1. HABERLER

  2. HABER

  3. GÜNDEM

  4. Erdoğan’dan Kılıçdaoğlu’na: Senden Darbe Şakşakçısı Olur
Erdoğan’dan Kılıçdaoğlu’na: Senden Darbe Şakşakçısı Olur

Erdoğan’dan Kılıçdaoğlu’na: Senden Darbe Şakşakçısı Olur

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kılıçdaroğlu’nun erken seçim çağrısına cevap verdi: Tutturdu şimdi ‘erken seçim’ diyor. Bu şahıs demokratlıktan bahsediyor. Senden demokrat olmaz, senden olsa olsa darbecilere şakşakçı olur, başka bir şey olmaz.

29 Ekim 2017 Pazar 15:47A+A-

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Selçuklu Kongre Merkezi’nde düzenlenen AK Parti Konya İl Başkanlığı Genişletilmiş İl Danışma Meclisi Toplantısı’na katıldı. Erdoğan burada yaptığı konuşmada, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun erken seçim çağrısına cevap verdi. Erdoğan, “Neyi konuşuyorsun sen hala, hangi erken seçim? Demokrasilerde zaman bellidir, vakit gelir çıkarsın, seçimi yaparsın. Sen şimdi ey Kılıçdaroğlu, çalış da 2019’un Mart’ına hazırlan” dedi. Kılıçdaroğlu’nun 15 Temmuz gecesi darbeciler tarafından açılan yollardan bir yerlere saklandığını belirten Erdoğan “Senden demokrat olmaz. Senden olsa olsa darbecilere şakşakçı olur. Başka bir şey olmaz” şeklinde konuştu.

SEÇİMDE REZİL OLDUN

Türkiye’de bir ana muhalefetin olmadığını söyleyen Erdoğan “Tutturdu şimdi ‘Erken seçim.’ diyor. Seçimin zamanı belli zaten. AK Parti iktidarlarında çıkmaz sokak olursa ki bu biliyorsunuz 7 Haziran’da olmuştur, koalisyon görüşmeleri vesaireler falan hiçbir bir netice alınmayınca orada ne yaptık, dedik ki ‘eyvallah erken seçim’. Ne oldu? Gittik erken seçime, rezili rüsva oldun. Yani bizim bunlardan korkmak diye bir derdimiz yok.” ifadelerini kullandı. Erdoğan’ın konuşmasından satır başları şöyle: Sen daha neyin erken seçimini istiyorsun? Daktilolar başbakanlığın önüne fırlatılmıyor ki böyle bir durum yok. O bunların geçmişinde vardı, biliyorsunuz her şey iflastaydı, herkes aç, susuz öyle bir noktaya gelmişti o zaman seçim üstüne seçim, seçim üstüne seçim ama hamdolsun bizde böyle bir durum yok.

ÖNCE NAMUSU ÖĞREN

Varsa yoksa kendi iç çekişmeleri, kendi iç meseleleri, onun dışında dünya yansa bunların umurunda değil. Ana muhalefetin başındaki zat, geçtiğimiz günlerde lütfedip iki hususta görüş beyan etti. Önce ‘Erken seçim için hodri meydan’ dedi. Çok kabadayıdır biliyorsunuz. Ardından da ‘Bu çağrıyı demokrasinin namusunu korumak için yapıyoruz.’ dedi. Ne zamandan beri erken seçim demokrasinin namusu oldu? Önce sen bu namus kavramını bir öğren de meydana öyle çık. Yani ağızları açıldığı zaman bizim ahlak değerlerimize tamamen ters özelliklerle ortaya çıkarlar ve ondan sonra ‘demokrasinin namusu’ der.

KOMEDİ ÖTESİ

Derler ki tarihte bir şey iki defa gerçekleşirse ilki trajedidir, ikincisi komedidir. Şimdi bu zat tam on defa aynı akıbeti yaşamış yani kaybetmiş. Konyalıların deyimiyle hep kösülmüş. İyi mi? Kösülmüş. Dolayısıyla bu zatın durumu komedinin de ötesinde, kösülmüş. Fıkra diye anlatsanız insanlar gülmekten kırılır. Başarısızlık abidesi olarak dikseniz ziyaretçi rekoru kırar. Karşımızda o derece absürt bir portre var. Biliyorum ki sizler bu durumu ikrah ederek takip ediyorsunuz ama maalesef bu zatın taşıdığı unvan sebebiyle arada bir de olsa söylediklerine cevap vermek icap ediyor.

