1. HABERLER

  2. YORUM ANALİZ

  3. Bismil’de Savaş Yalova’da Barış!
Bismil’de Savaş Yalova’da Barış!

Bismil’de Savaş Yalova’da Barış!

Gülerce ile Öcalan’ın avukatları arasındaki Yalova görüşmesinin perde arkasında 12 gün önce Bismil’de bir evin bombalanmasına varan cemaat-PKK gerilimi var.

11 Aralık 2010 Cumartesi 15:17A+A-

Taraf yazarı Yıldıray Oğur, Fethullah Gülen cemaati ile PKK arasındaki gerilimi ve sonrasındaki görüşmeleri ve de ateşkes sürecini yazdı:

"Diyarbakır'ın Bismil İlçesi'ndeki Bozkurt Mahallesi'nde bulunan ve Fethullah Gülen'e yakınlığıyla bilinen bir cemaat evine, sohbetlerde Kürtçe konuşmanın yasaklanması üzerine, kendilerine Bismil Fedekâr Gençlik İnisiyatifi adını veren bir grup tarafından molotof kokteyli atıldı. Yapılan saldırıda evde maddi hasar meydana geldi."

23 Kasım 2010 tarihinde Fırat Haber Ajansı'nın geçtiği ve satır aralarında kalmış bir haber.

Bu olaydan 12 günü sonra 5 kasım pazar günü Öcalan'ın avukatlarının Yalova'da "cemaat adına kimle konuşulur" dendiğinde cemaat dışındaki herkesin ilk aklına gelen isim olan Zaman Gazetesi yazarı Hüseyin Gülerce ile buluşması sürpriz değildi.

İmam cinayetiyle başladı

Daha önce de bölgede cemaat kurumlarına yönelik molotof atma eylemleri olmuştu. Ama öğrencilerin kaldığı bir cemaat evine PKK'lıların saldırması uzun süredir Kürtlerle dindarları karşı karşıya getirecek sürecin artık önüne geçilmesi gerektiği konusunda ortak bir kanaat oluşturdu.

Korkulan çatışma sürecini başlatan 23 Ağustos 2010'da Ramazan ayında Hakkâri'nin Pehlivan Mahallesi'ndeki Hacı Sait Camisi imamı Aziz Tan'ın sabah ezanını okuduktan öldürülmesi oldu. PKK'nın ateşkes ilan ettiği Ramazan ayında meydana gelen bu olaydan iki hafta sonra 7 eylül günü Hakkâri'nin Aksu Köyü yakınlarında saklanmakta olan 9 PKK'lı öldürüldü. Ateşkesin başlamasından sonraki ilk askerî operasyondu bu. 9 gün sonra yine Hakkâri'ye bağlı Geçitli Köyü'nde bu kez 9 köylü minibüs içinde taranarak öldürüldü.

Ateşkes kararının ardından peş peşe meydana gelen bu olayların birbiriyle bir ilişkili olduğu iddia edildi. PKK çevrelerinde dolaşıma sokulan ve İmralı'ya kadar ulaşan bir teoriye göre ise cemaat bağlantılı olan İmam Aziz Tan'ın öldürülmesine karşılık cemaatle bağlantılı devlet güçleri 9 PKK'lıya yönelik baskını gerçekleştirmişti.

Öcalan uyardı

Öcalan'ın cemaate yönelik şiddet dozu artan açıklamaları, KCK Adalet Divanı'nın çocuklarını cemaat okullarına gönderen ailelere tehdidi, Fırat Haber Ajansı'nda isim isim bölge illerindeki cemaat örgütlenmesinin teşhir edilmesine kadar giden sertleşmenin ardında, dolaşıma sokulan bu iddia vardı. KCK davasının arkasında cemaat olduğu iddiaları da gerginliği tırmandırdı.

Bismil'deki cemaat evinin kundaklanması muhtemel bir Kürt-dindar çatışmasına dönebilecek bu sertleşmenin barış görüşmelerine ne kadar büyük bir zarar verebileceğini ortaya koydu. Pazar günü bu görüşmenin yapılmasından hemen sonra genelde avukatların çarşamba günü yaptıkları İmralı görüşmesinin pazartesi gününe alınması durumun aciliyetini gösteriyor.

Yalova zirvesinin ardından Öcalan'ın sıcak mesajları sadece cemaate dönük değildi. Öcalan bu sıcak mesajlarla aynı zamanda cemaatle çatışmaya hazırlanan örgüt çevrelerine de "durun" sinyali vermiş oldu.

Tüm bu mesajlar da görüşme notlarına şöyle yansıdı: "İşte Hakkâri'deki yaşanan çatışmalar gibi olmamalıdır. Biliniyor orada bir imam öldürüldü, sonra 9 gerilla katledildi, daha sonra da 9 köylü katledildi. Çatışmasızlık pozisyonuna uyulmazsa bu tür olaylar tekrar yaşanabilir."

Öcalan daha önce "İmralı'daki görüşmeler bombalandı" diye değerlendirdiği tüm bu olayları peş peşe sıralayarak hem Kürt çevrelerinde dolaşıma sokulan "her şeyin ardında cemaat var" iddiasına karşı çıkmış oldu hem de bu çatışma üzerinden barış görüşmelerini baltalamak isteyen çevrelerin olası provokasyonlarına karşı da örgütünü uyarmış oldu.

Bir ay sonra adada Öcalan'la ilk temas

Geçen hafta cuma gününden itibaren Öcalan-devlet görüşmelerinde önemli toplantılar olacağı duyumu bize ulaşmıştı. Ayrıntılar birkaç gün sonra belli oldu. Pazar günü Yalova'da Öcalan'ın avukatları Zaman Yazarı Hüseyin Gülerce ile buluştu. İmralı Adası'nda bir aylık kesintiden sonra devlet yetkilileri de geçen hafta ilk kez Öcalan'la görüştüler.

(Dün beni arayan daha sonra da bir açıklama yapan Öcalan'ın avukatlarının sözcüsü Yalova'da Hüseyin Gülerce ile görüştüklerini ama devlet yetkilileriyle aralarında bir görüşme olmadığını açıkladı.)

İmralı'da süren ve artık resmiyet kazanan görüşmeler, 2 Kasım 2010 günü kesilmişti. Öcalan bundan duyduğu rahatsızlığı avukat görüşmelerinde dile getirdi. Arada hava sertleşti. Sert Baydemir açıklamaları, "Balıkçı yok" yayınları geldi. Öcalan'ın son açıklamlarında ateşkes süresini marttan hazirana uzatması, çatışma potansiyeli taşıyan Demokratik Özerklik'e geçiş çalışmalarını iki yıllık bir geniş zamana ertelemesi geçen hafta devletle yeniden kurulan temasın sonucu.

Taraf'ın geri çekilme haberini doğruladı

En önemli mesajlardan biri ise daha önce Taraf'ın sürmanşetten duyurduğu ama daha sonra örgüt çevreleri tarafından yalanlanan PKK militanlarının çatışma alanlarından çekildiği haberini doğruladığı sözleri. Şöyle diyor Abdullah Öcalan: "Bu dönemde gerillanın dikkat etmesi gereken hususlar da var. En önemli husus, çatışmasızlık ortamının korunmasıdır. Gerilla, çatışmasızlık pozisyonunu konumunu iyi sağlamalıdır. Zorunlu ihtiyaçlar dışında, hayati şeyler olmadıkça çatışma riski doğuracak alanlara girmemelidirler. Çatışma riski taşıyan ortamlardan uzak durmalıdır."

(YILDIRAY OĞUR / TARAF)

HABERE YORUM KAT

3 Yorum