1. HABERLER

  2. HABER

  3. GÜNDEM

  4. Çakıcı, Yılmaz Gibi Organize Suç Çetesi Liderleri Tahliye mi Oluyor?
Çakıcı, Yılmaz Gibi Organize Suç Çetesi Liderleri Tahliye mi Oluyor?

Çakıcı, Yılmaz Gibi Organize Suç Çetesi Liderleri Tahliye mi Oluyor?

İnfaz düzenlemesiyle birlikte cezaevlerinden tahliyeler başladı. Kamuoyunun yakından tanıdığı 'tanınmış suçlular'dan Alaattin Çakıcı, Kürşat Yılmaz gibi kişilerin bu durumdan faydalanıp faydalanmayacağı merak konusu.

15 Nisan 2020 Çarşamba 13:41A+A-

İnfaz yasası olarak bilinen Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapan Kanun Teklifi'nin pazartesi gecesi TBMM Genel Kurulu'ndaki oylama sonucunda kabul edilmesiyle birlikte mayıs ayı sonuna kadar binlerce mahkumun salıverilmesi söz konusu.

Bu düzenlemeyle birlikte serbest kalacak olan "tanınmış suçlular" arasında Alaattin Çakıcı, Kürşat Yılmaz gibi ülkücü tabandan gelen isimler ön plana çıkıyor, zira mafya ve çete gibi organize örgüt suçundan hapse girenlerin cezasında, bir defaya mahsus olmak üzere, bu yeni düzenlemeye göre 3 yıl indirim yapılacak ve yasanın çıktığı tarihte cezasının bitimine 3 yıl kalanlar hemen tahliye edilebilecek.

Ancak Çiftlikbank dolandırıcısı Mehmet Aydın gibi isimler de firari olmalarına rağmen, Türkiye'ye dönüp yargılanmaları durumunda verilen cezanın yarısını yatacaklar, yarısından da üç yıl denetimli serbestlik süresi çıkarılacak. Dolayısıyla, örneğin 18 yıl ceza alan bir kişi sadece altı yıl hapiste geçirecek.

Ceza hukuku alanında uzman avukat Umur Yıldırım, "Bu, özel bir af yasası ve ilk kez eskiye de, sonraki sürece de kalıcı şekilde uygulandı" diyor.

Resmi bir açıklama yok

Henüz söz konusu tartışmalı tahliye olasılıkları hakkında resmi bir açıklama yapılmadı.

Sincan Kapalı Cezaevinde ‘organize suç örgütü yönetmek’ten mahkûm olan Alaattin Çakıcı'nın tahliye işlemlerinin başladığı iddia ediliyor. Çakıcı'nın bu af düzenlemesinden yararlanması, MHP lideri Devlet Bahçeli'nin Adalet ve Kalkınma Partisi ile müzakerelerinde ön planda tuttuğu "kırmızı çizgilerinin" başında yer alıyordu.

Bahçeli, Çakıcı ve Yılmaz'ın "taş duvarlar arasında çürümeye terk edilmesini" doğru bulmadığını birçok vesileyle beyan etmiş ve 2018 yılında Selahattin Demirtaş'ın cezaevinden çıkarılması için yürütülen kampanyaya tepki göstererek şöyle söylemişti: “Ülkü ve ülke sevdalısı olan, davalarının gözükara yiğitleri olarak bilinen mesela Alaattin Çakıcı, mesela Kürşat Yılmaz, 100 bin ülkücünün imzasıyla aday gösterilseydi, bu kahramanlarımız için de cezaevinden çıkarılmaları için bir kampanya yapılacak mıydı?”

Kabarık bir sicil

Trabzon doğumlu olup kan davası nedeniyle İstanbul'a göç eden bir ailenin oğlu olan Alaattin Çakıcı, genç yaşta MHP Ülkü Ocakları'na katıldı, İstanbul’da bir çiçekçinin öldürülmesinde azmettirici olarak kısa süreli hapis yattı ve 1980 askeri darbesiyle birlikte tutuklandı. MHP ve ülkücü kuruluşlar davasında 41 kişinin öldürülmesinden sorumlu tutularak yargılanan ve somut delil yetersizliğinden iki yıl sonra serbest bırakılan Çakıcı, organize suç örgütü liderliğine “kumar borcu" ardından da "senet" tahsilatına girişerek işadamlarından da haraç almaya başlamasıyla birlikte hız vermişti.

Süleyman Seba, 1984 yılında Beşiktaş Spor Kulübü Başkanı seçildiğinde güvenliği Çakıcı'ya emanet edilmişti. Çakıcı'nın MİT tarafından Ermeni terör örgütü ASALA'ya karşı kullanıldığı iddialarına ise, yedinci Cumhurbaşkanı Kenan Evren "Devlet bu tür adamları yararlı olacaksa kullanır" demişti. 20 Ocak 1995 tarihinde Alaattin Çakıcı, boşanmış olduğu eski eşi Uğur Kılıç’ı Uludağ'da otele davet etmiş ve orada kendisini 3 kurşunla öldürtmüştü. Bu cinayeti azmettirdiği iddiasıyla yargılanan Alaattin Çakıcı, önce ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezasına çarptırılmış, ardından söz konusu cezası, ağır tahrik ve sanığın duruşmalardaki iyi hali gözününde bulundurularak 19 yıl 2 aya indirilmişti.