KAÇACAK DELİK ARAR

Geçtiğimiz 15 yılda ülkemizin her kritik döneminde halk oylamasına giden de yine biz olduk. Tabii sırtında yumurta küfesi taşımayan, ülkesi ve milletine karşı hiçbir sorumluluk hissetmeyen bu zatın aklına geldikçe erken seçim demesinin sadece laftan ibaret olduğunu gayet iyi biliyoruz. Hatta bu zat şunu da söyledi, ‘Yüzde 40’ın altına düşersem çekileceğim.’ dedi. Çekildi mi? Niye? Akşam başka, sabah başka. Şimdi biz desek ki ‘Hadi seçime gidelim.’ İnanın bana kaçacak delik arar.”

Bizi dar gömleğe sığdırmaya çalışıyorlar

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Türkiye’nin dirilişinden, silkinişinden, yükselişinden rahatsız olanlar, terör örgütleriyle el ele verip önümüzü kesmeye, bizi yeniden kendi biçtikleri dar gömleğe sığdırmaya çalışıyorlar. Halbuki biz, gönlümüze çizilen hudutların darlığına isyan eden bir milletiz, kükreyen bir milletiz. Türkiye’ye ‘Irak’ta, Suriye’de, Somali’de, Afrika’da, Balkanlar’da, Kafkaslarda ne işin var’ diyenlere sormak lazım, peki sizin buralarda ne işiniz var? Öyle mi? Çünkü bunların derdi yok. Bizim derdimiz var, derdimiz. Biz dertliyiz. Biz buralardayız çünkü bizim bu coğrafyaların hepsiyle de çok güçlü tarihi ve insani bağlarımız var. Buralarda ağlayan her çocuğun gözyaşını silmek, bizim boynumuzun borcudur.” dedi. Konya Mevlana Meydanı’ndaki toplu açılış töreninde vatandaşlara hitap eden Erdoğan, şöyle devam etti:

BURADA NE İŞİNİZ VAR DİYEMEZLER

"Binlerce, on binlerce kilometre öteden gelip buralarda yaptıkları işleri kendilerine hak görenler, bizim 911 kilometre Suriye sınırı, 350 kilometre Irak sınırında ‘Burada ne işiniz var’ diye bize soramazlar. Oradan havan topları bize gelecek ve benim şehidim olacak, ‘Burada ne işiniz var?’ Yok öyle şey. Üstelik bu işi öylesine kirli bir şekilde yapıyorlar ki inanın bana onların adına biz utanıyoruz. Kendi vatandaşlarının güvenliği uğruna dünyayı kana ve ateşe bulayanlar, iş bizim vatandaşlarımızın güvenliğine geldiğinde bir anda kavramları, tanımları, sınırları değiştiriveriyorlar. İnsan hakları onlarda başka bizde başka tanımlanıyor. Hukuk, onlarda başka bizde başka algılanıyor. Her türlü uluslararası kural, kaide, teamül onlara başka bize başka uygulanıyor. Evet, bu taksimi kurt bile yapmaz velev ki kuzulara şah olsa ama bunlarda böyle bir adalet yok"

DAHA NELER OLACAK NELER

Erdoğan, “Artık hamdolsun bizim de silahlı insansız uçaklarımız var. Artık, ‘acaba verirler mi’ demiyoruz, biz yapıyoruz. Kötü komşu bizi ev sahibi yaptı. Daha neler olacak neler. Çalışıyoruz evelallah daha iyi olacak. Türkiye’nin haklı itirazlarına kimi zaman terör örgütlerinin namluları üzerimize yöneltilerek, kimi zaman ekonominin araçları bir silah gibi kullanılarak cevap verildiğini çok iyi biliyoruz. Bu mesajları gönderenler emin olsun, hepsini aldık. Hepsini de devlet ve millet hafızamıza kaydettik. Hepsi de hesabını göreceğimiz gün geldiğinde çıkartılıp ortaya konulacaktır. Bu işler heyecanla ve fevri çıkışlarla değil, sabırla ve planlı, programlı hamlelerle yürütülmek zorundadır” dedi.

HABERE YORUM KAT