1. HABERLER

  2. HABER

  3. Darbe Geliyor Beni Asacaklar
Darbe Geliyor Beni Asacaklar

Darbe Geliyor Beni Asacaklar

Eski Enerji Bakanı ve 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in en yakın isimlerinden Esat Kıratlıoğlu ile İçişleri Bakanı Orhan Eren, 12 Eylül öncesinde askerlerin darbe yapmaya çok hevesli olduğunu ve her şeyin çok önceden tertiplendiğini belirterek, sıkıyön

14 Aralık 2010 Salı 00:06A+A-

9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in, Başbakan olduğu 1980 darbesi öncesinde bakanlık yapan ve Sıkıyönetim Koordinasyon Kurulu üyeliği yapmış olan Esat Kıratlıoğlu ve Orhan Eren, o dönemde askerlerin darbe yapmaya çok hevesli olduğunu ve ihtilal için her şeyi hazırladıklarını belirtti.  Sıkıyönetim Komutanlığı'nın anarşiyi durdurmak yerine adeta tetiklediğini ve şartları ihtilale hazırladığını söyleyen Kıratlıoğlu, Demirel'in ihtilali öngördüğünü belirterek "Demirel, 'bir ihtilal olacak. Beni asarlar ama sizlerden de 3-4 bakanı asarlar' dedi ve devam edip etmeme konusunda karar vermemizi istedi. Biz 'devam edelim' diye karar aldık" şeklinde konuştu.

 Kıratlıoğlu ve Eren, Demirel'in darbe öncesinde ihtilali öngördüğünü belirterek, kendilerine "Masalarınızı temizleyin, sizi sıkıntıya sokabilecek bakanlık tasarruflarınız var ise fotokopilerini evinize götürün" dediğini söyledi.

Demirel'in sağ kolu olarak bilinen ve 15 günde bir ziyaretine giden dönemin İçişleri Bakanı Esat Kıratlıoğlu, 12 Eylül darbesi öncesinde Demirel'in Kenan Evren'e "Terör ve anarşiyi durdurmak için ne istiyorsanız verelim. Paraysa para, kanunsa kanun, araçsa araç, ne istiyorsanız verelim yeter ki şu kanı durdurun" dediğini ancak Evren ve diğer komutanların bu konuda hiç bir şey yapmadığını söyledi.

ÇOK ÇARPICI AÇIKLAMALAR

9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in eski bakanlarından Esat Kıratlıoğlu ve Orhan Eren Yeni Akit'e 12 Eylül darbesi öncesinde dönemin Genelkurmay Başkanı Kenan Evren ile Başbakan Süleyman Demirel arasındaki münasebetlere ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulundu. İhtilal öncesinde kurulan Sıkı Yönetim Koordinasyon Kurulu'nda Başbakan Demirel ile birlikte beş bakan, Genelkurmay Başkanı Kenan Evren ve kuvvet komutanları ile sıkıyönetim komutanlarının bulunduğunu belirten Kıratlıoğlu, kanın durması için hükümetin elinden geleni yaptığını ancak askerlerin bu duruma kayıtsız kaldığını belirtti.

EVREN: BEKLE ONUN DA ZAMANI GELECEK

Ekonomiyi üç dört ay içerisinde düzelttiklerini ancak terör olaylarında istenilen başarının elde edilemediğini söyleyen Kıratloğlu, "Demirel askerlere 'Bu konuları halledecek güç, sıkı yönetimdir. Bunun da başında siz varsınız ama bana karşı sorumlusunuz' dedi. Ancak askerler 'Biz elimizden geleni yapıyoruz' diyordu. Hatta kanın durması bir yana her gün daha fazla kan akıyordu. Şunu da söyleyeyim: O dönemde Urfa Milletvekili Necmettin Cevheri de Genelkurmay Başkanı Kenan Evren de Urfa'dadır. Sıkıyönetim Komutanı Evren'e şöyle diyor: 'Komutanım buradan sürekli göç oluyor, bu kanı durdurun' diyor. Genelkurmay Başkanı Evren de, 'Bekle onun da zamanı gelecektir' diyor."

"İŞ ÇIĞIRINDAN ÇIKSIN ONDAN SONRA İHTİLAL YAPACAĞIZ"

1981 yılının Temmuz ayında Milliyet Gazetesi'nin yayın yönetmeni Yener Süsoy,  İkinci Ordu Komutanı ve Sıkıyönetim Komutanı ile yaptığı röportajda kendisine "Paşam ihtilal yapmaya ne zaman karar verdiniz" diye sorduğunu kaydeden Kıratlıoğlu, "Paşa da 'Bir yıl evvel' diyor. 'Peki niye yapmadınız o zaman' diye sorduğunda Paşa da, 'Arkadaşlar bu iş olgunlaşsın, vatandaş tasvip eder hale gelsin, ondan sonra yapalım dediler' diyor. Yani işin çığırından çıkması beklenmiş. Bu işi engelleme durumundaki sıkıyönetim işin üstesinden gelme bir tarafa, bu durumu teşvik etmesi gerekir ki bu çığırından çıksın" dedi.

