1. YAZARLAR

  2. Fehmi Huveydi

  3. Erdoğan'la baş başa
Fehmi Huveydi

Fehmi Huveydi

Yazarın Tüm Yazıları >

Erdoğan'la baş başa

13 Nisan 2010 Salı 00:39A+A-

Arapça El Türkiye kanalının 4 Nisan Pazar akşamı yapılan açılışında kanalın yayınladığı ilk gazetecilik söyleşisi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'laydı.

Söyleşiyi gerçekleştirenler, ikisi Arap dünyasından -Cihad El Hazin ve ben- diğeri ise kanalın müdürü Sefer Turan idi. Açılış töreni ve Erdoğan'la yapılan söyleşi, Türk stratejisinde Arap dünyasıyla ilişkilerin işgal ettiği gelişmiş durumdan bahseden açık ve kapalı işaretlerle doluydu. Konuşmalardaki bu sıcaklık AKP'nin 2002 yılında iktidara gelmesinden bu yana Türkiye'nin izlediği yeni yolun ifadesiydi. Şöyle ki; Arap dünyasıyla ticaret hacmi o günden bugüne kadar beş kattan fazla arttı. Rakam 5 milyar dolardan 27 milyar dolara sıçradı. İslam dünyası ülkeleriyle olan ticaret hacmi de aynı oranda arttı. 11 milyar dolardan 60 milyar dolara. 4 ülkeyle Suriye, Lübnan, Ürdün ve Libya ile vizeler kaldırıldı. Türkiye, Körfez İşbirliği Konseyi'yle stratejik işbirliği anlaşması imzaladı. Birleşik Arap Emirlikleri içinde yeni demiryolu hattı kurulması haberi yayıldığında Türkler demiryolu hattını Suriye ve Suudi Arabistan'dan geçerek ülkelerine bağlama düşüncesini sunmakta gecikmediler. Süratle gelişen ekonomik faaliyetlerin yanı sıra Türk siyasi varlığı da Arap dünyasında artan bir önem kazanıyor. Türkiye, Arap Birliği'ne gözlemci olarak girdi ve Filistin sorunu, Suriye ile İsrail müzakerelerinden Irak'taki şartlar, Darfur ve Yemen'deki Husiler sorununa kadar bölgedeki birçok sorun ve dosyada taraf oldu.

Türk dizilerinin atmosferimize nüfuz etmesi ve Arap izleyiciyi kendisine çekmesi sonrası ilişkiler sicilinde yeni bir sayfa açarak Arap vatandaşa seslenmek amacıyla bu Arapça kanal geldi. İlişkiler geçen dört asır boyunca perçinlenmişti; ancak hilafetin kaldırılması ve 1920'li yıllarda Cumhuriyet'in kurulmasıyla kopmuştu. Arap harfleri kaldırılmış, Türklerin kendi kültürel referanslarıyla bağlantısı koparılmıştı.

El Türkiye kanalının açılışında duyduklarımız, bu son arka plandaki kapsamlı devrimi somutlaştırıyor. Doğal olarak bu devrim sürpriz değil. Erdoğan, Libya'daki Arap zirvesinde İstanbul'un geleceğinin Kudüs'ün geleceğiyle, Türkiye'nin geleceğinin Arap dünyasının geleceğiyle irtibatlı olduğunu ifade ediyordu. Hiçbir Arap lideri bu sözleri ifade etmedi; ancak Erdoğan açılış günündeki söyleşide bizlere 'ev alma komşu al' yollu Arap atasözünü zikretti ve ülkesinin Arap dünyasıyla ilişkisinin et-tırnak ilişkisi gibi olduğu üzerinde durdu. Bu ifadeler, Türkiye'nin AB'ye katılmak istediği bir zamanda Türkiye'nin geleceği ile Arapların geleceği arasındaki bağlantı etrafındaki soruma yanıt olarak gelmişti. Erdoğan, Türkiye'nin Arap ve İslam bölgesiyle ilişkisinin 'asıl' olduğunu ve Türk politikasını belirleyen öncelikleri bozmayacak çeşitliliği taşıyabilen kimlikleri arasında bir çelişkinin olmadığını ilave etti.

Cihad el Hazin, Davos'taki onurlu tutumunu hatırlatınca Erdoğan, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarında işlediği suçların Türk halkını provoke ettiğini ve bu suçların İsrail'e yönelik tutumundaki dönüşüm noktası mesabesinde olduğunu belirtti. O an kendisine Türkiye'nin Tel Aviv büyükelçisi aşağılandığında öfkelendiğini ve İsrail Dışişleri'ni özür dilemek zorunda bıraktığını belirtmiş ve Mescid-i Aksa'nın aşağılanması durumunda Ankara'nın ne yapacağını sormuştum. Yanıt olarak hükümetinin sessiz kalmayacağını, ancak şu an açıklanmayacak bitirici bir tutum alacağını ifade etti.

Daha önce bu köşede şair Murid el Barguti'nin bir yorumunu aktarmıştık. Kendisi Libya'daki Arap zirvesinde konuşan Erdoğan'ı zirvedeki tek Arap olarak nitelemişti. Benzer düşünceleri Cihad el Hazin ifade etti. Hatta Erdoğan'a şaka yoluyla 'Herhangi bir Arap ülkesinde kendinizi seçimlerde aday göstermeyi düşündünüz mü?' diye sordu. Bu adam söylenmesi gerekeni söyledi ve ondan duyduklarım beni mutlu etti. Güzel sözler söylediği için değil sadece, aynı zamanda seçim sonuçlarına kendi lehinde olmayacak şekilde hile karıştırılacağını bilmediği için mutlu oldum. Katar gazetesi El Şark, Mısırlı yazar, 10 Nisan 2010

ZAMAN

YAZIYA YORUM KAT