1. HABERLER

  2. HABER

  3. GÜNDEM

  4. Cumhuriyet “Tehlikenin farkında mısınız?” alarmında level atlamış!
Cumhuriyet “Tehlikenin farkında mısınız?” alarmında level atlamış!

Cumhuriyet “Tehlikenin farkında mısınız?” alarmında level atlamış!

Cumhuriyet’te Mine Kırıkkanat geleneksel irtica tehlike sinyalini bir ileri aşamaya taşımış ve mülteciler vasıtasıyla ülkenin İslamlaştırıldığı-Araplaştırıldığı tezini dillendirmiş.

22 Ekim 2020 Perşembe 12:59A+A-

HAKSÖZ-HABER

Cumhuriyet yakın dönemde “Tehlikenin farkında mısınız?” türünden korku senaryolarıyla nasıl da ülkenin dinci-gericilik tehdidine sürüklendiği korkusunu büyük bir çoğunluğu yaşlı Kemalist emekli kuşağından okuyucularına pompalamakla meşguldü. Korkutma kampanyası bitmiş değil ama epeyce hız kaybetmiş durumda. Ne var ki asırlık gazetede bu kampanyaya değişik kulvarlardan omuz veren kadrolu paranoyaklar yazmayı sürdürüyor. 

İşte Mine Kırıkkanat adlı kaleminden her daim cüruf akan yazar da güya göçmenlik olgusu üzerinden kalem aldığı yazı dizinsinin 4. bölümünde göç olgusunun ardındaki derin ve sinsi planı ifşa ediyor! 

Mine Kırıkkanat göçmen karşıtı sıradan ırkçı, faşizan tezlerden bir nebze farklı tezlere sahip. O her türlü göçmene karşı değil. Fanatik bir Batıcı-Kemalist olarak Türkiye’yi batılılaştıracak temelde gelişmiş olsa göçü de savunabilirdi ama ne yazık ki, bu ülkeye gelen insanlar onun hayat tarzıyla tam aksi bir çizgiyi temsil ediyorlar. Bu yüzden de rahatsızlık veriyorlar. 

Buraya kadar söyledikleri anlaşılabilir şeyler, bu ülkede sıkça duyduğumuz Kemalist fanatizmin yansıması lakırdılar. Dikkat çekici olan ise tam bir paranoyak mantığın eseri olarak tüm bu sürecin ‘gerici AKP iktidarının bilinçli bir biçimde sürdürdüğü İslamlaştırma-Araplaştırma operasyonu’ olarak tanımlanması. Şüphesiz bu durum Cumhuriyet ve Kırıkkanat gibi yazarlarının akıl sağlığına işaret eden bir gösterge. 

“Göçen Dünya Düzeni -İslamlaştırma Operasyonu” başlığıyla gazetenin manşetine taşıdığı yazıda mezkur yazar şunları söylüyor: 

“…Türkiye’ye sadece 2012’den beri gelen 6 milyon dolaylarında sığınmacının Amerikalı, Rus, Çinli, Japon, Alman vb. olduklarını hayal edin. 

İŞGAL ALTINDA SAYILMAZ MIYDIK? 

Neyse ki AKP hükümetinin gel gel yaptığı ve kaçak girenine de göz yumduğu sığınmacılarımızın istisnasız hepsi Taliban, IŞİD, Esad ve Kaddafi gibi Müslüman despotlar ya da düpedüz Şia şeriatıyla yönetilen İran’dan geliyorlar.

Bu durum, siyasal İslamcı iktidar ve sosyal liberal yardakçılarının, Türkiye’de daha göçler başlamadan başlattığı “üst kimlik/alt kimlik” tartışmalarından bağımsız değildir. Arapça alfabe talebi, imam hatip enflasyonu, tarikatların sübvansiyonu, illa ki dine dayalı eğitim ve daha pek çok alanda -Sünni ya da vahabi- İslamlaştırma operasyonu da Atatürk ve laik Cumhuriyet düşmanlığından bağımsız değildir. 

ÜST KİMLİK: SÜNNİ MÜSLÜMAN

AKP iktidarı, “Türkiyeli” kavramını yerleştiremedi. Ama farkındaysanız, gerek muktedirler, gerekse seçmenlerinin bir bölümü artık Türküz demiyor, “Müslümanız” diyorlar. AKP’nin Cumhur İttifakı olmadan azınlığa düştüğü düşünülürse; ülke nüfusunun tahminen yüzde 20 ila 25 oranında bir dilimini Müslüman üst kimliği altında toplamayı başardıkları söylenebilir.

Zaten tam da bu nedenle kitlesel göçü destekliyor ve eğitimde, sağlıkta, sosyal yardımlarda yerli halkın önüne geçirdiği sığınmacıları; Türkiye’yi Araplaştırma politikasının itici gücü olarak kullanıyor ve birkaç yıl içinde yararlanacağı oy deposu gibi görüyor…   

TÜRKİYE’Yİ ARAPLAŞTIRMAK MÜMKÜN MÜ?

…küreselleşme jeopolitiğinin belki de en öncüsü ve kuşkusuz en sadık askeri AKP iktidarı, Türkiye’de gizliden gizliye bir asimilasyon politikası izliyor: Göçmen ve sığınmacı kitlelerini yerel topluma entegre etmek yerine; Türk halkının sığınmacı çoğunluğunu oluşturan Ortadoğu Araplığını benimseyip yabancı bir kültür içinde eritilmesine çalışıyor.

Yerlinin asimilasyonu demek olan böyle bir yabancılaştırma politikası başarılı olur mu? Sonucu demografik üstünlük kadar eğitim belirler ve mümkündür. 

Entegrasyona gelince, göçmen nüfusunun hızla büyüdüğü hiçbir ülkede başarılamadı. 

İşte kuruluşundan beri melez bir toplum olmasına karşın Hispanik nüfusu entegre edemeyen ABD, işte Avrupa’daki en büyük Müslüman nüfusu barındıran Fransa...”

 

HABERE YORUM KAT

5 Yorum