12 Kasım 1979'da hükümete başladıklarını ve yılbaşından 10 gün önce Genelkurmay Başkanı ve dört kuvvet komutanının Cumhurbaşkanı'na sıkı yönetimi suçlar mahiyette bir mektup verdiğini söyleyen Kıratlıoğlu, "Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk, yılbaşı millete zehir olmasın diye bu mektubu açıklamıyor ve yılbaşından bir gün sonraya bırakıyor. O zaman bu mektup açıklandığı zaman, hükümet olarak toplandık. Demirel dedi ki, 'Arkadaşlar bunlar ihtilal yapacaklar. Bizim bu ihtilal yapma hareketi içerisinde ya istifa edip çekileceğiz, ya da her şeyi göze alıp devam edeceğiz' dedi" şeklinde konuştu.

DEMİREL: BENİ ASACAKLAR

Generalleri emekliye sevk edememelerinin sebebinin Cumhurbaşkanı'nın imza atmaya gönüllü olmamasından kaynaklandığını söyleyen Kıratlıoğlu, "Generallerin emekliye sevkedilmesi için Cumhurbaşkanı'nı yokladık ama Cumhurbaşkanı 'Benim görevim Mart'ta bitiyor' gerekçesiyle imza atmak istemeyeceğini söylüyor.  O şartlar altında bunları emekliye sevketmeye kalkarsak, Cumhurbaşkanı imza atmazsa, düşünün o zaman nasıl bir durum ortaya çıkar. Yani bunları emekli edemiyoruz. Devam etmek için de şartlar müsait değil. İstifa ettiğimiz takdirde, Demirel'in ifadesiyle, yeni bir hükümet mümkün değildir. Bir kaos meydana gelecektir. Bunun için ikinci şık var. Devam edeceğiz. 'Nereye kadar giderse gitsin bu komutanlar ihtilal yapacaklar.' Bunu Demirel söylüyor. 'Bir ihtilal olacak beni asarlar, ama sizden de  3-4 bakanı asarlar' diyerek, 'devam edip etmeme konusunda karar verin' dedi. Biz 'devam edelim' diye karar aldık" dedi.

HER 10 DAKİKADA KIZILAY'DA         BOMBA PATLATILIYORDU

Komutanların ihtilali göze aldığını kaydeden Kıratlıoğlu, Korutürk'ün görev süresi sonrasında generalleri neden emekliye sevkedemediklerine dair sorumuza ise, "Mart'tan sonra Cumhurbaşkanı seçilemedi. İhsan Sabri Çağlayangil Cumhurbaşkanlığı'na vekalet etti. Cumhurbaşkanı vekili olarak komutanların emekliliğini imza etmenin neticesinde bu adamlar, bunu kabul etmeyecekler ve o zaman ihtilal yapacaklardı. Hükümetin eli kolu bağlıydı. Şimdi o günleri düşündüğümde aklıma geliyor. Biz 11 Eylül'de kabine toplantımızı yapıyorduk. Kızılay'dan her 10 dakikada bir bomba sesi geliyordu. Bunu İçişleri Bakanı Orhan Eren'e sorduk. O da 'teröristlerin attığı bombaları askerler patlatıyor' diye ifade etti"

Şu anki askerin durumu ile o dönemdeki askerin durumunun farklı olduğunu belirten Kıratlıoğlu, "O zamanlar vatandaş asker bir hareket yapsın diye Kızılay'ı dolduruyordu. Şimdi ise askeri darbelerin Türkiye'yi geriye götürdüğü, bir netice alamadığı görüldü. Vatandaş bunu zamanla anladı. Bugün ihtilali tasvip eden üç beş kişiden başka kimse yok. Bizim zamanımızda ihtilaller bir gelenek olmuştu. O zamandan bu zamana kadar vatandaş çok değişti. Türkiye'de en kötü bir sivil yönetim bile en esaslı bir askeri müdahaleden daha iyidir" şeklinde konuştu.

MENDERES'İ ASMALARINDAN ETKİLENDİK

Yeni Akit'in görüştüğü Demirel'in İçişleri Bakanı Orhan Eren de çarpıcı açıklamalarda bulundu. 1960 darbesi ve 71 muhtırasının kendileri üzerinde büyük bir etki ettiğini kaydeden Eren, "Demirel'den önceki Başbakan'ı astılar. Bizden evvelki parlamentoyu götürüp hapsettiler, işkence ettiler. Onun bizlerin üzerinde etkisinin olmadığını düşünmek mümkün değil. Şimdi asker öyle bir anayasa yapmış. Mesela protokolde bakanların önünde askerler vardı. Protokolde iken benim önümde Kenan Evren vardı.  Öyle bir uygulama geliyor ki bakanların ve siyasetçilerin değeri yoktu" dedi.

