insanlığımız ve çok taraflı düzen için geri dönüşü olmayan sonuçlar doğuracağını” belirttiler.
Mevcut durumun “ölümcül bir mesaj” verdiği uyarısında bulundular: Filistinlilerin hayatlarından vazgeçilebilir ve uygulanmadığı takdirde uluslararası hukuk anlamsızdır.”
ABD merkezli yardım kuruluşu ‘World Central Kitchen’ 7 Mayıs'ta, İsrail'in mart başından bu yana tam bir kuşatma uyguladığı Gazze'de binlerce kişiye ücretsiz yemek sağlamak için gerekli malzemelerin tükenmesi üzerine gıda yardımı çalışmalarını durdurduğunu açıkladı.
Filistin Sivil Toplum Kuruluşları Ağı Başkanı Amjad al-Shawa, Reuters'a yaptığı açıklamada Gazze'de faaliyet gösteren 170 aşevinin çoğunun İsrail'in ablukası nedeniyle kapandığını söyledi.
Reuters, Al-Shawa'nın mutfakların kapatılmasının “2,3 milyon nüfus için günde 400.000 ila 500.000 arasında ücretsiz yemek düşüşüne neden olacağını” söylediğini ekledi.

1 yaş 4 aylık Cihad Saad, annesi eşliğinde Gazze'deki El Rantisi Çocuk Hastanesi'nde tıbbi bakım görüyor, 4 Mayıs. Çocuk, İsrail'in Gazze geçişlerini iki aydan uzun bir süredir tamamen kapatmasının ardından yaşanan ciddi gıda sıkıntısı nedeniyle ciddi beslenme yetersizliği çekiyor. (Omar Ashtawy/APA görüntüleri)
Hamas, savaşçılarının 8 Mayıs'ta Gazze'nin güneyinde İsrail askerleriyle “şiddetli çatışmalara” girdiğini açıkladı. Grup, savaşçılarının askerleri roketlerle pusuya düşürdüğünü, birkaç kişinin öldüğünü ve yaralandığını iddia etti.
Reuters, “Telegram üzerinden yapılan açıklama, İsrail'in Gazze'deki hava ve kara harekâtının başlamasının üzerinden 19 aydan fazla bir süre geçmesine rağmen, Hamas'ın İsrail ordusunun kontrolünü genişlettiği bölgelerde hala aktif olduğunu gösteriyor” dedi.
9 Mayıs'ta bir saha misyonunu tamamlayan BM özel komitesi, cinsel şiddet de dâhil olmak üzere işkence ve kötü muamele kullanımının İsrail ordusu ve güvenlik güçlerinin “sistematik bir uygulaması” olduğunu ve “İsrail hapishanelerinde ve askeri gözaltı kamplarında yaygın olduğunu” belirtti.
BM komitesi, İsrail tarafından kullanılan yöntemlerin “nasıl küçük düşürüleceğine, aşağılanacağına ve bireylerin kalplerine nasıl korku salınacağına dair bir oyun kitabı gibi okunduğunu” söyledi.
BM komitesi, “Önce cinsel taciz, özel bölgelere uygunsuz dokunma, sonra cinsel istismar, sonra tecavüz tehdidi ve daha sonra toplu tecavüz de dâhil olmak üzere tecavüzün kendisi ve genellikle sopa ve cop gibi yabancı cisimlerle erkeklere, kadınlara ve hatta çocuklara karşı yapılıyor” diye ekledi.

İsrail güçleri 4 Mayıs'ta Batı Şeria'nın Nablus kentine baskın düzenledi. (Mohammed Nasser/APA görüntüleri)
Dünya Gıda Programı 12 Mayıs'ta Gazze'de yaklaşık yarım milyon insanın “feci bir açlıkla karşı karşıya olduğunu ve tüm nüfusun akut gıda güvensizliği yaşadığını” ortaya koyan bir çalışma yayınladı.
BM gıda ajansı, “Rapor ayrıca 71.000 çocuğun ve 17.000'den fazla annenin akut yetersiz beslenme nedeniyle acil tedaviye ihtiyaç duyacağını öngörüyor” diye ekledi.
116,000 metrik tondan fazla gıda yardımının ve “yüzlerce palet hayat kurtarıcı beslenme tedavisinin” Gazze'ye getirilmeyi beklediğini sözlerine ekleyen Dünya Gıda Programı, geçişlerin kapatılmasından İsrail'in sorumlu olduğunu belirtmedi.
Dünya Sağlık Örgütü temsilcisi Rik Peeperkorn akut beslenme yetersizliğinin “artan bir eğilim” olduğunu söyledi. Peeperkorn, “yeterli besleyici gıda, temiz su ve sağlık hizmetlerine erişim olmadan bütün bir neslin kalıcı olarak etkileneceğini” de sözlerine ekledi.

58 yaşındaki Umm Amjad al-Masri, 4 Mayıs'ta Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cebaliye mülteci kampında UNRWA'ya ait bir okulda yerinden edilmiş insanların barındığı bir sığınakta 10 çocuğunu beslemek için ekmek pişirmek üzere makarna ve mercimek öğütüyor. (Omar Ashtawy/APA görüntüleri)
Filistin içinde ve dışında yerleşik yaklaşık 250 örgüt yaptıkları ortak açıklamada İsrail'in engellemelerinin “uluslararası hukukun temel ilkelerine açıkça meydan okuyarak” ve “Uluslararası Adalet Divanı tarafından bir yıldan uzun bir süre önce verilen bağlayıcı hukuki kararları ihlal ederek” yapıldığını belirtti.
Örgütler, Mısır sınırındaki Refah kapısından Gazze'ye girecek yardımlara eşlik edecek üst düzey bir diplomatik konvoyun derhal organize edilmesi ve görevlendirilmesi çağrısında bulundu.
Ayrıca 12 Mayıs'ta, İsrail ordusunda görev yapan ve 7 Ekim 2023'te görev başındayken yakalandıktan sonra Gazze'de tutulan ABD vatandaşı Edan Alexander, Washington'daki Trump yönetimine yönelik görünür bir iyi niyet jesti olarak Hamas tarafından koşulsuz olarak serbest bırakıldı. Nisan ayında Hamas, İsrail'in saldırısının ardından askeri esir alanlarla teması kaybettiğini açıklamıştı.
Alexander'ın serbest bırakılmasından önceki günlerde Donald Trump'ın Orta Doğu temsilcisi Steve Witkoff'un Gazze'de kalan esirlerden bazılarının ailelerine İsrail'in savaşı gereksiz yere uzattığını ve Washington'un yeni bir ateşkes ve esir değişimi anlaşması istediğini söylediği bildirildi.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu mayıs ayı başında yaptığı açıklamada esirlerden 21'inin hala hayatta olduğunu, diğer üçünün ise hayatta olduğuna dair şüpheler bulunduğunu söyledi.

Yetersiz beslenmeden muzdarip bir çocuk, gerekli ilaç ve gıda sıkıntısının yaşandığı Gazze'nin güneyindeki Han Yunus'ta bulunan Nasır Tıp Kompleksi'nde tedavi ediliyor, 5 Mayıs. (Doaa el-Baz/APA görüntüleri)
Hamas'ın Gazze'de canlı olarak tutulan son ABD vatandaşını koşulsuz olarak serbest bırakmasının ardından İsrail Gazze'yi acımasızca vurdu.
13 Mayıs'ta İsrail, Han Yunus'taki Nasır Tıp Kompleksi'nde Esleih'in tedavi gördüğü odayı hedef alan bir insansız hava aracı saldırısında gazeteci Hassan Esleih'i öldürdü.
Esleih'in yanı sıra bir hasta daha 13 Mayıs'taki saldırıda hayatını kaybetti ve 12 kişi de yaralandı.

