1. HABERLER

  2. HABER

  3. "Diyanet'i Yanlarına Almak İstediler"
"Diyanet'i Yanlarına Almak İstediler"

"Diyanet'i Yanlarına Almak İstediler"

Diyanet İşleri Başkanı Görmez, "Fethullah Gülen'in bedduasının beddua değil mübahele olduğunu söylememi isteyerek Diyanet'i yanlarına almak istediler, 'olmaz' dedim" ifadelerini kullandı.

05 Mayıs 2015 Salı 09:43A+A-

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, Habertürk Televizyonunda Diyanet İşleri Başkanlığı'na yönelik soruları yanıtladı. 

Görmez, kendisinden Fethullah Gülen'in yaptığı bedduanın beddua olmadığına dair bir açıklama yapmasını isteyenlere, "Benim bunu söylemem için cahil olmam lazım" diyerek cevap verdiğini anlattı.

Onlarca defa bu taleple Diyanet İşleri Başkanlığı'na gelindiğini ve beddua olmadığını "mübahele" olduğunun söylemesi istendiğini kaydeden Görmez, "Mübahele ile ilgisi yok. Hz. Peygamber ile Necranlı Hristiyanlar arasında mübahele dediğimiz bir hadise yaşanmıştır. Onu buraya uyarlamak istediler. Dedim ki 'Bakın Peygamber Aleyhisselamın 70 sahabeyi katleden insanlar için okuduğu bedduadır bu, benden böyle bir şey istemeyin'. Diyanet'i yanlarına almak istediler, 'olmaz' dedim. Sonra ne oldu? Bunun üzerine dediler ki 'Bu Diyanet İşleri Başkanı Şii'dir. Mut'a nikahına fetva veriyor'. Bütün bunlarda bağrımıza taş bastık" diye konuştu. 

Diyanet'e karşı bir itibarsızlaştırma politikası başlatıldığını kaydeden Görmez, "Bu kardeşlerimiz kendilerini şöyle inandırmak istediler; 'Bizim verdiğimiz mücadele ahlak ve fazilet mücadelesi' ama ahlak ve fazilet mücadelesi yalan üzerinden verilmez" değerlendirmesinde bulundu. 

"Husumet fedaisine dönüştü"

"Güç tutkusu öne geçti ve o 40 yıllık emek, bütün bu nesillere vadedilen 40 yıllık emek heba oldu. O muhabbet fedaisi olarak gördüğümüz insanlar birden öfke fedaisi, husumet fedaisine dönüştü" diyen Görmez, konuşmasını şöyle sürdürdü:

 "40 yıl bu milletin sadakalarıyla, zekatlarıyla, himmetleriyle, yardımlarıyla, gözyaşlarıyla, emekleriyle bir iman hareketi, bir ahlak hareketi, bir Kur’an hizmeti hareketi, bir eğitim hareketi olarak çıkan bir hareket kendisini politik, siyasi bir harekete dönüştürmeye karar verdi."

"İbret-i alem olsun diye o araç iade edilecek"

Makam aracına yönelik iddialara ilişkin de haberin ertesi gün tekzip edildiğini ve mahkemenin kendilerini haklı bulduğunu dile getiren Görmez, "Bunu gördüğüm an, benim için o araç mezara dönüştü. O araca bir gün dahi binmedim" dedi.

Görmez, kendisine zırhlı bir araç tahsis edilmek istenmesi üzerine "Sarıkla cübbe kadar büyük bir zırh mı olur" dediğini belirterek, "Elbette o araç iade edilecektir. Yanlış olduğundan değil ibret-i alem olsun diye" ifadelerini kullandı.

"Alevi meselesini Diyanet üzerinden tartışmak doğru değil"

Alevi vatandaşlara hizmet noktasında yapılan eleştirileri haklı gördüğünü anlatan Görmez, "Bunu nasıl ortadan kaldırabiliriz diye kafa yorduğumuz oldu. Toplumun bütün katmanları arasında bir mezhep ayrışması olmasın diye gösterdiği çaba Diyanet'in görünmeyen çok önemli çabasıdır" değerlendirmesinde bulundu. 

Görmez, Alevi meselesini, Diyanet İşleri Başkanlığı üzerinden tartışmanın doğru olmadığının altını çizerek, "Bu mesele hukuki çerçevede ele alınmalı. Teolojik tartışmaya dönüştürülmeden çözülmeli" önerisinde bulundu. 

 

HABERE YORUM KAT