1. HABERLER

  2. HABER

  3. GÜNDEM

  4. Erdoğan, “Yurt dışı kaynaklı saldırıları etkisiz hale getirecek mekanizmaları kurduk”
Erdoğan, “Yurt dışı kaynaklı saldırıları etkisiz hale getirecek mekanizmaları kurduk”

Erdoğan, “Yurt dışı kaynaklı saldırıları etkisiz hale getirecek mekanizmaları kurduk”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Aldığımız tedbirlerle döviz kurundaki anlamsız dalgalanmayı önemli ölçüde kontrol altına aldık. Bugünlerde oynaması geçicidir. Bizim silahımız Nas, bize silah çekenlere karşı başarılı olacağız.” dedi.

31 Aralık 2021 Cuma 14:11A+A-

HAKSÖZ HABER

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan Anadolu Aslanları İş Adamları Derneği'nin (ASKON) 12. Olağan Genel Kurulu'nda konuştu. Faize karşı olduklarını, en yakınlarından bile faizli ekonomi modellerine destek verildiğini ama kendisinin buna izin vermeyeceğini ifade eden Erdoğan TL mevduat hesapları için katılım daha da artacak gibi görünüyor dedi. 

Faize kesinkes karşı olduğunu ancak ekonomik modellerde faizin yer aldığı uygulamaları tanıtmaktan da geri durmayan Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkan başlıkları derledik. 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, üretim, istihdam, ihracat tarafında işlerin yolunda gittiğini, organize sanayi bölgeleri, fabrikalar ve tesislerin harıl harıl çalıştığını ve ürettiğini belirterek herkesin gücü oranında çalışmasını, katkı sunmasını beklediklerini ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu süreçte elbette önümüze sıkıntılar da çıkıyor. Son dönemde yaşadığımız önemli sorunlardan biri döviz kurundaki dengesiz dalgalanma, diğeri de fiyatlardaki fahiş artıştır. Aldığımız tedbirlerle bu iki sorundan döviz kurundaki anlamsız dalgalanmayı önemli ölçüde kontrol altına aldık. Kurun yıl sonu hesap kapatmaları sebebiyle bugünlerde tekrar oynamaya başlaması, geçici bir durumdur. Yılbaşından itibaren kurun, bu hafta başındaki gibi makul bir seviyede istikrar kazanacağını değerlendiriyoruz. Bunu sağlamak için elimizdeki imkanları da kullanacağız. Amacımız hem iş insanlarımızı hem de vatandaşlarımızı 1 ay, 6 ay, 1 yıl, 3 yıl sonrasını görebilecekleri yatırım ve tasarruf kararlarını buna göre verecekleri bir güven ve istikrar iklimine kavuşturmaktır." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, güven ve istikrar ikilisinin unutulmaması gerektiğini vurgulayarak, kuruluşlarından itibaren ekonomik anlayışlarını bu iki kavramın üzerine yerleştirdiklerini söyledi.

Bir süredir yaşanan gelişmelerin, kur üzerinden ülkenin ve milletin felaketi pahasına haksız kazanç sağlama niyetinde olanların, bunun bedelini ağır bir şekilde ödemek mecburiyetinde kalabildiklerini gösterdiğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaşanan kayıplardan dolayı üzüntülü olduklarını ama ülkenin ve milletin selameti için doğru olanı yapmanın da “boyunlarının borcu” olduğunu ifade etti.

Erdoğan, faizlerin düşük, kurun istikrarlı, enflasyonun aşağı yönlü, yatırımın, üretimin ve ihracatın coşkulu bir şekilde artış gösterdiğini iddia etti.

Gençler başta olmak üzere, herkesin çalışacak iş ve dolayısıyla hayatını sürdürecek gelir sahibi olduğu bir ekonomik işleyiş inşa ettiklerini söyledi.  