İsrail güçleri 5 Mayıs'ta Batı Şeria'nın güneyindeki Masafer Yatta bölgesinde yer alan Khalet a-Daba köyündeki evleri ve diğer yapıları yıktı. Yıkımlar 21'i çocuk olmak üzere yaklaşık 50 Filistinliyi yerinden etti. (Mosab Shawer/AktifStills)
Euro-Med Monitor'e göre, 13 Mayıs'ta da İsrail savaş uçakları Avrupa Gazze Hastanesi ve çevresine yoğun hava saldırıları düzenleyerek “evlerinde ya da sokaklardaki aileler de dâhil olmak üzere” 35'ten fazla kişinin ölümüne neden oldu.
İnsan hakları grubu, “İsrail güçlerinin sivil savunma ekiplerini kasıtlı olarak hedef alarak mağdurları kurtarmalarını veya tahliye etmelerini engellediği bildirildi” diye ekledi. Ertesi gün hastaneye düzenlenen ek saldırılarda daha fazla sivil öldü ve yaralandı.
İsrail medyası, Avrupa Gazze Hastanesi bölgesindeki büyük saldırıların sözde hedefinin, kardeşi Yahya'nın geçen yıl savaşta öldürülmesinden sonra Gazze'deki Hamas'ın lideri olduğuna inanılan Muhammed Sinvar olduğunu bildirdi.
İsrail, hastanenin altındaki yeraltı altyapısını hedef aldığını iddia etti ancak BBC Verify'ın da belirttiği gibi “buna dair bir kanıt sunmadı”. Bunun yerine, hastaneyi gösterdiğini iddia ettiği ancak bunun yerine yakındaki bir okulu gösteren bir video yayınladı.

Filistinliler 6 Mayıs'ta Batı Şeria'nın Nablus kentinde İsrail hapishaneleri ve gözaltı merkezlerindeki sevdiklerinin serbest bırakılmasını talep ediyor. (Mahmoud Nasser/APA görüntüleri)
Filistin İnsan Hakları Merkezi ayın ilerleyen günlerinde yaptığı açıklamada Avrupa Gazze Hastanesi ve yakın çevresine yapılan saldırıların “kanser hastalarının Gazze Şeridi'nde tedaviye erişebilmeleri için son umut ışığını da söndürdüğünü ve onları yavaş bir ölüme mahkum ettiğini” söyledi.
Gazze'deki Filistin Sağlık Bakanlığı 29 Mayıs'ta yaptığı açıklamada hastaneye yapılan son saldırıların ve hastaların tahliyesinin ardından bölgede kanser hastalarına yönelik kemoterapi ve takip hizmetlerinin tamamen durduğunu bildirdi.
Daha önce de Türk-Filistin Dostluk Hastanesi ve Al-Rantisi Çocuk Hastanesi'ndeki özel kanser tedavi bölümleri İsrail saldırılarının ardından kapatılmış ve askeri kışla olarak kullanılmıştı.

Gazze Şeridi'nin orta kesiminde yer alan el-Bureyj mülteci kampında, İsrail'in ikinci kez yerinden edilmiş insanların barınması için kullanılan bir okulu hedef alan hava saldırısının yol açtığı hasarı inceleyen insanlar, 7 Mayıs. (Ahmed İbrahim/APA görüntüleri)
Geçici Dostluk Sahra Hastanesi de İsrail saldırılarının ardından kısa süre önce hizmet dışı bırakıldı ve kanser hastalarının Gazze'de kanser tedavisine ulaşma imkânı kalmadı.
Filistin İnsan Hakları Merkezi'ne göre, Ekim 2023'ten bu yana 12.500 kanser hastasından sadece 1.110'u Gazze'den ayrılabildi - İsrail'in Mayıs 2024'te Refah geçişini kapatmaya zorlamasından bu yana hastaların sadece yarısı Gazze'den ayrıldı.
Hak grubu, Ekim 2023 ile Nisan 2025 arasında Gazze'de yaklaşık 615 kanser hastasının öldüğünü, “hastalığın ileri aşamalarında olan yaklaşık 2.700 kişinin ise tedavi beklediğini” söyledi.

Filistinliler, 7 Mayıs'ta Gazze Şehri'nin kalabalık bir bölgesinde düzenlenen hava saldırılarında yakınlarını kaybettikten sonra El-Şifa Hastanesi'nde yas tutuyor. En az 33 Filistinlinin ölümüne ve onlarcasının yaralanmasına neden olan neredeyse eş zamanlı saldırılar, Gazze'nin en işlek ticari bölgelerinden biri olan El Rimal mahallesindeki El Vihda caddesinde bulunan bir restoran ve yakınındaki bir marketi hedef aldı. Filistinli gazeteci Yahya Sobeih, eşinin ilk çocuklarını dünyaya getirmesinden birkaç saat sonra düzenlenen saldırıda ölenler arasındaydı. (Yousef Zaanoun/AktifStills)
15 Mayıs'ta İnsan Hakları İzleme Örgütü, İsrail'in “Gazze'nin sivil altyapısından geriye kalanları yıkma ve Filistin nüfusunu küçük bir alana toplama planının, insanlığa karşı süregelen suçlarının, etnik temizlik ve soykırım eylemlerinin iğrenç bir tırmanışı anlamına geleceğini” söyledi.
İnsan hakları grubu, İsrailli liderlerin mayıs ortasına kadar Hamas ile bir “anlaşmaya” varılmaması halinde planı uygulamaya koyacakları tehdidinde bulunduklarını kaydetti.
İnsan Hakları İzleme Örgütü, İsrail'in “Gideon'un Savaş Arabaları” olarak adlandırılan planının “Gazze'deki Filistinli nüfusun büyük bölümünü zorla yerinden etmeyi ve bölgeyi ele geçirip işgal etmeyi içerdiğini” belirtti. Grup, “bu planların Soykırım Sözleşmesi kapsamında ‘önleme yükümlülüğünü’ tetiklediğini” de sözlerine ekledi.
İnsan Hakları İzleme Örgütü, “vahşet suçlarının ezici kanıtlarına rağmen İsrail hükümetine devam eden silah satışları, askeri yardım ve diplomatik destek hükümetleri ve yetkilileri suç ortaklığı riskine maruz bırakıyor” dedi.

İsrail'in 9 Mayıs'ta Gazze Şehri'nin doğusundaki El Tuffah mahallesine düzenlediği hava saldırısının ardından konutların üzerinden dumanlar yükseliyor. (Omar Ashtawy/APA görüntüleri)
16 Mayıs'ta Batı Şeria ve Gazze Şeridi'ndeki BM insan hakları ofisi İsrail'in yargısız infazlarına ve “Batı Şeria'daki diğer hukuk dışı güç kullanımlarına” son vermesi çağrısında bulundu.
“Son iki hafta içinde İsrail güvenlik güçleri iki Filistinli erkeği planlı yargısız infazlarla öldürdü” diyen BM ofisi, ‘yedi Filistinli ise gereksiz ya da orantısız ölümcül güç kullanımına dair endişeleri artıran koşullarda öldürüldü’ dedi.
8 Mayıs'ta İsrail gizli güçleri Batı Şeria'nın Nablus kentinde teslim olmaya çalışan bir Filistinliyi vurarak öldürdü.
BM'ye göre, güvenlik kamerası görüntüleri sivil güçlerin “görünüşe göre ‘cinayeti doğrulamak’ için, yaralı ve etkisiz halde yerde yatarken onu tekrar vurduklarını” gösteriyor.
Günler önce, 2 Mayıs'ta, İsrail tarafından aranan bir başka Filistinli Nablus'taki Balata mülteci kampında sivil İsrail güçleri tarafından vurularak öldürüldü.

