1. HABERLER

  2. ETKİNLİK

  3. Erzurum'da Mısır'daki Katliam Protesto Edildi
Erzurumda Mısırdaki Katliam Protesto Edildi

Erzurum'da Mısır'daki Katliam Protesto Edildi

Mısır'daki Katliam Erzurum'da protesto edildi.

14 Ağustos 2013 Çarşamba 21:32A+A-
Mısırda,Rabiatu'n Adeviyye Meydanı ve Nahda Meydanı başta olmak üzere tüm ülkede, darbe karşıtı Müslümanların bu sabaha karşı Mısır ordusu tarafından katledilmesi üzerine, saat 17:30 da Lalapaşa Camii Meydanı'nda  bir araya gelen "Erzurumlu Müslümanlar" katliamı protesto ettiler. 

2000 dan fazla Müslümanın Mısır Ordusu tarafından alçakça katledilip onbinlercesinin de yaralanması karşısında toplanan grup adına Zafer Fatih ERGAT'ın okuduğu basın açıklamasının ardından  Mustafa AĞIRMAN Hoca'nın yaptırdığı duaya çevreden geçen Erzurumlu Müslümanlar da el açıp iştirak ettiler. Yapılan duada başta Mısır Adeviyye Meydanı ve Nahda Meydanı'nda katledilen müslümanlar olmak üzere Suriyeden Afganistana, Çeçenyadan Filistine kadar küfre, tuğyana ve zalim işbirlikçilere karşı direnen mücahitler için de Allah'tan zafer istendi.  
 
"Mısırda Darbenin Karşısında, Müslüman Kardeşlerimizin Yanındayız!" "Diren Mursi, Diren İhvan, Diren Mısır; Zalimlerin Devrilmesi Yakındır" ve "Ey Firavunlar Ordusu ! Mısır Şehidlerinin Kanları Hepinizi Boğacak" yazılı pankartların yanında  "İslami Hareket Engellenemez", "Diren Mursi,Diren Mısır", "İslam Düşmanı Laiklere Karşı Bütün Ümmet Tek Yürek" ve Muhammed Mursi resminin olduğu dövizler açıldı.
 
Tekbir ve Tevhid çağrılarının sıkça tekrarlandığı gösteride "Seyyid Kutub  El Benna Selam Olsun İhvana", "şehidlerin kanı zalimleri boğacak", "Mısır'a, İhvana, Direnişe Bin Selam", "Defol Sisi,Seninleyiz Mursi", "Erzurumdan Mısıra Direnişe Bin Selam", "İslami Hareket Engellenemez", "Kahrolsun Amerikan Darbecileri" vb. sloganlar atıldı. 
CUMA GÜNÜ, CUMA NAMAZINDAN SONRA LALAPAŞA CAMİSİ MEYDANI'NDA daha güçlü bir tepkiyle; gıyabi cenaze namazı, basın açıklaması ve dua yapmak üzre karar alan Müslümanlar daha sonra dağıldı. 
erzurum-20130814-1.jpg
erzurum-20130814-2.jpg
erzurum-20130814-3.jpg
erzurum-20130814-4.jpg
erzurum-20130814-5.jpg
erzurum-20130814-6.jpg
erzurum-20130814-7.jpg
 
Fotoğraflar: Ayşenur BAYRAM
 
BASIN AÇIKLAMASI TAM METİN
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM.

Yaşadığımız bu günler; İslam Coğrafyası’nın kan, gözyaşı, şehadet ve direnişle bedel ödeyerek doğrulmaya çalıştığı “Furkan günleri”dir.

Müslüman Coğrafyanın bir çok beldesinde dalga dalga yayılarak küresel istikbarın ve işbirlikçi taşeronların uykularını kaçıran hak, adalet ve özgürlük temelli kıyamların omurgasını hiç şüphesiz “İslami Hareketler” oluşturmaktadır. Tunus, Mısır, Libya ve bilhassa Suriye’de kıyama kalkan Müslümanlar’ın  zulme ve tuğyana karşı ödedikleri bedeller; on yıllardan beridir her türlü baskı, şiddet, tecavüz ve cinayete rağmen yürüyüşlerini durdurmadan sürdüren İslami Hareketlerin zafer sayılabilecek mevziler elde etmelerine yol açmıştır.

İslami Hareketlerin bu büyük kazanımları karşısında tedirgin olan emperyalist güçler ve yerli işbirlikçilerin, sarsılan düzenlerini ve kaybolan rantlarını yeniden elde edebilmek adına gerek psikolojik gerekse fiili yollarla her türlü hile, ihanet, komplo ve tecavüze başvurmalarında şaşılacak bir durum yoktur. Asıl şaşılacak olan; yüz yılı aşkın bir süredir İslam Dünyası’na kan kusturan, bu müstekbirlerden adil, insaflı, tarafsız davranıp tavır almalarını beklemektir. Zira biz biliyoruz ki, İslami Hareketlerin yükselen dalgası karşısında tüm gücüyle direnip, devrim süreçlerini tersine çevirebilmek için seferber olan; çapulcuları, darbecileri, şebbihaları, baltacıları, kuklaları görevlendirip Müslümanların önünde dalgakıranlar yaratarak karşı devrimler oluşturmak isteyen bizzat bu “Batılı Müstekbirler”dir.