Erdoğan, “Şunu unutmayalım; biz, kendi paramızı ölçü olarak almadığımız sürece her zaman batmaya mahkumuz. Türk lirası bizim paramız. Biz onunla hareket edeceğiz. Biz yok şu dövizmiş, yok bu dövizmiş, bunlarla değil. Biri de, hep söylüyorum, yine söyleyeceğim, faiz aşağı, faiz yukarı. Arkadaşlar, artık lütfen bu işi kitabımızdan bir defa çıkaralım. Faiz zengini daha zengin, fakiri daha fakir yapar, bunu bilecek, buna inanacağız. Bununla yolumuza devam edeceğiz. Alışverişi döviz üzerinden olmayan firmalarımızdan da kendi paramız dışında bir finans aracı kullanmamalarını tavsiye ediyorum. Bu paketi açıkladığımız günden itibaren mevduatlarda dövizden kendi paramıza ciddi bir dönüş başlamıştır. Yılbaşından itibaren hem firmalarımızın hem vatandaşlarımızın kendi paramıza dönüşü daha da hızlandıracaklarının işaretlerini görüyoruz."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye ekonomisine serbest piyasa mantığına aykırı şekilde kur üzerinden yöneltilen “yurt dışı kaynaklı saldırıları etkisiz hale getirecek mekanizmaları kurduklarını” belirterek şöyle dedi: "Şimdi de son dönemde yaşadığımız gibi döviz kurunda yurt içi talepten kaynaklanan ani, sert ve rasyonel temeli olmayan iniş çıkışlar yaşanmasını engelleyecek tedbirleri aldık, alıyoruz. Elbette bütün bunları, serbest piyasa ekonomisi kurallarından sapmadan ülkemizin küresel ekonomik sistemle güçlü bağlarına zarar vermeden yapıyoruz. Aynı şekilde tasarruf yöntemi olarak altını tercih eden vatandaşlarımızı, ellerindeki bu değeri finans sistemimize dahil etmeye çağırıyoruz. Yastık altında tutulan 5 bin ton altının ne kadarını ekonomimize kazandırabilirsek, ülke ve millet olarak gücümüz o derece artacaktır. Döviz kurunu yatay seyre geçirme ve altını sisteme kazandırma sürecini ne kadar hızlı yürütürsek enflasyonu ve çoğu defa onu da aşan fahiş fiyat artışlarını kontrol altına alma mücadelemizde elimiz o derece güçlü olur."

Faize kesinkes karşı olduğunu belirten Erdoğan, “Bak, yine söylüyorum; faiz sebep, enflasyon neticedir. Buna inandığımız gün başarılı olacağız. Birilerinin dediği gibi 'Enflasyon sebep, faiz neticedir.' Böyle bir yanlış olamaz. Batı'nın bu kapitalist anlayışına maalesef kendini kaptıranlar hala burada sürüp gidiyorlar. Arkadaşlar bizim de bir değerler silsilemiz var değil mi? Bu değerler silsilemize eğer inanıyorsak o zaman biz Batı'nın bu kapitalist mantığıyla onların bu kapitalist anlayışıyla biz hareket edemeyiz. İsrail'e bir bakın. İsrail'i bir değerlendirin. Acaba İsrail kendi içinde faiz-enflasyon ilişkisini nasıl değerlendiriyor? Buyurun şu anda Amerika'ya bakın. Amerika'da faiz nerede? Enflasyon nerede? Gelin Batı'ya. Almanya, Fransa. Buralarda faiz nerede, enflasyon nerede? Kendi ülkemize bakıyoruz. Kendi ülkemizde en yakın çevremizde bile bazı dostlar, arkadaşlar hala faizle hareket etmenin gerekli olduğunu savunacak duruma geliyorlar. Bu can bu tende oldukça iddiayla söylüyorum. Faiz sebeptir, enflasyon neticedir… Hamdolsun bütçe tarafında herhangi bir sıkıntımız yok. Hatta öngörülenden daha iyi gerçekleşmelerle yılı kapatıyoruz." dedi.