Gazze'nin kuzeyindeki Cebaliye mülteci kampında bulunan UNRWA ikmal merkezini hedef alan İsrail hava saldırısının yol açtığı hasarı gözlemleyen insanlar, 10 Mayıs. (Omar Ashtawy/APA görüntüleri)
19 Mayıs'ta İsrail ordusu Nasır Tıp Kompleksine saldırarak Dünya Sağlık Örgütü tarafından inşa edilen bir depoya ciddi hasar verdi ve tesiste depolanan kritik tıbbi malzemeleri imha etti.
BM sağlık örgütü, “Kritik kıtlıkların, tırmanan şiddetin ve artan sayıda can kaybının ortasında, bu hayatlara mal olacak yıkıcı bir darbedir” dedi.
Yaklaşık 80 gün süren ablukanın ardından 19 Mayıs'ta yardım taşıyan dokuz kamyonun Gazze'ye girişine İsrail tarafından izin verilmişti. Üst düzey bir BM yetkilisi olan Tom Fletcher, kamyonların “acilen ihtiyaç duyulan yardımlar karşısında okyanusta bir damla” olduğunu söyledi.

Filistinliler 14 Mayıs'ta Gazze'nin kuzeyindeki Cebaliye'de bir hayır kurumunun mutfağında yemek almak için bekliyor. (Omar Ashtawy/APA görüntüleri)
OCHA, 28 Mayıs itibariyle, İsrail kontrolündeki Kerem Şalom sınır kapısının Filistin tarafındaki insani yardım kuruluşları tarafından “güvensizlik ve kısıtlı erişim nedeniyle” sadece 200 kamyon yükü toplandığını söyledi.
Bu arada OCHA, İsrail'in “belirli gıda ve beslenme aktörlerine sınırlı miktarlarda depolama yapmaları için tanınan sınırlı muafiyetler dışında Gazze içinde insani yardım kargosunun depolanmasını” yasakladığını da sözlerine ekledi. “Bu nedenle yardımların çoğunun dağıtım için doğrudan gönderilmesi gerekiyor ve bu da önemli operasyonel zorluklara yol açıyor.”
OCHA, “İsrailli yetkililer tarafından getirilen ek kısıtlamalar arasında buğday ununun ailelere doğrudan dağıtımının engellenmesi de yer alıyor” dedi.

İsrail gözaltısından yeni serbest bırakılan Filistinli bir adam 16 Mayıs'ta Gazze'nin merkezindeki Deyr el-Belah'ta bulunan El-Aksa Şehitleri Hastanesi'ne nakledildi. (Ahmed İbrahim/APA görüntüleri)
Önde gelen insani yardım ve insan hakları gruplarından oluşan bir koalisyon 19 Mayıs'ta yaptıkları ortak bir açıklamayla Gazze İnsani Yardım Vakfı'nın kuruluşunu reddetti.
Tel Aviv tarafından finanse edildiği sonradan ortaya çıkan Washington destekli plan, İsrail ordusunun tam kontrolü altında olan Gazze'de belirlenen merkezlerde sınırlı miktarda gıda yardımı dağıtmak üzere eski ABD askeri personelinin kullanılmasını içeriyor.
İnsani yardım ve insan hakları grupları, “tamamen İsrail koordinasyonuna bağlı” olan ve “İsrail kontrolündeki giriş noktaları üzerinden işletilen bu planın Gazze'nin gıda, yakıt ve ilaçtan mahrum bırakılmasından sorumlu olan kontrol yapılarını sağlamlaştırdığını ve meşrulaştırdığını” söyledi.

Devam eden İsrail saldırıları ve zorlu yaşam koşullarının ortasında, insanlar 17 Mayıs'taki sıcak hava dalgası sırasında serinlemek için Gazze Şehri sahilinde toplanıyor. (Omar Ashtawy/APA görüntüleri)
Gruplar, “Açık olalım: Gazze'de insani erişimin önündeki en büyük engel verimsizlik ya da yolsuzluk değil, İsrail hükümetinin yardımları kasıtlı olarak kısıtlamasıdır,” diye ekledi.
Tarafsızlık ilkesini ihlal ederek silahlı özel yüklenicilerin kullanıldığına dikkat çeken gruplar, “devam eden şiddeti maskelemek için kullanılan yardımın yardım olmadığını, aslında askeri bir kontrol ve mülksüzleştirme stratejisi için insani bir kılıf olduğunu” söyledi.
Lemkin Soykırımı Önleme ve İnsani Güvenlik Enstitüsü ise bu planın “gıdanın silah haline getirilmesi ve insancıllığın grotesk bir şekilde alaya alınması” anlamına geldiğini söyledi.
“Biz bunu olduğu gibi adlandırıyoruz: Bir soykırım aracı,” diye ekledi Lemkin Enstitüsü.

İnsanlar, İsrail'in 20 Mayıs'ta Gazze'ye düzenlediği hava saldırısının ardından yerinden edilmiş insanların barındığı bir okuldaki hasarı gözlemliyor. (Omar Ashtawy/APA görüntüleri)
BM sistemine bağlı bir kuruluş olan UN Women 19 Mayıs'ta yaptığı açıklamada Ekim 2023'ten bu yana Gazze'de 28.000'den fazla kadın ve kız çocuğunun öldürüldüğünü tahmin ettiğini belirtti: “Bu, İsrail güçlerinin saldırılarında her saat ortalama bir kadın ve bir kız çocuğunun öldürüldüğü anlamına geliyor.”
Örgüt, ablukanın sıkılaştırılmasıyla birlikte Gazze'deki her kadın ve kız çocuğunun “felaket boyutlarında açlıkla karşı karşıya kaldığını” da sözlerine ekledi.
BM'nin 20 bağımsız insan hakları uzmanından oluşan bir grup, Güvenlik Konseyi'ni “kuşatma altındaki Gazze Şeridi'nde yaşanan soykırımın kadınlar ve kız çocukları üzerindeki ağır ve cinsiyete dayalı etkilerini” ele almaya çağırdı.
Uzmanlar yaptıkları ortak açıklamada “yaklaşık 71.000 çocuk ile 17.000 hamile ve emziren kadının yakın gelecekte akut yetersiz beslenme nedeniyle acil tedaviye ihtiyaç duyacağını” da sözlerine ekledi.

Gazze'nin güneyindeki Han Yunus'ta İsrail ordusu tarafından bırakılan bir tahliye emri, 20 Mayıs. (ZUMA Press aracılığıyla Abed Rahim Khatib/DPA)
BM insan hakları ofisi, 14 Mayıs'ta Salfit bölgesindeki bir yerleşim yerinin yakınında hamile bir İsrailli kadının vurularak öldürülmesinin ardından 20 Mayıs'ta bir açıklama yayınlayarak Batı Şeria'da Filistinlilere yönelik yerleşimci şiddeti ve toplu cezalandırma dalgalarına karşı uyarıda bulundu.
Vurulduğu sırada doğum yapmak üzere hastaneye götürülmekte olan İsrailli kadının bebeği acil sezaryenle dünyaya getirilmiş ancak iki hafta sonra hayatını kaybetmişti.
Yılbaşından bu yana Batı Şeria'da sekiz İsrailli öldürüldü.
OCHA'ya göre “Dört yerleşimci ve iki İsrail kuvvetleri mensubu silahlı saldırılarda ya da Filistinliler tarafından gerçekleştirildiği düşünülen saldırılarda öldürüldü” ve “iki İsrail kuvvetleri mensubu da operasyon yürütürken Filistinliler tarafından öldürüldü.”

