Almanya’da koronavirüs salgını nedeniyle sosyal ve ekonomik hayata getirilen kısıtlamaların gevşetilmesi tartışılıyor. Frankfurter Allgemeine Zeitung, bu tartışmalarda kısıtlamaların gevşetilmesinden yana olan ve olmayan iki grup olduğuna dikkat çekiyor:

“Matematikçiler pragmatiklere karşı mücadele veriyor. Önde (Başbakan) Angela Merkel’in bulunduğu matematikçiler, sokaktaki insandan ziyade formüllere ve virologlara güveniyor. Önde (Kuzey Ren-Vestfalya Başbakanı) Armin Laschet ve görünüşe göre (Sağlık Bakanı) Jens Spahn’ın da yer aldığı pragmatikler ise uyulacak kuralları belirlemeyi istiyor ve halkın sıkıntıları karşısında virologların talimatlarına kuşkuyla yaklaşıyorlar. Gevşetmeden yana olanlara göre, nerede sosyal mesafe kuralına uyulabilirse ve hijyen korunabilirse, kısıtlamalar kaldırılmalı... Her iki grubun, matematikçiler ve pragmatiklerin bulduğu ortak zemin ise hastaneleri her duruma karşı hazırlıklı hale getirmek ve enfeksiyon zincirlerini kırmak. Burada Tracing-App denilen izleme uygulamaları önemli bir rol oynayabilir.”

Pekin yönetiminin salgınla mücadelesine ilişkin olumlu bir kamuoyu yaratılması amacıyla, Çin'in Almanya Dışişleri Bakanlığı'ndaki bazı görevliler ile temasa geçmeye çalıştığına ilişkin haberleri, Alman hükümeti de teyit etti. Münchner Merkur gazetesindeki yorumda Çin'in tutumu eleştiriliyor.

"Daha yüzsüzce olamazdı: Pekin rejimi ‘ihtiyatlı korona yönetimi' için Alman kurumlarının övgüsünü istiyor. Hatta Pekin kendisinin neden olduğu küresel virüs salgınını güçsüzleşmiş Avrupa'ya karşı yürüttüğü kibirli savaşta bir silah olarak kullanıyor. Kamuoyunun manipülasyonu, dezenformasyon kampanyaları ve komplo teorileri ile Avrupalı politikacıların zayıf bir şekilde gösterilmesi öngörülürken, Çin kendisinin ‘yardımsever' olarak algılanmasını istiyor. Kendi isteklerinin toplumda kabul görmesi ve özellikle de devlet şirketi Huawei'nin 5G ağlarını kurabilmesi için. Çünkü bu Pekin'in yakın zamandaki hedefi: Avrupa'nın dijital altyapısı üzerinde kontrolü sağlayabilmek.”

Welt gazetesinde, Çin'in salgın karşısında yaymaya çalıştığı yalanlara rağmen Alman hükümeti ve Avrupa Birliği'nin eleştiride temkinli davranması eleştiriliyor.

"Her şey yolunda gitse, Çin'in komünist hükümetinin utancından yerin dibine girmesi gerekirdi. Bütün dünyayı karantinaya sokan koronavirüsün kaynağı, SARS virüsünde olduğu gibi Çin. Hızla önlemler almak yerine Pekin yönetimi önce durumu örtbas etti ve böylelikle enfeksiyonun kaynağı olan Vuhan'dan küresel bir salgının yayılmasına katkı sağlamış oldu. Şimdi Çinli yöneticiler, Pekin güdümlü medya ve otomatik yazılımlar sosyal medyada Çin'in sorumluluğu yerine dikkati başka bir yöne çekmek için komplo teorileri yayarken, Pekin de dış görünüşte sempati kazanmaya çalışmak için yardım sevkiyatları yapıyor. Kibarca sinmenin ise bize hiçbir yararı olmayacak.”

Straubinger Tagblatt/Landhuter Zeitung'daki yorumda ise korona krizi döneminde de iklim korumanın unutulmaması gerektiğine dikkat çekiliyor.

"Şu sıralar hangisi daha önemli, iklim koruma mı, koronadan korunma mı? Aralarında bağlantı kurulduğu sürece ikisi de mümkün. Korona paniği sırasında paraları saçarken ve örneğin otomotiv ve havacılık sektörüne milyarları söz verirken, bunu herhangi bir koşula bağlamamanın hiçbir anlamı yok. Virüse karşı birkaç ay içinde aşı bulunacak. Çevre yok olursa, buna hiçbir şeyin yardımı olmayacak.” (AFP, Deutsche Welle Türkçe)