1. HABERLER

  2. ETKİNLİK-EYLEM

  3. Bosna’da “Kuran’ın Çağa Mesajı” Konferansı
Bosna’da “Kuran’ın Çağa Mesajı” Konferansı

Bosna’da “Kuran’ın Çağa Mesajı” Konferansı

Ramazan Yazçiçek, Uluslararası Saraybosna Üniversitesinde “Modern Dünyanın Bunalımı ve Kuran’ın Çağa Mesajı” başlıklı bir konferans verdi.

23 Aralık 2010 Perşembe 00:01A+A-

Uluslararası Saraybosna Üniversitesinde düzenlenen "Modern Dünyanın Bunalımı ve Kuran'ın Çağa Mesajı" adlı konferansta araştırmacı yazar Ramazan Yazçiçek konuyu "Modern Dünyanın Bunalımı" ve "Kuran'ın Çağa Mesajı" başlıkları altında iki bölüme ayırarak ele aldı.

İlk bölümde modern dünyanın bunalımının kaynağının aydınlanma ve reform dönemlerine dayandığına değinerek modernizmin esas olarak üç ayak üzerine oturduğundan bahsetmiştir. Bunlar sırasıyla; bireycilik, sekülerlik , ve ulus-devletçiliktir.

Yazar kısaca bireyselleşmenin modern çağın hastalıklarından biri olduğunu belirtip Kuran ayetlerinden örnek vererek konuyu aydınlatmıştır. Allah(c.c) yüce kitabında insanları bireysel olmaya değil ümmet bilinci taşımaya yönlendirir. Buna en açık delil Kuran-ı Kerim'deki hitapların çoğunlukla "siz" olarak yer alması ve dua ederken de Fatiha suresinde olduğu gibi ben/bana yerine "biz/bize" ifadesinin kullanılmasıdır.

Konu sekülerizme geldiğinde, Ramazan Yazçiçek sekülerizmin modernizm tarafından hayata taşındığını ve seküler zihniyette tanrının yerini aklın aldığını belirtmiş ve şunları eklemiştir; Dünyevileşme sekülerizmle bağlantılı olup onun daha kapsamlı yaklaşımıdır. Ayrıca dünyevileşme insanların ahiret inancını yok ederek hayatı sadece bu dünya hayatından ibaret algılamalarına sebep olmuştur. Sadece dünyadan ibaret olan bir hayat anlayışı insanları tüketim çılgınlığına sürüklemiş ve böylece popüler kültür ortaya çıkmıştır. Popüler kültür Nihilizmde olduğu gibi haz merkezlidir ve taklide, gösterişe dayalı bir tüketim anlayışına yönelirken ihtiyaca bağlı tüketim kavramını kaldırmıştır. Tüm bu anlatılanların örneklerini görmek için çokta uzaklara gitmeye gerek yoktur, aksine tamda içinde bulunduğumuz hayat popüler kültürün ta kendisidir. Konu modernizm olunca küreselleşmeye değinmeden geçilmeyeceği kesindir. Küresel iradeler insanları kendi emirlerinde birer kul haline getirme çabasındadır ve asimile olmayan elimine edilir mantığını temel esas olarak almıştır. Halbuki Müslüman adı insanlara Müslüman olmanın gereklerini yaşadıkları için verilir, aksi takdirde bu içi boş bir iddiadan ibaret kalacaktır.

 Son olarakta yazar Modern Dünyanın Bunalımı başlığı altında modernizmin üçüncü ayağı olan Ulus-devletçilik anlayışından bahsederek bu bölümü sonlandırmıştır. Araştırmacı yazar bu son bölümde Hz Adem'in cennetten çıkarılmasının ardında yatan faktörlerden bahsederek konuya farklı bir bakış açısı kazandırmıştır. Bu olayın arkasında üç unsur yatmaktadır; birincisi Hz. Adem'in ölümsüzlük arzusu, ikincisi refah arzusu ve üçüncüsü de şeytanın Hz Adem'den daha üstün bir ırktan yani ateşten olduğunu söyleyerek onun önünde secde etmeyişidir. Aslında bugünde ulusçuluk akımının arkasında yatan zihniyette tam budur. Çünkü Allah'ın insanların eşit olduğunu ancak takvada farklılık gösterebileceklerini söylemesine rağmen, insanlar kendi arlarında ırkça üstünlük iddia etmişler ve sınıf ayrımı oluşturmuşlardır.

Yazçiçek, birinci bölümde, modern dünyanın parametlerinden bahsettikten sona ikinci kısımda yani "Kuran'ın Çağa mesajı" başlığı altında konuşmasına, "vahyin ilahi bir yönlendirme olduğundan ve tarihe müdahale edip ezber bozduğundan bahsetti. İçinde bulunduğumuz anın vacibini idrak etmek zorunluluğumuzdan ve bütün inançların batıllığının doğru bir Allah inancından uzaklaşmadan kaynakladığına değindi. İslam'ın, Batı'da ortaya çıkan seküler bir kavram olan "religion"dan farklılığından bahseden araştırmacı yazar Yazçiçek, aksine insan hayatının bütün safhalarıyla ilgilenir ve tümüne ışık tutar diyerek maddi ve manevi bütün zaman ve zemin, eylemsellik arz eden bütün konuların yaşam tarzının içinde yer aldığına da değindi. Yazçiçek, oluşmamış problemler yerine günümüz problemlerine çözüm için çağı doğru okumanın ve zamanın fıkhını oluşturmanın gerekliliğine de değindi. Ebu Hanife'nin "Dinde fıkıh, ahkamda fıkıhtan daha üstündür" ibaresinden yola çıkarak bahsettiğimiz fıkhın, dini yenileyecek değil dinde yenilenecek bir fıkıh olması gerektiğine vurgu yaptı.

 Kuranın yeniden tarih sahnesine çıkabilmesi için gerekli şartlara değinen Yazçiçek, bu şartların, Kuran tasavvurunun geleneksel atıklardan ayıklanmasının, Kuran ve Sünnetin temel prensip olarak hayata oturtulmasının, içtihat bilincinin canlı tutulmasının, anın fıkhının oluşturulmasının, Cihad ruhunun reformize edilmeden ihya edilmesinin elzemliğine değindi.

Ramazan Yazçiçek konuşmasını öğrencilere ümit taşıyan bir ifadeyle "İslam'ın tarih sahnesine çıkıp yarınlara söyleyecekleri vardır" diyerek bitirdi.

Haber: Şeyma ZÜLALOĞLU / Zeynep UZUNURGANCI

HABERE YORUM KAT

1 Yorum