İsrail'in 21 Mayıs'ta Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Nuseyrat mülteci kampına düzenlediği baskının ardından iki çocuğun cesedi Al-Avda Hastanesi'ne nakledildi. (Moiz Salhi/APA görüntüleri)
İsrailli kadının vurulmasından saatler sonra Batı Şeria'da beş Filistinli savaşçının öldürüldüğü bildirildi. Reuters'ın haberine göre, İslami Cihad'ın askeri kanadı, Tamoun köyünde bir konut binasına yönelik kuşatma sırasında beş üyesinin öldürüldüğünü söyledi.
Uluslararası Filistinli Çocukları Savunma Örgütü, saldırı sırasında yıkılan binaya yönelik kuşatma sırasında 17 yaşında bir çocuğun öldürüldüğünü söyledi.
Haklar grubu, İsrail güçlerinin Reda Kamal Bani Odeh adlı çocuğun cesedini ve öldürülen diğer üç Filistinlinin cesetlerini bir askeri buldozerin kepçesiyle kaldırdığını ve “cesetleri alıkoyduklarını” söyledi.

Bir kadın 21 Mayıs'ta Gazze Şehri'nin batısındaki liman bölgesinde yerinden edilmiş insanlar için kurulan geçici barınakta yürüyor. (Omar Ashtawy/APA görüntüleri)
Takip eden günlerde Batı Şeria'da meydana gelen ayrı olaylarda iki Filistinli genç daha İsrail güçleri tarafından vurularak öldürüldü.
17 yaşındaki Muhammed Nidal Ebu Libdeh, 16 Mayıs'ta Kudüs'ün Eski Şehrindeki El Aksa camisinin kapılarından birinin yakınında İsrail güçleri tarafından vuruldu ve ilk yardım yapılmadan kanlar içinde bırakıldı.
Uluslararası Filistinli Çocukları Savunma Örgütü'ne göre “İsrailli yetkililer vurulma olayının bir polise yönelik şüpheli bir bıçaklama girişimine karşılık olarak gerçekleştiğini iddia etti.”
Ertesi gün, 16 yaşındaki Nidal Wael Shagnoubi, Nablus yakınlarındaki Burka köyünün ana girişi yakınlarında askerlerin bir grup Filistinli genci pusuya düşürmesi sonucu ölümcül bir şekilde vuruldu. DCIP'ye göre askerler ilk yardımda bulunmadan çocuğu kanlar içinde bıraktı ve çocuğa ulaşmaya çalışan bir ambulans ekibine uyarı ateşi açtı.
Bu yıl şimdiye kadar Batı Şeria'da 28 Filistinlinin İsrail güçleri tarafından öldürüldüğünü belirten DCIP, 2 Haziran'da Ramallah yakınlarındaki Sinjil köyünün girişinde 14 yaşındaki bir çocuğun askerler tarafından “aniden ve hiçbir uyarı yapılmadan” vurularak öldürüldüğünü söyledi.

Batı Şeria'daki Muğayir el-Deir köyünde yaşayan bir Filistinli, İsrailli bir yerleşimci koyun güderken bir yapıyı söküyor, 22 Mayıs. Muğayir el-Deir sakinleri yaklaşık 50 yıldır köyde yaşayan Nekbe mültecileridir. Yerleşimcilerin terörü nedeniyle evlerini terk etmek zorunda kalıyorlar. (Wahaj Bani Moufleh/AktifStills)
Bu arada, İsrailli kadının vurularak öldürülmesinin ardından, İsrail güçleri Filistin köyleri Kafr al-Dik ve Bruqin'in girişlerini kapattı ve sakinlerini sokağa çıkma yasağı altına aldı ve şiddetli toplu tutuklamalar, arazi hırsızlığı ve mülk hasarı gerçekleştirdi.
BM ofisi, 15 Mayıs'ta “İsrailli bir bakanın İsrail'i iki Filistinli topluluğu ‘dümdüz etmeye’ çağırdığını” gözlemledi.
BM ofisi, yerleşimcilerin 15 Mayıs'ta Güney Hebron Tepeleri'ndeki Masafer Yatta bölgesindeki birkaç köye erişim için kullanılan bir girişi birkaç saatliğine kapattığını ve 19 Mayıs'ta bir rüzgar türbinini tahrip ederek Kavavis köyünü elektriksiz bıraktığını ekledi.

Gazze Şehri limanındaki yerinden edilmiş Filistinlilerin kaldığı bir kampta “Özgür Filistin” yazılı bir duvar resmi görülüyor, 23 Mart. İsrail ordusu tarafından zorla yerlerinden edilen Beyt Lahiya ve Cebaliyw'dan gelen Filistinliler Gazze limanında aşırı kalabalık ve zor koşullarda yaşıyor. (Yousef Zaanoun/AktifStills)
BM insan hakları ofisine göre, 18 Mayıs'ta İsrail güçleri Brukin'de bir adamı gözaltına alınırken vurarak öldürdü ve öldürülen adamın karısı ve çocuklarıyla birlikte yaşadığı evin askeri karakol olarak kullanıldığı bildirildi.
BM ofisi, “Buna paralel olarak, yerleşimci gruplar da intikam çağrısında bulundu ve Filistinlilere yönelik saldırıları tırmandırdı, durumdan yararlanarak yeni karakollar kurdu ve giderek artan sayıda Filistinliyi zorla yerinden etme ve topraklarını ele geçirme çabalarını sürdürdü” dedi.
Bu arada 20'den fazla bağımsız BM insan hakları uzmanı ortak bir bildiri yayınlayarak İsrail'in Filistinli mültecilere yardım kuruluşu (UNRWA) tarafından işletilen ve Gazze'de yerinden edilmiş insanlar için barınak olarak kullanılan okullara yönelik saldırılarını ve “Kudüs'teki BM okullarının basılıp zorla kapatılmasını” kınadı.
İsrail'in 7 Mayıs'ta yaklaşık 2.000 kişinin barındığı bir UNRWA okuluna düzenlediği iki saldırıda en az 30 sivil hayatını kaybetti. BM uzmanları, UNRWA'nın bölgedeki okullarının yaklaşık üçte biri de dâhil olmak üzere Gazze'deki okulların çoğunun Ekim 2023'ten bu yana doğrudan isabet aldığını ve uydu görüntülerinin “Gazze'deki okulların yüzde 95'inin hasar gördüğünü ve büyük çoğunluğunun kullanılamaz hale geldiğini” gösterdiğini belirtti.

