CHP LİDERİ KILIÇDAROĞLU: ÜLKE BÖLÜNÜYOR!

Kılıçdaroğlu, Belçika örneğinin gözönünde tutulmasını isteyerek, "İşte her şey ortada, iki dil denildi, ülke bölünüyor" dedi. Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

"Anayasamız ve yasalarımız resmi dilin Türkçe olduğunu emrediyor. Yasalarımızda anadil yasağı yoktur. Bunun öğrenilmesi konusunda da ilk teklifi CHP vermiştir. Resmi dil Türkçe'nin önüne veya yanına başka dil konulması doğru değil. Bu Anayasa'ya da yasalara da aykırı. Her parti de konuya böyle bakmalı. Bütün partilerimiz ayrılık yaratacak, onu güdüleyecek şeyleri söylemekten, yapmaktan uzaklaşmalıdır. Ortak bir toplum, barış içinde bir arada yaşar, toplum böyle oluşturulur. Ayrılıkla ayrıcalık çok tehlikeli olur. Bakın Belçika gözönünde. Ülkede iki dil olsun denildi. Bölünüyor. Ana dile evet, ama Türkçe'nin yanında başka dil yanlış olur.

Ben bu konuda Başbakan'ın günlerdir süren sessizliğine anlam veremiyorum. Neler olup bittiğini de bilmiyoruz. Bazı görüşmeler yapıldığını duyuyoruz. Kapalı kapılar ardında neler, neler konuşuluyor bilmiyoruz. Hükümet açılımdan söz etti. Bu açılımın neresinde onu da bilmiyoruz. Tam bir kara tablo var. Bize bilgi vermiyor, vermez de. Toplumsal uzlaşmaya niyeti yok. Bildiğini okuyor. Ama bildikleri birilerinin ona dikte ettirdiği."

BDP'Lİ KIŞANAK: VALLAHİ DE BİLLAHİ DE BÖLÜNMEK İSTEMİYORUZ!

Balçiçek İlter'le Söz Sende programına katılan BDP Eşbaşkanı Gültan Kışanak özerklik tartışmalarıyla ilgili olarak bunun "yerel yönetimlerin yeniden düzenlenmesinden" ibaret olduğunu açıkladı.

'Türkiye bu korkuyla yüzleşmeli'

Habertürk'te yer alan habere göre Kışanak "Dünya genelinde yerinden-özerk yönetimler demokrasi için vazgeçilmezdir. Yerel ve yerinden yönetimin güçlü olması demokrasi kriterlerinden birisidir. Eğer Türkiye'de bir demokrasi vizyonu varsa bu, yerel yönetimleri güçlendiren onlara özerklik tanıyan görev ve sorumluluklarını arttıran bir perspektif olmalı. Türkiye bu korkuyla yüzleşmeli" dedi...

BDP Eşbaşkanı Kışanak "Türkiye bölünüyor mu?" Sorusuyla ilgili şunları söyledi:

"Bölünürüz diye diye iki toplum birbirine yabancılaştı. Artık komşuluk ilişkilerine bile yansıdı. Asıl şimdiye dek yapılanlar Türkiye'yi bölünmenin eşiğine götürdü. Farklılıklarımızı görerek, birbirimize saygı duyarak nasıl yaşayacağız önemli olan bu. Bunlarla yüzleşmeliyiz. Ülkemiz çok kültürlü-çok dilli ne güzel. Farklılıklarımıza rağmen bir arada yaşabiliriz. Kürtler artık bu konuda ızdırap çekiyor. Sürekli artık "vallahi billahi bölünmek istemiyoruz" diyoruz.. Demokratik özerkliği doğru yerden tartışamadık."

Özerklik taleplerinin ayrıntıları

Kışanak Özerklik taleplerinin ayrıntılarını da anlattı. "Önerdiğimiz Türkiye'nin 20-25 bölgeye ayrılıp 3-4 illik bölge yönetimlerinin oluşturulması. Sosyal ve ekonomik olarak yakın iller birleştirilerek onların üzerinde bir bölge yönetimi oluşturulur. Bölge parlamentosuna yetki devri yapılır. Maliye, dış güvenlik, diplomasi gibi konuların tamamen merkezi yönetimde kalır, adalet ve maliye ortak yetki paylaşımına gidebilir."

'Bayrak gibi bir derdimiz yok'

Kışanak ayrı bayrak talepleri olup olmadığını ise şöyle anlaTtı: "Varsayalım ki bölge yönetimi kurduk. Ben vazgeçtim, bayrak hakkımızdan feragat ediyorum. Sanki bölge yönetimi kurduk da bayrağı kaldı. Fikir geliştirmek için değil de olmazını göstermek için tartışılıyor. Bütün belediyelerin kendi bayrakları var mı? Belediye başkanının arabasının önünde fors olarak sallanıyor mu? Yani bölge yönetimi olacaksa bir sembolü de olacak. Sadece Kürtlerin olduğu bölgede değil bu Afyonda'da Trabzonda'da olacak. Birisi hayvancılık gelişmişse inek sembolünü seçebilir mesela... Bayrak gibi bir derdimiz yok. Bizim derdimiz bu ülkeyi demokrasiye kavuşturmak."