Akabinde yurtdışına kaçan Çakıcı, 17 Ağustos 1998'de Türk ve Avusturya polisinin ortaklaşa düzenlediği bir operasyonla Fransa'nın Nice kentinde yakalandığında üzerinden Nedim Caner adına düzenlenmiş kırmızı bir pasaport ve 17.000 dolar çıkmıştı. 14 Aralık 1999 tarihinde Kartal cezaevine giren Çakıcı, yargılamanın ardından 29 Kasım 2002 tarihinde serbest bırakılmıştı. Mart 2000'deki Karagümrük baskınından dolayı cezası onanan Çakıcı, yakalama emrinden birkaç gün önce yurtdışına kaçmıştı. Ancak, 14 Temmuz 2004 tarihinde Avusturya’nın Graz kenti yakınlarında üzerinden emekli MİT görevlisi Faik Meral’e ait pasaport çıkan Çakıcı, 14 Ekim 2004 tarihinde Türkiye'de cezaevine geri döndü.

Çakıcı'nın halihazırda organize suç örgütü ve cinayet suçlarından cezasını tamamladığı, ancak tehdit ve adam yaralama suçundan cezaevinde bulunduğunu, dolayısıyla infaz indiriminden yararlanacağı ileri sürülüyor. Yasanın mecliste kabulünün ardından Alaattin Çakıcı'nın tüm gün boyunca Twitter'da hashtag olması da bu yöndeki beklentiyi doğrular nitelikte.

Kürşat Yılmaz ve Sedat Peker de yararlanabilir

Kürşat Yılmaz ise, 12 Eylül darbesi öncesinde Ülkücü Gençler Derneği'nde (ÜGD) görev almış, ismi birçok cinayet ve Banker Kastelli olarak bilinen Cevher Özden de dahil olmak üzere adam yaralama olayına karışmıştı. 17 Nisan 1999′da Türkiye’ye iade edilen ve Kartal Özel Tip Kapalı Cezaevi’ne konulan Yılmaz, aynı yılın Temmuz ayında Kuşadası eski Belediye Başkanı Lütfi Suyolcu’yu öldüren tetikçi Fırat Erdoğan’ı azmettirme gerekçesiyle ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmıştı.

Barış Akademisyenleri’ne yönelik sözleri ve son dönemde muhalif kesimlere savurduğu tehditlerle bilinen çete lideri Sedat Peker de bir süredir üzerinde 10 gramdan az uyuşturucu bulunduran kişilerin aftan yararlanması konusunda MHP liderine çağrıda bulunuyordu. 1997'de Rize'de kaçakçı Abdullah Topçu'yu öldürmek suçundan savcı karşısına çıkan ve serbest bırakılan Peker, tehditle tahsilât yapmak, zorla alıkoymak, adam öldürmeye azmettirmek ve benzeri suçlardan birçok kez yargılandı. En son olarak, 10 Mart 2014 tarihinde özel yetkili mahkemelerin kararlarına ilişkin yasa değişikliği ve tutukluluk süresinin 5 yılı aşması sebebiyle tahliye edilmişti.

Şubat ayı başında Peker, polis tarafından arandığı ve bu nedenle yurtdışına kaçtığı iddialarına sosyal medya hesabı üzerinden yanıt vermiş, 'Ata yadigari Balkan coğrafyasındayım, Ayrıca ticari çalışmalarım için bazı ülkelerden de oturum alma işlemlerimi tamamladım' demiş ve bu yıl üniversite diploması alacağını da söylemişti. Euronews Türkçe'nin görüştüğü hukukçulara göre, Peker'in şayet eski davalardan yatacağı süre söz konusuysa, bu düzenlemeden yararlanır ve yeni soruşturmalardan da ilerleyen süreçte yararlanır.

Öte yandan, “taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olma” suçu dolayısıyla cezaevlerinde bulunan kimileri için de ceza indirimi gündeme geliyor. Örneğin, aşırı alkollü araç kullanırken üç kişilik bir ailenin ölümüne sebep olan ve "bilinçli taksirle 3 kişinin ölümüne neden olmak” suçundan 13 yıl 4 ay hapis cezasıyla cezaevinde bulunan ve açık cezaevinde kalan ünlü yazar Emrah Serbes'in de, 1 yıl 3 ay içerisinde cezaevinden tahliye olması bekleniyor.

Soma faciası

İnfaz indirimleri açısından bir diğer tartışmalı konu ise, tutuklu Soma maden faciası sanıkları olacak. 301 kişinin ölümüyle sonuçlanan faciada yargılama kararı Temmuz 2018'de verilmiş, sanıklar “taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olmaktan” suçlu bulunmuştu. 15 yıl hapis cezasına çarptırılan maden şirketinin yönetim kurulu başkanı Can Gürkan ise, istinaf incelemesinin ardından tahliye edilmişti. Davada şirketin halen tutuklu bulunan sanıkları da yeni düzenlemeden yararlanacaklar ve infaz sürelerinde kayda değer bir indirim olacak. (Euronews)

HABERE YORUM KAT

2 Yorum