Yas tutanlar, 23 Mayıs'ta Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta bulunan Nasır Tıp Kompleksi'nde düzenlenen cenaze töreninde İsrail saldırılarında ölen çocukları son yolculuğuna uğurladı. (Moaz Abu Taha/APA görüntüleri)
Uzmanlar, 8 Mayıs'ta Doğu Kudüs'te “ağır silahlı İsrail güçlerinin Şuafat mülteci kampındaki üç UNRWA okuluna dersler devam ederken baskın düzenlediğini ve bazıları altı yaşında olan 550'den fazla Filistinli çocuğu sınıflarından şiddet kullanarak çıkardığını” kaydetti.
Uzmanlar, günün sonunda “Doğu Kudüs'teki altı UNRWA okulunun tamamının tahliye edildiğini” de sözlerine ekledi.
Ayın ilerleyen günlerinde UNRWA, aralarında bir milletvekilinin de bulunduğu bir grup İsraillinin, 26 Mayıs'ta sözde Kudüs Günü vesilesiyle ajansın Doğu Kudüs'teki merkezine “yasadışı bir provokasyonla” zorla girdiğini söyledi.
UNRWA'dan yapılan açıklamada, “Grup, yeni bir İsrail mahallesinin kurulması için yerleşkeyi talep etmek amacıyla bayraklar getirmiş ve pankartlar dikmiştir” denildi. “Olay yerine gelen İsrail polisi BM binasının dokunulmazlığını korumakta başarısız oldu.”

İsrailli yerleşimciler 23 Mayıs'ta Batı Şeria'nın Salfit kentinin batısındaki Brukin köyünde Filistinlilere ait evlerin üzerindeki yeni bir karakolda toplandı. Önceki gece İsrailli yerleşimciler Filistinlilerin topraklarına el koydu, Filistinlilerin evlerini yakmaya çalıştı, tarım arazilerini ateşe verdi, İsrail bayrakları astı ve hamile bir yerleşimcinin ay başında köy yakınlarında uğradığı silahlı saldırıda öldürülmesinin ardından bir yerleşim karakolu inşa etmeye başladı. (Wahaj Bani Moufleh/AktifStills)
Euro-Med Monitor 21 Mayıs'ta yaptığı açıklamada “İsrail'in Filistinli sivilleri öldürmek için açlığı ve tedavinin reddini silah olarak kullanan kasıtlı politikası” sonucunda “sadece 24 saat içinde dokuzu çocuk olmak üzere 26 Filistinlinin ölümünü belgelediğini” belirtti.
Cenevre merkezli hak grubu, “Gazze Şeridi'nde açlık ve sağlık hizmetlerinin çökmesi sonucu yaşlılar, çocuklar ve kronik hastalar arasında ölümlerde önemli bir artış oldu” diye ekledi.
“Euro-Med Monitor, “Gazze Sağlık Bakanlığı bünyesinde bu ölümleri izleyecek etkili bir sistemin olmaması, doğrudan kasıtlı açlık politikaları ve sağlık sisteminin sistematik olarak çökmesinden kaynaklanmasına rağmen, birçoğunun resmi olarak ‘doğal nedenlerden’ kaynaklandığı şeklinde kaydedilmesi anlamına geliyor” dedi.
BM Çocuk Hakları Komitesi 21 Mayıs'ta yaptığı açıklamada, 11 haftayı aşkın süredir insani yardım erişiminin engellenmesinin ardından 50'den fazla çocuğun “açlıktan öldüğünü ve birçoğunun da ölümün eşiğinde olduğunu” belirtti.
Komite, “Abluka devam ederse daha fazla çocuk ölecek ve önümüzdeki yıl beş yaş altı 71,000 çocuk akut yetersiz beslenme sorunu yaşayabilir” uyarısında bulundu.

Reda al-Adra, Batı Şeria'nın Yatta kentinin doğusundaki Huvvara bölgesinde İsrailli yerleşimcilerin önceki gece 100'den fazla zeytin ağacını kesmesinin ardından dalları topluyor, 24 Mayıs. (Mosab Shawer/AktifStills)
Batı Şeria ve Gazze Şeridi'ndeki BM insan hakları ofisi 22 Mayıs'ta yaptığı açıklamada, Gazze'de bir önceki hafta öldürülen en az 629 Filistinlinin yarısından fazlasının İsrail ordusu tarafından hedef alındıklarında sığınaklarda ve konutlarda olduğunu söyledi.
BM ofisi dokuz Filistinli gazetecinin öldürüldüğünü ve bunun “geçtiğimiz haftayı 7 Ekim 2023'ten bu yana gazeteciler için en ölümcül hafta haline getirdiğini” kaydetti.
BM ofisi, “Öyle görünüyor ki bu gazeteciler, Gazze'de olup bitenler ve bu savaşın siviller üzerindeki etkisinin boyutu hakkında bilgi akışını sınırlamak amacıyla birçok durumda kasıtlı olarak hedef alınmış olabilirler” dedi.
Bu arada OCHA, mayıs ayı boyunca Gazze'de en az 28 yardım görevlisinin öldürüldüğünü, bunun da “günde ortalama bir yardım görevlisinin öldürülmesi anlamına geldiğini” söyledi. “7 Ekim'den bu yana 315'i BM personeli olmak üzere en az 452 yardım çalışanı öldürüldü.”
BM Genel Sekreteri haziran ayı başında yaptığı açıklamada, bu süre zarfında Gazze'deki her 50 UNRWA personelinden birinin öldürüldüğünü söyledi. “Bu Birleşmiş Milletler tarihindeki en yüksek personel ölüm sayısıdır” diye ekledi.

Gazze'ye uygulanan ambargo nedeniyle bölgedeki insani kriz derinleşmeye devam ederken Filistinliler günlük su ihtiyaçlarını tankerlerle dağıtılan bidonlara su doldurarak karşılamaya çalışıyor, 25 Mayıs. (Omar Ashtawy/APA görüntüleri)
Dünya Sağlık Örgütü 22 Mayıs'ta yaptığı açıklamada Gazze'deki dört büyük hastanenin - Kemal Advan Hastanesi, Endonezya Hastanesi, Hamad Rehabilitasyon ve Protez Hastanesi ve Avrupa Gazze Hastanesi - bir önceki hafta tıbbi hizmetleri askıya almak zorunda kaldığını bildirdi.
DSÖ'ye göre bu tesisler “çatışmalara veya tahliye bölgelerine yakın olmaları” ve doğrudan saldırılar nedeniyle kapatılmak zorunda kaldı ve Gazze'deki 36 hastaneden sadece 19'u faaliyete geçti.
DSÖ, “Yıkım sistematiktir” diye ekledi. “Hastaneler rehabilite ediliyor ve yeniden tedarik ediliyor, ancak yeniden çatışmalara maruz kalıyor ya da saldırıya uğruyor. Bu yıkıcı döngü sona ermelidir.”
Acil servis doktoru Dr. Macid Caber, 13 Mayıs'ta saldırıya uğradığında Avrupa Gazze Hastanesi'nde çalışıyordu. The Electronic Intifada podcast'ine verdiği demeçte “Bazen hayatta kalmak tamamen bir şans meselesidir” dedi.

Filistinli çocuklar, İsrail'in 26 Mayıs'ta Gazze'de yerlerinden edilmiş insanlar için sığınak olarak kullanılan Fehmi el-Cercavi okuluna düzenlediği hava saldırısının ardından yaşananları gözlemliyor. Saldırıda en az 30 kişi hayatını kaybetti. (Omar Ashtawy/APA görüntüleri)
Yine 22 Mayıs'ta Dünya Gıda Programı, BM kuruluşu tarafından desteklenen Gazze'nin güney ve orta kesimlerindeki bir avuç fırının “düzinelerce kamyonun nihayet Kerem Şalom sınır kapısından kargo toplayıp gece boyunca teslim edebilmesinin ardından ekmek üretimine yeniden başladığını” söyledi.
Dünya Gıda Programı, “Bu fırınlar artık sıcak yemek mutfakları aracılığıyla ekmek dağıtmak üzere faaliyete geçti” dedi. “Ancak, insani yardımın yaklaşık 80 gün boyunca tamamen abluka altında tutulmasının ardından, aileler hala yüksek bir açlık riskiyle karşı karşıya ve Gazze'nin tamamında çok daha fazla yardıma ihtiyaç var.”
BM kuruluşu, “tüm nüfusu iki ay boyunca beslemeye yetecek 140.000 metrik tondan fazla gıdanın yardım koridorlarında önceden konumlandırıldığını ve Gazze'ye büyük ölçekte getirilmeye hazır olduğunu” da sözlerine ekledi.