“Bizim silahımız nas”

Bunun için enflasyon ve fiyat artışları hızla düşecek derken temennimizi değil, teknik bir hakikati, mutlaka olması gereken bir durumu ifade ediyoruz. İnşallah çok yakında bunu da hep beraber göreceğiz. Kurdaki dalgalanmanın cazibesine kapılanlar, nasıl bunun acı faturasıyla yüzleştiyse aşırı fiyat artışına tevessül edenlerin durumu da farklı olmayacaktır. Yaptığımız son düzenlemeyle kendi paramızın getirisini dövizdeki muhtemel kazançla eşleştirerek sıcak para hareketleri üzerinden yürütülen manipülasyonların da önüne geçmiş oluyoruz. Ülkemizi hedeflerine doğru kararlılıkla ilerlemekten, siyasi sabotajlarla, terör örgütleriyle, sosyal kaos denemeleriyle, gizli, açık ambargolarla, diplomasi çemberleriyle vazgeçiremeyenler döviz kuru üzerinden bize silah göstermeye kalktılar. Ama başaramayacaklar. Bizim silahımız onlardan daha güçlü. Bizim silahımız nas. Ve biz bu nasla hareket ediyoruz. Bununla hareket ettiğimiz sürece biz başaracağız. İnşallah hayata geçirdiğimiz yeni ekonomik programlarımızla bu silahı da devre dışı bıraktık, bırakıyoruz."

“Sen adam değilsin, dürüst değilsin dürüst”

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Milli Eğitim Bakanlığı önünde yaptığı açıklamaya da değinen Erdoğan, "Sosyal medyadan 'Yarın şuradayım.' diyerek, kapısına dayandığı kamu kurumlarına, emrivaki ile gittiği için tabii olarak kapıda kalıyor. Bunun son örneğini Milli Eğitim Bakanlığında yaşadık. Halbuki, aynı partinin TBMM Eğitim Komisyonu Üyesi olan milletvekilleri, davet edildikleri 20. Milli Eğitim Şurası'na katılma tenezzülünde bile bulunmadılar. Aynı şekilde Meclis açıldıktan sonra da eğitim meselelerini görüşmek üzere komisyon üyeleri, Bakanlığımıza davet edilmişlerdi. Bu davete de sadece CHP'li milletvekilleri iştirak etmedi. Milli Eğitim Bakanımız, çeşitli vesilelerle sık sık Meclis'e gidiyor. Kendisine orada da her zaman ulaşmak ve konuşmak mümkündür. CHP'nin amacının, Milli Eğitim Bakanlığına gidip orada Bakan'la ve Bakanlık bürokrasisiyle eğitimimizin meselelerini konuşmak, görüşmek olmadığını göstermeye sadece bu örnekler bile yeterlidir. Kendi evladının evine bile haber vermeden, karşı taraftan davet almadan gidemeyen CHP'nin başındaki zatın, bu eşkıyavari baskınlarla derdi, kamu kurumlarından bilgi almak değil, orada kaos ve kargaşa çıkarmaktır. Bay Kemal, bak devletin kurumlarını yozlaştırmak, yıpratmak asla mümkün değildir ve bundan sonra devletin kurumlarına da böyle rastgele gidemeyeceksin, bitti artık. Her şeyden önce, devletin kurumlarına gidebilmek dürüstlük gerektirir. Sende bu dürüstlük yok. Sana bugüne kadar yeri geldi, Savunma Bakanlarımı gönderdim. Yeri geldi Dışişleri Bakanımı gönderdim. Gidin brife edin, bilgilendirin diye ama sen adam değilsin ya. Dürüst değilsin dürüst. Sana Dışişleri Bakanı'nı gönderen, sana Savunma Bakanı'nı gönderen bu Cumhurbaşkanı her noktada 'Merkez Bankası bağımsız değil.' diyordun. Hem Merkez Bankası da seni kabul etti, buyur demek ki bağımsız ama sen bağımsız değilsin. Ben senin ipinin kimlerin elinde olduğunu çok merak ediyorum. O da meydana çıkacak tabii. Bakanlarımız ve diğer kamu görevlilerimiz de bu kifayetsiz muhterise böyle bir fırsatı vermeyerek doğrusunu yapıyor." dedi.

HABERE YORUM KAT

3 Yorum