1. HABERLER

  2. HABER

  3. Bütün gözler Afrika'nın üzerinde...
Bütün gözler Afrika'nın üzerinde...

Bütün gözler Afrika'nın üzerinde...

Ahmet Varol, Afrika'nın dünya siyasetinde giderek ağırlığını artırdığına dikkat çekiyor.

17 Aralık 2022 Cumartesi 12:00A+A-

Ahmet Varol / Yeni Akit

ABD-Afrika Liderler Zirvesi

ABD kendini dünyanın hakim gücü olarak görmekle birlikte, Afrika üzerinde eski Avrupa emperyalizminin etkisinin büyük ölçüde devam etmesinin önüne geçememişti. Bunda belki ABD ile Avrupa arasındaki güç paylaşımı uzlaşmasının da rolü vardı. Avrupa, ABD’nin küresel güç olarak sahada yer almasına destek veriyor, ABD de Avrupa’nın Afrika üzerindeki eski sömürgeci uygulamalarını modernleştirilmiş, siyasi ve ekonomik bağımlılıklarla yeniden yapılandırılmış şekilde sürdürmesine engel olmuyordu. Bu arada Afrika ülkelerinin maruz kaldığı siyasi ve ekonomik krizlere müdahale ile ilgili bazı ufak tefek yükümlülükleri ve riskleri de Avrupa ülkeleri üstlenmiş oluyordu.

Ama son dönemde tüm dünyada olduğu gibi Afrika’da da dengeler değişti. ABD’nin tek kutuplu dünya teorisi tutmadı. Farklı planlara ve stratejilere göre yeni küresel güçler ve küresel güçlere en azından kendi bölgelerinde kafa tutabilecek bir güce sahip olma ideali taşıyan bölgesel güçler ortaya çıktı. Bunların hepsi dünya genelinde saha kapma ve etki alanını genişletme yarışması içine girmiş durumda. Nitekim bir önceki yazımızda sözünü ettiğimiz Çin-Arap Ülkeleri Zirvesi de bu yarışın bir yansıması.

Afrika üzerinde de son dönemde değişik güç merkezlerinin siyasi, ekonomik, kültürel ve toplumsal faaliyetlerinin olduğu bilinmektedir.

Çin bu kıtayı kendisinin yeni açılımları ve yatırımları için çok verimli bir saha olarak görüyor. Bu yüzden yatırım tekliflerini götürürken, kurduğu bağlantıları aynı zamanda siyasi yönden etki gücünü artırmak amacıyla değerlendiriyor.

Rusya, bölgede hâlâ çalkantılara neden olan silahlı örgütler karşısında sıkışan diktatörlüklerin askeri yönden bileğini güçlendirmek amacıyla birikimini ve geliştirdiği tecrübeleri değerlendiriyor. Bu amaçla Wagner adında bir özel şirket kurduğu ve bu şirketin de projelerini en çok Afrika ülkelerine pazarladığı biliniyor.

Son dönemde Hindistan da bir küresel güç olma iddiasıyla Afrika’ya el atmaya başladı.

Siyonist İsrail’in Afrika’ya dönük önemli çalışmaları olduğu, bu çalışmalarını son dönemde Arap ülkeleriyle arasında bir “normalleşme” sürecinin başlamasından sonra daha da artırdığı da bilinen bir gerçek. ABD’nin de Afrika’yla ilgili hesap ve politikalarında özellikle İsrail çubuğunu kullanması dikkat çekicidir.

İran, özellikle kıtadaki Müslümanlar arasında “Siz İslam’ı yanlış biliyorsunuz, doğrusu budur” diyerek mezhep propagandası yaparken kazandığı taraftar kitlesini aynı zamanda siyasi güç unsuru olarak değerlendirmeye çalışıyor.

Artık bir bölgesel güç olduğu ve küresel alanda da etkisini göstermek için politikalar geliştirdiği bilinen Türkiye’nin de Afrika’ya dönük siyasi ve iktisadi faaliyetleri etkisini göstermeye başladı.

Bütün bu güç yarışları karşısında Afrika’ya doğrudan sömürgecilik döneminde kazıklarını çakmış olan Avrupa’daki bazı güç merkezlerinin de bu kazıklarını kaybetme telaşı içine girdikleri dikkatten kaçmıyor.

Bu şartlarda ABD de anladığımız kadarıyla Afrika’yı daha fazla ihmal edemeyeceğini ve burayla biraz daha yakından ilgilenmesi gerektiğini düşünmüş olmalı ki Başkan Biden, ABD’nin başkenti Vaşington’da ABD-Afrika Liderler Zirvesi düzenledi. Biden’ın zirvedeki üslubunun ABD yönetiminin artık, “Biz güçlüyüz yaptırırız” anlayışına dayalı dayatma tarzından, cazibeli tekliflerle yanına çekme tarzına dönüştüğünü ortaya koyması, dünyadaki yeni dengelerin artık ABD politikasını da ciddi şekilde etkilediğini gösteriyor.

Biden, ABD-Afrika Liderler Zirvesi’nde Afrika Birliği’nin uluslararası alanda daha fazla etkili hale getirilmesi, bunun için ona BM Güvenlik Konseyi’nde bir daimi temsilcilik verilmesi, aynı şekilde G20 isimli zenginler kulübünde de daimi üyeliğinin olması gerektiğini söyledi. Bu arada kendisinin yakında bir Afrika ziyareti gerçekleştirmeyi planladığını dile getirdi, ancak ziyareti ne zaman gerçekleştirmek istediğine dair herhangi bir tarih vermedi. Eğer gerçekleşirse bu bir ABD Başkanı’nın Afrika’ya, Obama’nın 2015’te gerçekleştirdiği ziyaretten sonraki ilk ziyareti olacak.

Etiketler :

HABERE YORUM KAT