8 yaşındaki Sila Madi, 26 Mayıs'ta Gazze'nin güneyindeki Han Yunus'ta bulunan Nasır Tıp Kompleksi'nde tedavi görürken hastane yatağında yatıyor. Sıla'nın sağ bacağı kesildi ve sol bacağı da İsrail saldırısı nedeniyle kesilme riskiyle karşı karşıya. (Moaz Abu Taha/APA görüntüleri)
BM insan hakları ofisi 23 Mayıs'ta yaptığı açıklamada, İsrailli yerleşimcilerin evlerinin yanına bir karakol kurmasının ardından en az 20 ailenin “Ramallah'ın doğu çevresinde kalan son çoban topluluğu” olan Muğayir el-Deir'i terk etmeye zorlandığını söyledi.
BM ofisi, “Bu durum, yerleşimcilerin şiddet ve tacizi ile İsrailli yetkililerin eylemsizliği veya desteği sonucunda bu bölgedeki diğer yedi topluluğun zorla nakledilmesini takip ediyor” dedi.
“Filistinliler artık bu bölgelerin tamamen dışına itilmiş, İsrail yerleşimlerinin genişlemesine ve işgal altındaki Batı Şeria'nın ilhakının pekiştirilmesine olanak sağlanmıştır.”

Filistinli jimnastikçi Ahmad al-Ghalban, 16 yaşında, ailesiyle birlikte harabeye dönmüş Gazze Şehri'nin yıkıntıları arasında kurulan çadırda, 28 Mayıs. Muhammed, geçtiğimiz Mart ayında Gazze'nin kuzeyindeki Beyt Lahiya'yı hedef alan İsrail hava saldırısında iki bacağını ve birkaç parmağını kaybetti. (Abdullah Abu Al-Khair/APA görüntüleri)
Gıda ve Tarım Örgütü ve Birleşmiş Milletler Uydu Merkezi 26 Mayıs'ta yayınladıkları bir değerlendirmede Gazze'deki ekili alanların yüzde 5'inden daha azının ekime müsait olduğunu belirtti.
BM kuruluşları, Gazze'deki ekili alanların yüzde 80'inden fazlasının zarar gördüğünü, durumun “özellikle Refah'ta ve neredeyse tüm ekili alanlara erişilemeyen kuzey vilayetlerinde kritik olduğunu” söyledi.
Bu arada Gazze'deki seraların yüzde 70'inden fazlası ve bölgedeki tarımsal kuyuların yaklaşık yüzde 83'ü zarar gördü.
FAO'nun üst düzey yetkililerinden Beth Bechdol, “Bu düzeyde bir yıkım sadece bir altyapı kaybı değil, Gazze'nin tarımsal gıda sisteminin ve hayat damarlarının çöküşü anlamına geliyor” dedi. “Bir zamanlar yüz binlerce kişiye gıda, gelir ve istikrar sağlayan bu sistem şimdi harabeye dönmüş durumda.”

38 yaşındaki Mervat Hicazi, İsrail ordusunun evlerini bombalaması ve kocasının ölümüyle sonuçlanan olaydan sonra dokuz çocuğuyla birlikte Gazze'de yerinden edilmiş insanların kaldığı bir kamptaki çadırda yaşıyor. 28 Mayıs'ta fotoğraflanan Mervat ve çocukları, günlük ihtiyaçlarını karşılayacak yeterli gıda ve temiz suyun olmaması nedeniyle açlık çekiyor. (Omar Ashtawy/APA görüntüleri)
Ülke içinde yerinden edilmiş insanlara yönelik desteği koordine eden kurumlar arası bir kuruluş, 15-25 Mayıs tarihleri arasında Gazze'de yaklaşık 180.000 kişinin zorla yerinden edildiğini belirtti.
Küresel Kamp Koordinasyon ve Kamp Yönetimi Kümesi tarafından yapılan açıklamada, “Son yerinden edilme dalgası, el-Mevasi bölgesindeki çadırlara ve Gazze şehrinde okula dönüştürülen bir barınağa yapılan ölümcül hava saldırıları da dâhil olmak üzere, bölgelere doğrudan saldırıların yaygınlaştığı bir dönemde meydana geldi” denildi.
Küme, “Son 10 gün içinde Gazze'nin kuzeyi, Han Yunus'un doğusu ve Deyr el-Belah'ın doğusunda yoğunlaşan askeri operasyonlar da çok sayıda can kaybına neden oldu” diye ekledi.
Küme, 18 Mart'tan bu yana “yaklaşık 616.000 kişinin, bazıları 10'a varan sayıda olmak üzere, birden fazla kez yerinden edildiğini” söyledi.

Yüzlerce kişi Gazze'de Filistinli gazetecilerin ve medya çalışanlarının öldürülmesini protesto etmek için Agence France Presse'in (AFP) Paris'teki ofisinin önünde toplandı, 28 Mayıs. (Anne Paq/AktifStills)
BM İnsani İşler Koordinasyon Ofisi, ay sonu itibariyle 18 Mart'tan bu yana yerinden edilenlerin sayısının 632,000'e yükseldiğini ve “giderek daralan bir alana” itilenler üzerinde “muazzam bir fiziksel ve psikolojik etki” yarattığını söyledi.
28 Mayıs itibariyle Gazze topraklarının yüzde 80'inden fazlası ya İsrail'in askeri bölgesi içinde ya da zorla yerinden edilme emri altındaydı.
İsrail askerlerinin 21 Mayıs'ta Batı Şeria'nın kuzeyindeki Cenin şehrini ziyaret eden diplomat heyetine ateş açması, Tel Aviv'in sadık müttefiki Almanya'nın bile kınamasına neden oldu.
“Reuters'in haberine göre olay, İsrail'in Gazze'deki savaşını durdurması ve Birleşmiş Milletler uzmanlarının 11 haftalık İsrail ablukasının ardından kıtlığın eşiğine geldiğini söylediği nüfusa yardım ulaştırılmasına izin vermesi için İsrail'e yönelik uluslararası baskının arttığı bir dönemde meydana geldi.

Yas tutanlar, İsrail ordusunun 28 Mayıs'ta Batı Şeria'nın Kalkilya kentinin doğusundaki Jit köyünde bulunan evine düzenlediği baskında öldürülen 25 yaşındaki Jassim al-Sadda'nın cenazesini taşıyor. (Mohammed Nasser/APA görüntüleri)
23 Mayıs'ta İsrail'in Gazze'nin güneyindeki Han Yunus'ta bulunan evlerine düzenlediği saldırıda tek bir aileden dokuz çocuk hayatını kaybetti. Çocukların babası Hamdi al-Najjar gibi 10. bir çocuk da ağır yaralandı ve yaklaşık bir hafta sonra aldığı yaralar nedeniyle hayatını kaybetti.
Hamdi, saldırıdan önce eşi Ala el-Neccar'ı her iki ebeveynin de doktor olarak çalıştığı Nasır Tıp Kompleksi'ne bıraktıktan sonra eve dönmüştü.
BBC'ye göre “Çocukları Yahya, Rakan, Ruslan, Jubran, Eve, Rivan, Saydin, Lokman ve Sidra saldırıda öldürüldü”. “Yerel medyaya göre en büyükleri 12 yaşında, en küçükleri ise 6 aylıktı.”