Biz bu Firavunları, Irak’a getirdikleri demokrasilerinden tanıyoruz. Afganistan’da her ay  insansız cinayet uçaklarıyla vurdukları kadın ve çocukların cesetlerinden tanıyoruz. Biz bu Nemrutları, Grozniden, Felluceden, Cenk Kalesinden, Şam, Halep, Mogadişu, Gazze, Urumçi, Arakan, Patani, Saray Bosna’dan tanıyoruz. Şimdi bu alçaklık tablosuna Mısır meydanlarında kanla kirlenmiş yeni bir sayfa eklenmesi; Adeviyye Meydanında ve Nahda Meydanında oluk oluk Müslüman kanı akıtılması bizleri şaşırtmıyor.

Oysa gören her gözün, işiten her kulağın, düşünen her aklın çok rahat anlayacağı bu oynun ne manaya geldiği basittir. Şüphesiz ki “küfür tek millettir”. Zalimler İslam’a ve Müslümanlara karşı kinlerinden parmaklarını ısırırlar. Kalplerinde taşıdıkları nefret ise daha şiddetlidir. Bu yüzdendir ki, tüm dünyanın gözleri önünde işledikleri cinayetlerden utanmayacaklar. Bugün Nahda Meydanında diri diri yakarak katlettikleri Müslümanları Batılı efendilerinin memnuniyetine sunacaklar.

Taksim Gezi Parkında bir kaç ağacı bahane ederek 9 saat boyunca canlı yayın yapıp dünyayı ayağa kaldıranların; çiçek, böcek, ağaç edebiyatıyla haftalarca ekranlarda boy gösteren borazanların gözünde Adeviyye Meydanında ve Nahda Meydanında  katledilen 2000 Müslümanın; silahlara, gaz bombalarına karşı canlarını siper ederken yaralanan 10 bin’i aşkın Müslümanın veya Suriye'de her gün katledilen masumların değerini sorgulamak Batı'yı teşhir etmek değil, kendi acziyetimizi ikrar etmektir. Çünkü Batı hep o bildik yalancı, kindar, darbe destekçisi, işgalci, katil batıdır.

Mısırın şeffaf seçimler sonucunda seçilen ilk Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin, tüm dünyanın gözleri önünde güpegündüz alaşağı edilmesinin ardından devam eden barışçıl gösteriler, yaklaşık bir ay önce yine  sabaha karşı, Mısır Cuntasının keskin nişancıları ve baltacılar olarak bilinen cunta beslemesi suç şebekeleri tarafından, 200’ü aşkın Müslümanın şehadeti, 5000’e yakın Müslümanın da yaralanmasıyla sonuçlanan saldırılara maruz kalmıştı. Bugün bu aynı suç şebekesi, küresel küfür baronlarından aldıkları destekle ve uyuyan Müslüman ümmetin tepkisizliğinden de güç alarak daha büyük bir katliama imza attılar.  Mısır Cuntası’nın ve ona yaslanarak sözde demokrasi-özgürlük naraları atan liberallerin, solcuların ve yargı diktasının tek cepheden ihvana karşı giriştiği kıyımın boyutları gün geçtikçe daha ileri cinayetlere taşınmanın sinyallerini veriyor. Bu cinayetler yakın bir gelecekte yeniden ve daha kapsamlı bir şekilde bizlerin gündemini meşgul etme potansiyeli taşımaktadır. Karşımızda duran küresel istikbarın ve kukla Mısır Ordusu’nun toplu katliamlarla mücadelemizi, kazanımlarımızı gasp etmeye; yeryüzünü Müslümanlara zindan etmeye çalıştıklarını görüyoruz.

Bizler Erzurumlu Müslümanlar olarak, yaşananların bir çeşit hakla batıl, iman ile küfür, zalimle mazlum, tevhid ve şirk savaşı olduğunu ve elbette cephemizi tevhidin, hakkın ve adaletin cephesi olarak belirlediğimizi ilan etmek için toplanmış bulunuyoruz.

Müslümanlar olarak buradan bütün dünyaya ilan ediyoruz ki; “yeryüzünde fitne kalmayıp din yalnız Allah’ın oluncaya kadar mücadelemizi ve direnişimizi sürdüreceğiz.” Bu vesileyle tüm Müslümanları daha uyanık olmaya ve Mısırdaki direnişe daha sorumluca destekçi olmaya davet ederken; başta Adeviyye ve Nahda Meydanları'nda şehit olan kardeşlerimize ve tüm İslam şehidlerine Allah'tan rahmet diliyor, Müslüman kardeşlerimizin şehadet kanlarıyla sulayıp bereketlendirdikleri direnişlerini zaferle taçlandırmasını diliyoruz.

HABERE YORUM KAT