1. HABERLER

  2. HABER

  3. Erdoğan: Esed Yönetiminden Bir Ümidim Yok!
Erdoğan: Esed Yönetiminden Bir Ümidim Yok!

Erdoğan: Esed Yönetiminden Bir Ümidim Yok!

Erdoğan, İran dönüşü basın mensuplarının sorularını yanıtladı: “Suriye, planı kabul etti ama öldürmeye devam ediyor!”

30 Mart 2012 Cuma 11:22A+A-

İran temaslarını tamamladıktan sonra Ankara'ya dönen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Suriye'nin BM ve Arap Birliği tarafından önerilen planı kabul etmesiyle ilgili ümitsiz olduğunu söyledi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad ile yapacağı görüşmenin bir gün sonraya ertelenmesinin İran'ın diplomatik hamlesi olduğu'' yönündeki değerlendirmelerle ilgili olarak, ''Bu değerlendirmeyi yanlış yaklaşımlar olarak görürüm. Zira bir insan rahatsız olabilir, hasta olabilir'' dedi.

Suriye’ye Lojistik Destek

Erdoğan, ''Tahran ziyaretinde Suriye'ye, Suriyelilere insani yardım ulaştırılması konusu gündeme geldi mi? Geldiyse Tahran'ın bu konuya yaklaşımı nasıl, pozitif bakıyor mu?''sorusuna, ''Lojistik destek konusunda şu anda henüz Suriye tarafının buna müsait olmadığını görüyoruz. Çünkü Kızılay beklediği cevapları henüz alamadı, beklediği adımları da atamıyor. Burada zaten sıkıntı var. Ama lojistik destek konusuna zaten kimsenin hayır deme gibi lüksü de yok. İran'ın da böyle bir özellikle yanlış bir yaklaşımı olmadı, olmaz'' yanıtını verdi.

Annan Planı

Başbakan Erdoğan, ''Esad, Annan Planı'nı kabul ettiğini açıkladı. Siz bu planın uygulanabilir olduğunu düşünüyor musunuz?'' sorusu üzerine şunları söyledi:

''Altı maddelik Annan Planı'nda, bakın 'kabul edildi' dendi, dendiği andan itibaren şu ana kadar Suriye'de ölümler durmadı. Yine devam ediyor. Burada kalkıp ben bunu ümit ediyorum, bekliyorum, beklentisi içindeyim dememize zaten gerek yok. Buna gerek kalmıyor. Çünkü öldürmeye devam ediyor. Şu anda bu tabloyu gördüğümüz için benim henüz böyle bir ümidim yok.

Sayın Kofi Annan bir telefon görüşmesi için aradılar. Bugün görüşecektik ama yarın görüşmemiz kararlaştırıldı. Yarın kendisiyle görüşeceğiz. Bakalım kendisinin Çin ziyaretinden sonra durumu nedir ve şu andaki yorumu nedir? Kendilerini biz 1 Nisan tarihindeki Suriye'nin dostları toplantısına davet ettik ve gerek Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri'ni, gerekse Kofi Annan'ı bu toplantıda görmek istediğimizi kendilerine söyledik. Şu ana kadar da bize geleceğini bildiren ülke sayısı 71 oldu. Bu sürekli bir artış içerisinde. Pazar günü de toplantıyı gerçekleştireceğiz.''

“El Pençe Divan Durup Seyirci Olamayız”

Erdoğan, ''Sayın Ahmedinejad ile görüşme aslında dün gerçekleştirilecekti. Bugüne alındı. Bugüne alınması farklı yorumlara da neden oldu. İran'ın bir diplomatik hamlesi olarak da yorumlandı. Bu yorumları nasıl değerlendirirsiniz?'' sorusuna,

''Tabii bu değerlendirmeyi yanlış yaklaşımlar olarak görürüm. Zira bir insan rahatsız olabilir, hasta olabilir. Nitekim böyle bir rahatsızlık sebebiyle ertesi güne ertelenmesi talebi kendilerinden geldi. Bugün de uzun uzadıya kendileriyle hem heyetler arası görüşme yaptık hem de ikili görüşmemizi yaptık. Türkiye-İran ilişkilerini değerlendirmenin yanında da bölgenin mevcut durumunu da değerlendirme fırsatımız oldu.

Sayın Ahmedinejad ile görüşmenin ardından Sayın Ayetullah Ali Hamaney ile görüşmeye geçtik. Gerçekten bir dini lider olarak o da bizleri çok farklı bir şekilde, anlamlı bir şekilde karşıladılar. Türkiye'ye olan kardeşlik duygularının, kardeşlik bağlarının ne kadar zengin olduğunu, bunu çok açık net olarak bizlere ifade ettiler. Türkiye ile İran'ın arasındaki atılması gereken adımların çok güçlü ve zengin olması gerektiği istikametinde beklentilerinin olduğunu ve Suriye'ye yönelik de özellikle üzerinde durduğu konu, burada da dayanışma içerisinde bir adımın atılması talebi ki buna benzer bir talep de aslında Ruslardan da tabii, Sayın Medyedev ile yaptığım görüşmede geldi. Onlar da Rusya-Türkiye ve İran olarak bir araya gelerek burada bir şeyler yapmamız gerekir yönünde talepleri de oldu.

Bizim Türkiye olarak temennimiz bağcıyı dövmek değil, üzümü yemektir. Suriye'deki bu gidişe bir an önce nasıl dur diyebiliriz, bunu nasıl durdurabiliriz ve Suriye halkının iradesinin iktidar olduğunu nasıl görebiliriz? Bunun için herkesin bir şeyler yapması lazım. Türkiye olarak da biz 910 kilometre sınırı olan bir ülkeyiz. Buna tabii el pençe divan durup seyirci olamayız. Atmamız gereken adımlar var. Yapmamız gerekenler var. Bu konuda da şüphesiz üzerimize düşeni yapacağız. Nitekim pazar günü yapılacak olan toplantı da bu adımların bir boyutun teşkil etmektedir. İnşallah hayırlı olur'' cevabını verdi.

 

HABERE YORUM KAT