İsrail'in Gazze Şehri'nin kuzeyindeki Saftavi Caddesi'nde bulunan birkaç eve düzenlediği saldırılarda hayatını kaybeden Filistinlilerin cesetleri 28 Mayıs'ta El-Şifa Hastanesi'ne getirildi. (Omar Ashtawy/APA görüntüleri)
25 Mayıs'ta gazeteci Hassan Mecdi Abu Warda ve birkaç aile üyesi İsrail'in Cebaliye'deki evine düzenlediği hava saldırısında öldürüldü. Gazze'deki hükümet medya ofisi Ebu Warda'nın ölümüyle birlikte Ekim 2023'ten bu yana Gazze'de öldürülen gazeteci sayısının 220'ye yükseldiğini açıkladı.
Aynı gün, Gazze'nin sivil savunmasında üst düzey bir yetkili olan Eşref Ebu Nar, Gazze'nin merkezindeki Nuseyrat'taki evlerine düzenlenen İsrail saldırısında eşiyle birlikte öldürüldü.
Yine 25 Mayıs'ta Uluslararası Kızıl Haç Komitesi, İbrahim Eid ve Ahmed Ebu Hilal adlı iki çalışanının önceki gün Han Yunus'taki evlerine düzenlenen saldırıda öldürüldüğünü açıkladı.
26 Mayıs'ta Gazze Belediyesi, çalışanlarından Muhammed Riyad Musa'nın Gazze Şehri'nde görev başındayken öldürüldüğünü ve diğer ikisinin de yaralandığını duyurdu.

Gazze Şeridi'nin orta kesiminde yer alan Deyr el-Belah'taki Dünya Gıda Programı deposuna 28 Mayıs'ta yapılan baskının ardından bir adam bir torba gıda yardımı taşıyor. (Belal Abu Amer/APA görüntüleri)
26 Mayıs günü Hamas'ın Gazze'de yardım kamyonlarının yağmalanması olayına karıştığı iddia edilen dört kişiyi idam ettiği bildirildi. Reuters'in olayla ilgili bilgi sahibi bir kaynağa dayandırdığı haberine göre “bu dört kişi geçen hafta çete üyelerinin yardım kamyonlarını kaçırmasını engellemeye çalışan altı güvenlik görevlisinin İsrail hava saldırısında öldürüldüğü olaya karışmışlardı.”
BM'nin Batı Şeria ve Gazze'deki İnsani İşler Koordinasyon Ofisi Başkanı Jonathan Whittall, Gazze'deki soykırımın 600. günü münasebetiyle 28 Mayıs'ta düzenlediği basın brifinginde, yardım hırsızlığının “İsrail güçlerinin gözetimi altında suç çeteleri tarafından gerçekleştirildiğini” söyledi.
Whittall, suç çetelerinin İsrail ordusu tarafından Gazze'ye yardım götürülen Kerem Şalom geçidi yakınlarında faaliyet göstermelerine izin verildiğini kaydetti.
Whittall, İsrail'in uluslararası yardımın Hamas tarafından yönlendirildiği yönündeki iddialarının “incelemeye dayanmadığını” söyledi. Güvenilir insani yardım kuruluşları aracılığıyla koordine edilen yardımın yönlendirildiğine dair elimizde bir kanıt yok.”

İsrail'in 29 Mayıs'ta Gazze Şeridi'nin merkezindeki El-Bureyj mülteci kampına düzenlediği saldırının ardından yıkılan bir binanın enkazı altında Filistinli bir adam kurtarıldı. (Moiz Salhi/APA görüntüleri)
Filistin İnsan Hakları Merkezi, İsrail güçlerinin 27 Mayıs akşamı Gazze'nin güneyindeki Refah'ta bir yardım dağıtım noktası yakınında toplanan binlerce aç Filistinli sivile ateş açtıktan sonra 30 yaşındaki Salem Ebu Musa adlı bir adamı vurarak öldürdüğünü ve onlarca kişiyi de yaraladığını açıkladı.
Yardım dağıtım noktası, BM tarafından boykot edilen militarize bir planın parçası olarak gıda yardımı paketlerini dağıtmaya yeni başlamış olan İsviçre'de kayıtlı karanlık bir kuruluş olan Gazze İnsani Yardım Vakfı tarafından denetlenmektedir.
Reuters'in haziran ayı başında Gazze'deki yetkililere dayandırdığı haberine göre, programın ilk sekiz gününde Gazze İnsani Yardım Fonu'nun dağıtım noktalarında yardıma erişmeye çalışan 100'den fazla Filistinli öldürüldü ve yaklaşık 500 Filistinli de yaralandı.

10 yaşındaki Muhammed Ebu Naci ve annesi 29 Mayıs'ta Gazze'deki bir barınma merkezindeki çadırda fotoğraflandı. Serebral palsi hastası olan Muhammed'in sağlık durumu, Gazze'deki hastanelerde yaşanan ilaç sıkıntısı ve tedavi için seyahat edememesi nedeniyle giderek kötüleşiyor. (Omar Ashtawy/APA görüntüleri)
BM'nin Batı Şeria ve Gazze Şeridi'nden sorumlu insani yardım koordinatörü tarafından yönetilen ve kendisini “stratejik bir karar alma forumu” olarak tanımlayan İnsani Yardım Ülke Ekibi 28 Mayıs'ta “Gazze'deki insani durumun şimdiye kadarki en karanlık noktada olduğunu” söyledi.
İnsani Yardım Ülke Ekibi, “Geçtiğimiz günlerde İsrail'in onayına 900 kamyon yükü sunduk,” dedi. “Yaklaşık 800'ü onaylandı ve 500'den biraz fazlası Kerem Şalom'un İsrail tarafında boşaltılabildi. Güvensizlik ve kısıtlı erişim nedeniyle sınır kapısının Filistin tarafında sadece 200 civarında kamyon toplayabildik.”
Ülke ekibi, “Bazı beslenme ve tıbbi malzemelerin yanı sıra un getirmemize izin veren İsrail makamları, yakıt, pişirme gazı, barınma ve hijyen ürünleri de dahil olmak üzere diğer birçok ürünü yasakladı” diye ekledi.
Ülke ekibi, başlatılan “yeni militarize dağıtım sistemi” ile ilgili olarak “insani ilkelerle uyumlu değil, insanları riske atıyor ve Gazze'deki insanların ihtiyaçlarını ya da onurunu karşılamayacak” dedi.
28 Mayıs'ta Dünya Gıda Programı, “aç insan ordularının” Gazze'nin merkezindeki Deyr el-Belah'ta bulunan deposuna “dağıtım için önceden yerleştirilmiş gıda malzemelerini aramak için” girdiğini söyledi.
Olayda iki kişinin öldüğü bildirildi.
Üç gün önce Dünya Gıda Programı Direktörü Cindy McCain, ‘ABD televizyonu Face the Nation'a’ verdiği demeçte, İsrail'in bölgeye yardımların son derece sınırlı bir şekilde yeniden başlamasına izin vermesinden bu yana Hamas'ın gıda yardımlarını çaldığına dair herhangi bir kanıt bulunmadığını söyledi.
BM ajansının kamyonlarının “açlıktan ölmek üzere olan insanlar” tarafından yağmalandığını söyledi.