'ASKER, DARBE YAPSIN' AFİŞLERİ

Askerlerin ihtilal yapmaya çok hevesli olduğunu ifade eden Eren, "Bir başka konuda vatandaşların bir kısmı, tankların üzerine çıkarak bayraklar sallamaya başlıyordu. Bu birkaç defa böyle devam etti. Yani biz askere özet olarak 'Biz padişah değiliz, diktatör değiliz, azınlık hükümetiyiz üstelik doğru dürüst hükümet bile değiliz' dedik. 'Eşkıya ile mücadele edin zamana bırakmayalım' dedik. Ben askerle birlikte Güneydoğu'ya ziyaret yaptım. Değerlendirmemizi halkla paylaştık. Askerlerde yanımızdaydı. Ama bize söylenen ihtilali gerçekleştirmekten başka iş kalmamış. Yani ihtilal için zamanı ayarlamışlar. Olgunlaşmasını bekliyorlar. Bazı şeylerin olgunlaşmasını bekliyorlar. Hatta 12 Eylül'de 1980'de Ankara'nın Atatürk Bulvarı'ndan Yenimahalle'ye kadar pankartlarla 'Bu memleket idare edilemez hale geldi. Asker gelsin yönetime el koysun' fikri aşılandı" dedi.

BİR 12 EYLÜL DAHA YAŞANIR MI?

12 Eylül öncesinde ve sonrasında yaşananların bugün de olup olmayacağına dair sorumuza Eren, "Bütün her şey bir kıvılcım ile başlar. Menderes döneminde talebe hareketleri ile başlamıştı. Bizim zamanımızda 68 kuşağı 1971 muhtırasını getirmiştir. Nihat Erim, Başbakan yapılmıştır" şeklinde cevap verdi.

DEMİREL 'MASALARINIZI TEMİZLEYİN' TALİMATI VERMİŞ

İhtilale doğru giden Türkiye'nin İçişleri Bakanı olarak neler hissettiğine dair sorumuza Eren, "Ben o gün emniyet toplantısı yaptım. Benimle birlikte Bülent Paşa diye birisi vardı. Onlarla beraber orgeneral vardı yanımda. O toplantı neticesinde yapılan açıklamayı televizyonlarda izlerken ihtilalin  hazırlıkları yapılmış. Polisleri alıp 4. Kolordu'ya götürmüşler. O operasyonu bize yaptılar. Bakanlar Kurulu Toplantısı yapıyorduk. Zannedersem 15 gün önceydi. Sayın Demirel, 'Masalarınızı temizleyin. Bazı dilekler, istekler olabilir. Sizi sıkıntıya sokabilecek bakanlık tasarruflarınız var ise fotokopilerini evinize götürün' demişti. Bunların tembihini yapmıştı. Bunları boşuna mı konuştu. Bunları biz bekliyorduk ama, ihtilalden birkaç gün evvel Süleyman Bey, Ecevit'le birlikte hükümet olalım diyordu. Azınlık hükümetini bırakın koalisyon düşünüyorduk. Biz ekonomiye çare bulabiliyoruz. Anarşiye çare bulamıyoruz. Büyük çapta sıkıntı vardı. Bu sıkıntıyı aşmak o kadar kolay değildi. Süleyman Bey bana, 'Eğer çekilirsek, ihtilale bir gerekçe daha vermiş olacağız' dedi."

MENDERES'İ ASMALARI BİZİ DE ETKİLEDİ

İhtilale doğru giderken yaşanan atmosferi anlatan dönemin İçişleri Bakanı Orhan Eren, askerlerin daha önce Başbakan Menderes'i astığını ve bunun da üzerlerinde büyük etki yaptığını söyledi. Eren, "Demirel'den önceki Başbakan'ı astılar. Bizden evvelki parlamentoyu götürüp hapsetiler, işkence ettiler. Onun bizlerin üzerinde etkisinin olmadığını düşünmek mümkün değil.  Bakanlar Kurulu toplantısı yapıyorduk. Zannedersem 15 gün önceydi. Sayın Demirel, 'Masalarınızı temizleyin. Bazı dilekler, istekler olabilir. Sizi sıkıntıya sokabilecek bakanlık tasarruflarınız var ise fotokopilerini evinize götürün' demişti " dedi.

YENER DÖNMEZ / YENİ AKİT

HABERE YORUM KAT