Filistinliler, Gazze Şeridi'nin merkezindeki bir yardım dağıtım merkezi yakınlarında İsrail ordusu tarafından vurulan kişileri tahliye ediyor, 30 Mayıs. (Moiz Salhi/APA görüntüleri)
30 Mayıs'ta BM bağımsız insan hakları uzmanı Francesca Albanese, uluslararası topluma İsrail'in “Gazze'de vahşet suçlarının işlenmesini” gizlemek ve kolaylaştırmak için “insani dil ve mekanizmaları” kullanmasını durdurma çağrısında bulundu.
Gazze İnsani Yardım Vakfı'na 27 Mayıs'ta yardım almak için gelen binlerce Filistinliden üç kişinin öldüğünün, onlarcasının yaralandığının ve birçoğunun da kaybolduğunun bildirildiğini kaydetti.
Albanese, “Bir halkı aylarca aç bırakmak ve ardından yiyecek için feryat ettiklerinde üzerlerine ateş açmak tam anlamıyla bir zulümdür” dedi.
“İsrailli politikacılar bebeklerin yok edilmesi çağrısında bulunmaya devam ederken, İsrail medyasına göre İsrail toplumunun yüzde 80'inden fazlası Filistinlilerin Gazze'den zorla çıkarılmasını isterken, yaptırımların zamanı geldi” diye ekledi.

3 yaşındaki Amro al-Hams, beynine isabet eden şarapnel parçasıyla yaralandıktan sonra Han Yunus'taki Nasır Tıp Kompleksi'nde tıbbi bakım görüyor. Amro el-Hams, anne ve babasının öldürülmesinin ardından büyükannesi eşliğinde tedavi gördüğü Gazze'nin kuzeyindeki Endonezya Hastanesi'nden nakledildi. Nakil, İsrail ordusunun hastaneyi kuşatması nedeniyle gerekli hale geldi. Gazze'deki hastanelerde yaşanan ciddi ilaç sıkıntısı ve sınır kapılarının kapatılması nedeniyle tedavi için seyahat edememesi nedeniyle sağlık durumu kötüleşmeye devam ediyor, 31 Mayıs. (Moaz Abu Taha/APA görüntüleri)
Mayıs ayı sonunda Haaretz gazetesi bir İsraillinin “Doğu Kudüs'te yaşayan bir Filistinliyi milliyetçi gerekçelerle öldürmek” şüphesiyle tutuklandığını bildirdi.
Fuad Alian'ın 22 Mayıs'ta Kudüs'ün batı kesimindeki bir parkta bulunduğu sırada saldırganlar tarafından kovalandığı bildirildi. Saldırganlardan birinin, kuzeniyle birlikte motosikletle kaçmaya çalışan Alian'ı ezdiği iddia edildi.
Batı Şeria'da 27 ve 28 Mayıs tarihleri arasında 24 saat boyunca üç Filistinli İsrail güçleri tarafından öldürüldü. İkisi Jit köyünde ve Jericho'da ayrı baskınlarda öldürülürken üçüncüsü de Nablus'ta öldürüldü.
OCHA'nın yerel kaynaklara dayandırdığı haberine göre, Nablus'ta öldürülen adam “dükkânının dışında vuruldu ve 27 Mayıs'ta İsrail ordusunun düzenlediği baskın sırasında çıkan çatışmalara karışmadı”
Kalkilya yakınlarındaki Jit'te öldürülen adam, evine baskın düzenleyen İsrail güçleri tarafından uyurken vuruldu. OCHA'nın bildirdiğine göre, askerler vurulan adamın ailesinin onu hastaneye götürmesini engelleyerek “genç adamı kan kaybından ölmeye terk etti”.
Bu arada, yerleşimciler Batı Şeria'nın Ramallah kenti yakınlarındaki Rammun köyünde arabaları ateşe verdi ve evlere ırkçı sloganlar yazdı; Nablus yakınlarındaki Karyut köyünde ise yerleşimciler evlere taş attı ve araçları ateşe verdi.
Bir Filistin Yönetimi yetkilisine göre yerleşimciler Ramallah yakınlarındaki El Muğayir köyünde ekinleri ateşe verdi ve Ramallah bölgesinin yanı sıra Eriha ve Nablus yakınlarındaki çeşitli yerlerde çadırlar kurdu.

İsrailliler, İsrail güçlerinin koruması altında Batı Şeria'nın El Halil kentinde provokatif bir tur atıyor, 31 Mayıs. (Mamoun Wazwaz/APA görüntüleri)
31 Mayıs'ta Hamas, ABD'nin desteklediği Gazze'de 60 günlük ateşkes önerisinde değişiklik arayışında olduğunu açıkladı. Buna göre 1236 Filistinli mahkûm ve İsrail'in elinde bulunan 180 Filistinlinin cesedine karşılık, ölü ve diri 28 İsrailli esir serbest bırakılacaktı.
Mayıs sonu itibariyle, Gazze'den İsrail ordusu tarafından gözaltına alınan Filistinliler hariç olmak üzere, Batı Şeria ve Gazze'den 10.000'den fazla Filistinli İsrail'in gözetimi altındaydı. Bu 10.000 tutuklu ve hükümlünün yaklaşık 3600'ü idari gözaltı kararları uyarınca suçlama veya yargılama olmaksızın, yaklaşık 1850'si ise “yasadışı savaşçı” olarak tutuluyordu.
Filistin Esirler Cemiyeti 22 Mayıs'ta yaptığı açıklamada, 33 yaşındaki Amr Hatem Odeh'in 13 Aralık 2023'te Gazze'de İsrail'in kötü şöhretli işkence ve gözaltı kampı Sde Teiman'da tutulurken öldüğünü doğruladığını duyurdu. Ekim 2023'ten bu yana 44'ü Gazze'den olmak üzere en az 70 Filistinli İsrail gözetiminde hayatını kaybetti.
Reuters'a göre ABD destekli geçici ateşkes önerisi, BM, Kızılay ve diğer kuruluşlar tarafından Gazze'ye insani yardımın yeniden başlatılmasını da içeriyor.
“Reuters'ın haberine göre, “Hamas, İsrail hapishanelerindeki Filistinli tutuklular karşılığında yaşayan 10 rehineyi serbest bırakmaya ve ölen 18 kişinin cesetlerini teslim etmeye hazır olduğunu söyledi. “Ancak Hamas, İsrail'in reddettiği savaşın sona ermesi ve İsrail askerlerinin Gazze'den çekilmesi taleplerini yineledi.”
Bu arada İsrail ordusu 31 Mayıs'ta Hamas lideri Muhammed Sinvar'ı ay başında Gazze'de düzenlediği bir saldırıda öldürdüğünü iddia etti. Muhammed, geçen yıl ekim ayında Gazze'nin güneyindeki çatışmalarda öldürülen Hamas lideri Yahya Sinvar'ın küçük kardeşiydi.
Üçüncü kardeş Zekariya Sinvar ise mayıs ayı ortasında Gazze'nin merkezindeki Nuseyrat mülteci kampında üç oğlunun ölümüne neden olan İsrail saldırısında ağır yaralanmıştı. Gazze'de önde gelen bir akademisyen olan Zekariya, saldırıdan yaklaşık bir hafta sonra aldığı yaralar nedeniyle hayatını kaybetti.
Maureen Clare Murphy’in Electronic Intifada’da yayınlanan çalışması, Haksöz Haber tarafından tercüme edilmiştir.








HABERE YORUM KAT